Bir süreliğine traduction Espagnol
5,442 traduction parallèle
Neden bir süreliğine buradan ayrılmıyoruz? Buradan başka bir yere gidelim.
¿ Por qué no nos los alejamos de esto por un timepo, ya sabes, solamente ir al algun lado, estar en alguna parte excepto aquí?
Matt ve Tyler bir süreliğine onların evde kalabileceğimi söylediler.
¿ A dónde vas, pequeño Gilbert? Matt y Tyler dijeron que podía quedarme en su casa por un tiempo.
Bu hainle ikiniz kısa bir süreliğine büyüden kaçmayı deneyebilirsiniz.
Tú y este traidor podéis intentar correr más que el hechizo durante un rato de todas maneras.
Bir süreliğine Will'in yerine bakar mısın?
¿ Puedes cubrir un rato a Will?
Bana ne olduğunu söylemek için bir süreliğine ağlamaya ara verebilir misin?
¿ Puedes dejar de llorar durante un rato y contarme qué ha pasado?
Eski sevgilisi Şef Jeff, seyyar yemekhanesini bir süreliğine sürerek ona yardım etmesini istedi.
Su ex, Jeff el Chef, le pidió que lo ayudara con comida en ruedas, solo condujo un poco.
Her ne için kavga ettiyseniz bir süreliğine unutamaz mısınız?
Hayan peleado por lo que hayan peleado, ¿ no podrías olvidarlo por el momento?
Bir süreliğine beklemedeyiz.
Lo estamos retrasando por el momento.
Sera bir süreliğine kapatıldı.
El invernadero se cerró temporalmente.
Romantik şeylerden uzak durmaya çalışıyorum en azından bir süreliğine.
Estoy intentando alejarme del tema romántico, por un tiempito.
Evin nasıl koktuğunu ancak bir süreliğine ayrılınca anlıyorsun.
No recuerdas el olor de tu casa hasta que no has estado fuera por un tiempo.
O da ne? Deprem sonrası düşük güvenlikleri nedeniyle bir süreliğine dahili iletişimlerini takip etmenin faydası dokunacağını düşünmüştüm. Iron Heights.
¿ Qué es eso?
Herhalde... Uzun bir süreliğine galiba.
Sólo... un tiempo probablemente.
Belediye Konağı'na kaydettirirseniz çalışmalar yakında duracaktır en azından bir süreliğine.
Solo tienes que presentar el informe al ayuntamiento y eso detendría todo.
Sanırım bu benim için bir süreliğine son dava olacak.
Creo que este será mi último caso por un tiempo.
Bir süreliğine beni epey bir etkilemişti ama sonra birden bire durdu.
Fue un poco agobiante durante un tiempo, luego paró.
Sen ve annen bir süreliğine gözden kayboldunuz ve yeni bir kız kardeşle çıkageldiniz.
Tú y tú mamá se fueron lejos y... volvieron con una nueva hermana.
Bir süreliğine Memorial'a gelmen mümkün olmayabilir.
Quizá no sea posible que vengas al Memorial de momento.
Bir süreliğine bunu güvenli bir yere koymam gerek.
Necesito poner esto un tiempo en un lugar seguro.
- En azından bir süreliğine.
Al menos no por un tiempo.
Amish topluluğu dünyayı keşfetmek için bir süreliğine evlerini terkederler, daha sonra geleneksel hayatlarına geri dönüp dönmeyeceklerine karar verirler.
Cuando la comunidad Amish deja su hogar por un tiempo para explorar el mundo, y entonces deciden si vuelven o no, para vivir una vida tradicional.
Bir süreliğine bu ışığı yakıyorum ki konuşabilelim, tamam mı?
Solo voy a encender la luz de tu armario un segundo para que podamos hablar, ¿ vale?
Olaydan sonra bir süreliğine yine bıraktı.
por un tiempo.
İşte, Kitty'yle konuştum ve bir süreliğine buraya taşınmalısın diyoruz.
Sí. Mira, bueno, Kitty y yo hemos estado hablando y creemos que deberías vivir aquí una temporada.
Bir süreliğine tango yapamayacağım.
Bueno, no voy a ser capaz de bailar tango por un tiempo.
Bir süreliğine ödünç aldın ve şimdi başka bir yere gitti.
