Bir kadının traduction Espagnol
57,202 traduction parallèle
Bir kadının el yazısı olmadığı belli.
La letra es claramente masculina.
Bir kadının saçına asla dokunma!
¡ ¡ Jamás toque el cabello de una mujer!
Yetişkin bir kadının, kumluğa sıçtığını gördünüz mü hiç?
¿ Alguna vez habéis visto a una mujer adulta cagando en una caja de arena?
Felaket bir kadın, değil mi?
Ella es todo un personaje, ¿ no?
Hindistan, Saray Müzesi Araştırma Enstitüsü'nden doktoralı bir kadın geldi.
Del Instituto de Investigación del Museo del Palacio de Rajasthan, India ha llegado una dama.
Hindistan'dan doktoralı bir kadın mı?
- ¿ Profesora de la India? - Sí.
Biliyorum yine aptalca bir soru olacak ama gerçekten bir kadın bu evde eşini öldürdü mü?
Oye... Esta es una estúpida pregunta de nuevo, pero... ¿ Fue realmente una mujer la que mató a su esposo en esta casa?
Ben size tüm bunları ciddiye alan bir kadın olduğunu bildirmekten çok mutluyum ve o bu sorunu ortaya çıkarmak için çok ciddi adımlar atıyor.
Bueno, estoy feliz de informar... que hay una mujer que está tomando todo esto muy en serio... y está tomando algunos pasos bastante dramáticos... para abordar el problema.
Mae, sen bunu yapabilecek çok cesur bir kadınsın.
Mae, eres una mujer muy valiente al hacer esto.
Yaşlı bir kadın burada oda kiralar.
Una anciana solía alquilar habitaciones.
Brian bir kadınla tek gecelik ilişki yaşamaya karşı değil ama duygusal olarak kalbinde ona yer yok çünkü bana aşıksın.
A Brian no le importa tener un rollo de una noche con una mujer, pero no tiene espacio emocional para ella - porque está enamorado de mí.
- O berbat bir plan çünkü kadınların tek derdi para.
- Ese plan es una mierda porque con las mujeres siempre es cuestión de dinero.
Bırak sadece söyleyeyim Bir kadın cennet gibi olurdu.
Déjame decirles, que una mujer habría sido como el cielo.
Ve bir kadını hoşnut etmekten çok bir geyiğin soyunması hakkında daha fazla şey biliyordu.
Y sabía más acerca de vestir un venado que agradar a una mujer.
Bir kadın başka bir kadını sevdiğinde -
Cuando una mujer ama a otra mujer...
Bağışlayan Kadın Ödülü, geçen sene Yardımcı Başkan Projesi'ne cömertçe, bir milyon dolardan fazla bağış yapan Bayan Meredith Parish'e gidiyor.
El premio galardonará una mujer que... generosamente el año pasado donó más de U $ S 1 millón... al proyecto "Lugarteniente"... la Sra. Meredith Parish.
Harika bir kadınsın Stella.
Ud. es un infierno de mujer, Stella.
Belli bir noktadan sonra kadın artık kadın olmaktan çıkıp, bir ihtiyara dönüşür.
Hay un cierto punto en que la mujer pasa de ser mujer a ser un viejo más.
Sen korkunç bir kadınsın ve o sigaraların seni öldürmesini dört gözle bekliyorum.
Eres una mujer horrible, me muero de ganas de que esos cigarrillos te maten.
Bildiğin yetişkin bir kadın altına sıçtı sadece.
- es realmente terrible. - Sí, eres una mujer adulta que se acaba de cagar encima.
Seyirciler senin yerine bana güvenir, çünkü sen bir kadınsın ve tanımı gereği, boş konuşan birisisin.
No decir nada y mantenerte detrás de mí. Verás, la audiencia creerá en mí porque tú eres una mujer y, por definición, pesada.
- Gerçek bir güçlü kadın hiç cinsellik yaymaz. - Bir şey yaydığın kesin.
Lo cierto es que sí.
Arkadaşımın kadınlarla ilgili garip bir sorunu var.
- No, no, mirad, lo siento, mi amigo tiene problemas muy raros con las mujeres.
Bir kadın ama aynı zamanda bir kedi. Kedi-kadın.
