English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Bir kahve

Bir kahve traduction Espagnol

5,934 traduction parallèle
Buraya yeni şeyler alırken, yeni bir kahve makinesine ne dersin peki?
Y tal vez mientras estás renovando las cosas por aquí, ¿ y si compras una cafetera nueva?
Ben de kurumsal bir kahve dükkânında çalıştığıma inanamıyorum.
Y yo no puedo creer que esté trabajando para una cadena de cafeterías.
Ben uzun bardakta bir kahve alayım. Ekstra sıcak olsun.
Yo tomaré un café de filtro alto, extra caliente.
Ben Vera için büyük boy, yağsız bir kahve Fran için uzun bir latte ve üstünde 11 splenda olan zencefilli bir latte alayım.
Yo tomaré un café de filtro de 20 con leche desnatada para Vera y un café con leche alto para Fran y un café con leche con jengibre y 11 sacarinas.
Taze bir kahve hazırladım ve biraz yumurta yaptım.
He preparado una jarra de café recién hecho y te hecho unos huevos.
Sadece, tüm yazı ilginç, güzel bir kahve fincanla geçirmeyi seviyorum.
Es solo que he disfrutado mucho la extraña y descarada taza de café en verano.
Bayan Florrick, lütfen bunu yanlış anlamayın,... ama birlikte bir kahve içebilir miyiz diye merak ediyorum?
Señora Florrick, por favor no me malinterprete, pero me preguntaba si le gustaría tomar un café.
Sana bir kahve aldım.
Te traje un café.
Sana bir kahve getirelim.
Consigamos un poco de café para ti.
Aslında şarabımı ofiste bir kahve fincanına koymalıyım Ama sizinkiyle koca bir şişe alıp kupaya ihtiyaç duymayacağım.
Normalmente, tengo que verter mi vino en una taza de café en el trabajo, pero no con su "Merlot-to-Go".
- Onunla bir kahve dükkanında tanışmıştık.
- Sólo lo vi una vez en una cafetería.
Bir... Bir kahve içtik.
Nosotros tomamos un café.
Sana bir kahve ısmarlayayım ve bunu konuşuruz olur mu?
Déjame comprarte una taza de café... -... y vamos a resolver esto, ¿ de acuerdo?
- Margherita, bir kahve lütfen.
- Margarita, un café, por favor.
Bir kahve içelim mi?
¿ Podemos tomar un café?
Bana güçlü bir kahve ve bir de aspirin getirin.
Tráiganme un café fuerte y una aspirina.
Ona bir kahve götüreyim.
Le llevaré una taza.
Her sabah oraya yürür, bir kahve ve simit alırım ve gazetemi okurum.
Cada mañana camino allá, compro un café y un pan y leo el periódico.
Dokuz buçukta evden çıktım, bir kahve içtim, gazetemi aldım.
Salí a las 9 : 30, con un café y el diario.
Ve ben de bir kahve ve çizburger alacağım.
A mí dame una hamburguesa y un café.
Ben bir kahve istiyorum, Iütfen.
Y voy a tomar un café, por favor.
Üç numaraya bir kahve!
Café para el número tres!
Bir kap taze kahve yaptım.
Acabo de hacer café.
Arada bir bulaşabiliriz belki, kahve içeriz?
¿ Quizá podríamos quedar de vez en cuando, para un café?
Ama bir ara kahve içer miyiz?
Sé que es precipitado, pero...
Bir fincan çay ve bir fincan kahve.
Una taza de té y una de café.
Bugün kahve içmeye gidecektik biliyorum ama başka bir işim çıktı ve gelemeyeceğim o yüzden, bu mesajı aldığında beni ara ve artık o konuyu başka zaman çözeriz.
Sé que se suponía para tomar un café hoy en día, pero algo le ocurrió y yo no voy a ser capaz de para hacerlo, así que me llame cuando recibe esta y vamos a averiguar otra vez.
Sarımsak ezeceği, kahve makinesi, ve bir tepsi leziz brusketa.
Picador de ajos, cafetera, y una deliciosa bandeja de bruschettas.
Bir dakika, kahve için gelmek ister misin?
Espera... ¿ Quieres entrar para un café?
Bir insanın 8 yılda bağırırken kullandığı enerjinin hepsini kullanarak,... bir kupa kahve yapabilirsin.
Si usas la energía del sonido de una persona gritando durante ocho años... puedes calentar una taza de café.
Bir fincan kahve içip gideceğim.
- Sólo beberé una taza de café.
Bu mükemmel bahar gününde yapabileceğin en sanatsal şey bir fincan kahve içmek.
Una deliciosa taza de café en un soleado y cálido día.
Siz de sert kahve ve bir bardak su istiyorsunuz değil mi?
Y tú quieres un café negro, con un vaso de agua, ¿ verdad?
Evet ama o parayla bir bardak kahve bile alamazsın.
Sí, pero con eso ni siquiera consigues un café con leche en este mundo.
Bir kahve alsam iyi olur.
Necesito un café.
- Bir fincan kahve getirmemizi ister misin?
- ¿ Podemos pedirte una taza de café?
- Ve bir fincan kahve.
- y una taza de café...
- Nadir, sıkıntı yaratacak bir ilacı iki yıl önce kahve dükkanında tanıştığınız birine mi veriyordunuz?
¿ Ha estado recetando un raro, potente medicamento a alguien que conoció una vez en una cafetería hace dos años?
Birer kahve içip, bir iki saat sohbet edebiliriz.
Consigue un café. Hable por unas horas.
Git şöyle güzel bir duş al, ben de kahve yapayım sana.
Ve y date un buena ducha y yo haré algo de café.
Bir fincan kahve?
¿ U n café?
Bir fincan kahve içelim mi? Sakin bir yerde. Baş başa.
Escucha, ¿ quieres tomar, quizás una taza de café, en un lugar tranquilo... privado?
Gidip bir fincan kahve falan içsek?
¿ Quieres tomar una taza de café?
ikramlik kahve dolu bir mesane ve "hazir tuvalete gitmisken" tarzi bir öneri?
¿ La vejiga llena de café y un "ya que está en el baño"? ¿ De eso trata?
Bir yerlere gidelim istemiştim. Kahve içelim belki dondurma yiyelim.
Quería ir a algún lado y quizá beber café o comer un helado.
- O sadece bir fincan kahve alacak.
- Sólo tomará una taza de café.
Tabi, buyur gel, Fairfax ve Burdon köşesinde iyi kahve yapan bir yer var.
No, para nada, hay una buena tienda de café en la esquina de Fairfax y Burdon.
Başlamadan önce bir fincan kahve?
¿ Una taza de café antes de empezar?
Bir bardak çay veya kahve ister misiniz, Bayan Connors?
¿ Puedo traerle té o café, Sra. Connors?
Cannes'a geldikten sonra her sabah erkenden kalkar Felix Faure Caddesi boyunca yürür, çiçek satıcılarını buza yatırılmış istiridyeleri boşaltan balıkçıları geçer ve aynı kafede, aynı masaya oturur, rezalet bir Fransızcayla bir sütlü kahve, bir Perrier ve bir kruvasan sipariş ederim.
Siempre me levanto muy temprano... en la mañana después de llegar. ILUSTRACIÓN POR ROGER EBERT - Camino por el Rou Félix Faure, pasando por los vendedores de flores, las pescaderías descargando ostras congeladas, y en un particular café, en una mesa especial, ordeno, en un penoso francés, un café con leche, un Perrier y un croissant.
Bir fincan kahve.
Una taza de café.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]