Lo tenías prestado por un rato y luego se fue.
Tüm bunları bir süreliğine unutmak...
Olvídate de todo por unas horas.
... İlk dileğimi yerine getirdikten sonra bir süreliğine istediğini yapmakta özgürsün.
Me concedes mi primer deseo, y después puedes irte a hacer lo que quieras.
Bir süreliğine şehri terk etmem gerekiyor.
Yo... No puedo. Me marcho de la ciudad por un tiempo.
Avukatı telefonun hızlı aramalar listesinin başında ve bir süreliğine bizim yanımızda olamama ihtimaline karşı bizi koruyup kollayacak koruyucu meleğimizi bulmaya çalışıyor.
Su abogado está en el marcado rápido y está intentando encontrar un tutor que pueda quedarse con nosotros en caso de que ella tenga que estar fuera un tiempo.
Teddy anne ve baban kısa bir süreliğine hastaneye gidicek, ve sen burada Jake dayınla kalıcaksın, tamam mı?
Oye, Teddy, mami y papi se van a ir al hospital un ratito y tú te vas a quedar aquí con el tío Jake.
İşim bitene kadar, sadece kısa bir süreliğine.
Solo será durante poco tiempo, hasta que acabe.
Onu bir süreliğine şuraya bıraksam olur mu?
¿ Te importa si lo dejo aquí unos minutos?
Müsaade eder misin? Bir süreliğine yalnız kalmak istiyorum.
¿ Me disculpas?
Ben de bu yüzden bir süreliğine eve geldim.
Así que tengo que regresar.
Evden bir süreliğine ayrılalım.
Debes salir un poco de la casa.
Okuldan sonra bir süreliğine benimle gel.
Después de la escuela ven conmigo por un tiempo.
Bir süreliğine ton balığı ve gazoz almasını sağlar bu.
Bueno... esto debería mantenerla a base de atún y refrescos por un tiempo.
Evet, bir süreliğine ortaktık.
Sí, fuimos compañeros por un tiempo.
Kısaca bir süreliğine, evet.
En pocas palabras. Sip.
Biliyorum, bir süreliğine eğlenceliydi de.
Lo sé, y fue divertido durante un rato.
Bir süreliğine kontrol etmeye gidiyorum.
Espera un momento, voy a comprobarlo.
Sizleri kısa bir süreliğine Segals soyadlı hoş bir aileye götüreceğiz.
Os vamos a llevar con una muy buena familia llamada los Segal por un tiempito.
Bizimle ilgilendi. Ve bir süreliğine onun yanına taşındık.
Se interesó en nosotros, y nos mudamos con él un tiempo.
İncil'i çalmadık Ajan Bouchard, sadece bir süreliğine ödünç aldık.
No robamos la Biblia, Agente Bouchard, apenas la tomamos prestada... un ratito.
Senin olmasını istediğin suçlama buydu. Eğer Bay Plank ve arkadaşları suçlu bulunursa uzun bir süreliğine hapse girecekler.
Esa es la carga que querías, porque si el señor Plank y sus amigos son declarados culpables, entonces ellos van a ir a la cárcel durante mucho, mucho tiempo.
Sadece bir süreliğine.
Solo por un ratito.
Gerçek şu ki, ailemizin bir üyesi bir yıllığına belki de daha uzun süreliğine yanımızda olmayacak.
La verdad es que un miembro de nuestra familia se va. Por un año, quizás más.
Hakliydi da... en azindan bir süreligine.
Y era cierto... por un tiempo, en cualquier caso.
Eğer bir enerji açığı elektronik bir cihazı kısa süreliğine bozabiliyorsa neden bir tanesi de insanların sinir hücrelerini etkilemek için kullanılmasın?
Eso me hizo pensar. Es lógico que si una descarga de energía se puede utilizar para temporalmente dislocar un circuito electrónico, entonces ¿ por qué no puede uno ser sintonizado para objetivos como la brecha dendrita-axón entre las terminaciones nerviosas humanas?
- Bir süreliğine ortadan kaybolacağım.
Durante un tiempo me iba a desaparecer.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir saat sonra 47
bir saniye 1866
bir şey yok mu 17
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir saat sonra 47
bir saniye 1866
bir şey yok mu 17