English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Bir sabah

Bir sabah traduction Espagnol

10,704 traduction parallèle
Evet hanımefendi tuhaf bir sabah geçirdiniz burada bir sürü soru soran bazı yabancılarla uğraşmak istemiyorum bu yüzden... sadece bir soru daha sorabilir miyim...
Sí, señora. Ha tenido una mañana extraña. No querría que algún extraño irrumpiera aquí e hiciera un montón de preguntas, tampoco, así que...
Zor bir sabah geçirdiğini duydum.
Bueno, dicen que has tenido una mañana movidita.
Güzel bir sabah değil mi?
Bonita mañana, ¿ verdad?
Sonra bu sabah, bir anda fikir değiştirdi.
Luego esta mañana, el envía un audio.
Sabah 8 sularında bir komşu, ön kapının açık olduğunu fark etmiş.
Sobre las 8 : 00 de esta mañana, un vecino se dio cuenta que la puerta principal estaba abierta.
Preston Trail'de bu sabah erkenden ne yaptığına dair bir fikrin var mı?
¿ Sabes por qué había subido al Sendero Prescott esta mañana temprano?
Ve dün sabah bir kadın vardı.
Y ayer por la mañana vino una mujer.
Saat sabah 11.55... Başkomiser Holt önümüzden elinde aşırı sıcak bir tabak çorbayla geçti...
a las 11 : 55 AM, el capitán Holt pasó llevando un plato de sopa caliente.
Bu sabah size Reem tarafından 1995 yılında bir yaz mevsiminde 10 kişiyi öldürdüğü zaman kullanılan arabaya sahip olma şansını sunuyoruz.
Esta mañana, os ofrecemos la oportunidad de adquirir el coche que conducía Reem en 1995, cuando masacró a 10 almas a lo largo de aquel verano.
Yarın sabah yine başka bir yüze sahip olacağım.
Cambiará mañana.
Bir arkadaşım var. Her sabah uyandığında görünüşü değişiyor.
Tengo un amigo... cuyo rostro cambia cuando se despierta.
Her sabah değişen bir insanla o işi yapabilir misin?
Entonces, básicamente puede ser una persona diferente cada día.
-... bu sabah bir şey oldu, bir olay.
Algo ocurrió esta mañana, un incidente.
Sabah sana küvette ölü bir klon gösterdim.
Te mostré a un clon muerto en mi bañera esta mañana.
Indianapolis'e sabah uçuşum var yarın. ... ama bir geceyi birlikte geçirebilecek olmamıza sevindim.
Tengo... un vuelo a primera hora a Indianapolis mañana por la mañana, pero me alegra que pasemos la noche juntos.
O kahvaltının ardından, Başbakan binayı terk etmeden önce tüm tartışmalarımızın sonucunda yarın sabah bir demeç verilecek.
Así nuestras declaraciones, como resultado de todas nuestras discusiones, se harán mañana por la mañana a continuación de ese desayuno - y antes de la salida del Primer Ministro. - ¿ Hay algo de comer?
Burası bir karakol ve saat de sabahın 10'u. Hatırlatmama gerek var mı?
¿ He de recordarle que esto es una comisaría y son las diez de la mañana?
Little Brown basın toplantısından sonra ufak bir durum incelemesi için bu sabah ikinizle de telefon görüşmesi yapmak istiyor ama Virginia henüz gelmedi.
Y los de Little Brown quieren que los dos atendáis el teléfono esta mañana para hacer un rápido post mórtem tras la conferencia de prensa, pero Virginia no ha llegado aún.
Ayrıca, bu sabah her ne olduysa, seni temin ederim ki, bir daha olmayacak.
Y lo que ha pasado esta mañana, puedo asegurarte que no pasará de nuevo.
Hepsi nefret içerikli ancak bu sabah merak ettim ve bir tanesini açtım. Minnesota'dan bir Lüteriyen papaz cemaatiyle seks hakkında nasıl konuşacağına dair tavsiye istiyordu.
Son todo cartas de odio, pero esta mañana, sentí curiosidad, abrí uno, era de un pastor luterano de Minnesota pidiendo consejo sobre cómo hablar a sus feligreses sobre sexo.
Bir keresinde beni sabahın 3'ünde Roma'da bir çeşmeye götürmüştü.
Una vez me lo hizo en una fuente en Roma a las tres de la mañana.
Biraz dinlensin, yarın sabah bir şeyi kalmaz.
Solo tiene que andar un poco, y mañana por la mañana estará bien.
Bu sabah uyandığımda 38 dereceydi ama o da bir saati geçti.
Tenía 38 y medio cuando me desperté, pero eso fue hace una hora.
Başvuru yönlendirmeleri için sabah bir yerlere telefon etmeye başlayacağım.
Haré unas llamadas por la mañana, para pedir referencias.
On yıl boyunca her sabah mutlu bir evliliğim olduğunu sanarak uyandım.