Es una mujer y también un gato, es una mujer gato.
O zaman o bir kedi mi yoksa kadın mı, efendim?
Entonces, ¿ es un gato o una mujer?
Benim bilmek istediğim şey asgari ücretten az para kazanan bir kadın parasını nasıl böyle çarçur edebiliyor?
Ahora, lo que quiero saber es... ¿ Cómo una mujer que gana menos del salario mínimo puede permitirse compras impulsivas?
Bir kadını aşağılanmış hissettirmek isteyince.
Cuando quieres que una mujer se sienta pequeña.
- Kahretsin Frank, bir kadını vurdun.
Joder, Frank, has disparado a una mujer.
Bildiğin orospu bir kadın tarafından yetiştirildin.
A ver, te criaste sin padre y tu madre era básicamente prostituta.
- Bir kadın, bir erkeğe tecavüz edemez.
Una mujer no puede violar a un hombre.
- Yetişkin bir kadın, bir çocuğa edebilir.
Una mujer mayor puede violar a un chaval más joven.
Sense bana sahip olunmayı isteyecek bir kadın gibi gelmiyorsun.
Y no pareces del tipo de mujer que quiera que la posean.
Yaşlı ve dul bir kadın.
Es una anciana viuda.
- Yakınlarda bir kadın saldırıya mı uğramış?
¿ Han atacado a una mujer de por aquí?
Sadece yan kapıda yaşayan kadınım ; Ne fikrimin bir önemi var ne duygularımın bir önemi var.
Sólo la señora que vive al lado, cuya opinión no significa nada, cuyos sentimientos no significan nada.
Roberta yetişkin bir kadın?
¿ Roberta es una mujer adulta?
Bir kadın bunu giyerken nasıl savaşır ki?
¿ Cómo hacen para luchar con esto encima?
Aramızda bir kadın var.
Hay una mujer.
Trevor, bir kadını konseye getirmekteki amacın neydi?
¿ Cómo rayos se le ocurrió llevar una mujer a la Cámara?
Ve ayrıca kadın avcısı bir romantiktir.
Y también es un romántico casanova.
Filmde bir genç kadın rolü var.
Hay un papel para una chica, un papel de actuación.
Çok alımlı bir kadın.
Ella es una mujer atractiva.
Sevdiğim kadının babasının oğluyla sadece bir kez karşılaşmama rağmen..
¿ Por qué habría de sentirme así respecto a él, habiéndole visto solo una vez?
- Sizin de hatırlayacağınız üzere kadın güzelliğini onarıp artıran ürünler imal eden bir şirketi temsil ediyorum.
Como puede que recordéis, represento a una compañía que produce productos que restauran y realzan la belleza femenina.
Kocası biraz tombul bir Alman pisliği ve kadının beraber olmadığı...
Su marido es un alemán enano, gordo y capullo, y ella se folla..
Kural olarak bu numarayı güzel bir kadın ve bir şempanzeyle yapıyorum.
Como norma, hago este truco con una mujer preciosa... y un chimpancé.
Sizin kadınınız mı yoksa bir kimyager onu ziyaret edebilir mi?
¿ Es suya o... podría un químico pedirle una cita?
Şimdi... soyguncuların bir kısmının kadın olduğunun söylendiği ihbarlar var.
Muy bien... tienen informes que dicen que algunos de los ladrones eran mujeres.
- Bir kadın efendim, aslında 2 kadın efendim.
Es una mujer, señor. En realidad dos mujeres, señor.
Seni görmek için bir kadın geldi ve yemin ederim onu durdurmanın tek yolu bana verdiğin tabancayı kullanmak olurdu.
Ha venido una mujer y solo podría haberla detenido con la pistola que me diste.
Özel zevkleri olan bir kadınımdır.
Soy una mujer con un gusto muy particular.
kadının 24
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kahve 26
bir kere daha 137
bir kez 117
bir kere 190
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir katil 56
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kahve 26
bir kere daha 137
bir kez 117
bir kere 190
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir katil 56
bir kitap 34
bir kız var 17
bir karar ver 16
bir karar verdim 25
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kız vardı 25
bir kelime 22
bir kız var 17
bir karar ver 16
bir karar verdim 25
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kız vardı 25
bir kelime 22