Durante una década me desperté cada mañana creyendo que era un hombre felizmente casado.
MS-NBC bu sabah bir haber yayımladı, benim hazırladığıma aşırı derecede benziyor.
MSNBC ha tratado un tema esta mañana que es sospechosamente parecido a la sección que he producido.
Sabah acil bir ameliyat için izin gününde çağrılmış.
La llamaron esta mañana en su día libre para realizar una cirugía de urgencia.
Bu sabah yeniden kötülerden olmuş gibi bir hali vardı.
Bueno, esta mañana se fue a un lugar un tanto oscuro.
Bu sabah yeniden kötülerden olmuş gibi bir hali vardı.
Bueno, el tipo fue a un lugar oscuro esta mañana.
- Evet. O bölüm, bir kadının üç adamı birden elde etmesiyle ilgiliydi. Ama bunu sabah kahvaltısı için de uygulayabilirsin.
Quiero decir, el capítulo era sobre una señora estando con tres tipos, pero se puede aplicar eso a la comida del desayuno.
Bir keresinde, sabahın dördü veya beşiydi telefonum çaldı.
Un día, a la madrugada, a las 4 : 00 o 5 : 00 de la mañana, sonó el teléfono.
Analistimiz bu sabah benzer bir rapor verdi.
Nuestro analista no dio un reporte similar esta mañana.
Kurban bu sabah bir işçi tarafından bulunmuş.
La víctima fue encontrada más temprano esta mañana por un sujeto de mantenimiento.
Dün gece, kredi kartı Rochester'daki bir benzinlikte ve bu sabah Buffalo'daki bir benzinlikte kullanıldı.
Anoche, su tarjeta de crédito se usó en una gasolinera en Rochester y esta mañana en Buffalo.
Her sabah buradayım geriye bir şey kalmayana kadar onun ağlamasını izliyorum.
Yo paso cada mañana viéndola llorar hasta que se queda sin lágrimas.
Sabah Melanie Vilkas adlı bir kadının cesedi Gantry Plaza'daki rıhtımda bulundu.
Esta mañana temprano, han hallado el cadáver de una mujer llamada Melanie Vilkas en el puerto de Gantry Plaza.
Santa Monica polisi bize genç bir çift yolladı bu sabah iskelede muhtemel bir takipçilik olayı.
La policía de Santa Mónica nos envía una pareja, un posible acoso en el muelle esta mañana.
Sabah Kono'yla bayağı ciddi bir kavgamız oldu.
Kono y yo hemos tenido una discusión bastante fea esta mañana,
Her sabah bir mucizedir.
Cada mañana es un milagro.
Hashtag "her sabah bir mucize" Hashtag "Bojack'in fikirleri"
"# Cada mañana es un milagro". "# Pensamientos de BoJack".
- Şunu bir dinle. Harika sabah seksi... -... sırasında oynamış bir reklam.
Es un comercio que tuvo lugar la semana pasada durante la Gran Mañana Sexo Tengo que con claves para arriba
- Kara toprak olana değin her sabah bir güzel sevişmek.
Hacerle el amor cada mañana hasta el día de mi muerte.
Sabah yeni bir tane almaya gidebilirsin.
Podría comprar uno en la mañana.
Bu sabah içeri girmedim çünkü bulaşmak istemeyebileceğin bir şeye seni bulaştırmak istememiştim.
Esta mañana no entré pues no quería involucrarte en algo en lo que quizá no quieras involucrarte.
Evi elden gitmek üzereymiş ama bu sabah yüklü bir para yatırarak durumu kurtarmış.
Resulta que su casa estaba a punto de ser embargada, pero se canceló luego de hacer un gran depósito esta mañana.
Kasaba şokta. 17 yaşında bir genç bu sabah mezuniyet partisinde bıçakla öldürüldü.
La ciudad está conmovida. Un joven de 17 años... asesinado esta mañana en una fiesta de graduación.
Her sabah sahte bir umuda uyanamam.
No puedo seguir despertándome cada mañana con esta falsa esperanza.
Viper dan altın canavar a..... bu sabah gelmiş bir mesaj.
Aquí. Mensaje de Viper a GOLD3NB3AST recibido esta mañana.
Sabah bana bir teslimatta yardım etmen gerekecek.
Voy a necesitar tu ayuda por la mañana para ayudarme en una entrega.
Sabah uyanıp bir bakıyor ki, Bir numara olmuşum!
Se levantaría mañana y se daría cuenta, " Soy el número uno!
Kalacak bir yerim olmadığında yapardım ki genellikle, kalacak yer olarak birilerini aramak için çok geç olduğunda... sabah 5'e kadar dışarıda kalırdım. Sonra Circle Hattına binip uyurdum ve... saat 12 gibi kalkardım.
Lo hacía, si no tenía un lugar donde quedarme, muchas veces, era muy tarde para pedirle posada a alguien, me quedaba afuera hasta las 5am y luego entraba al Circle Line y simplemente, me arrecostaba,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]