Birkaç tane traduction Espagnol
3,814 traduction parallèle
Santana, Ricky ve birkaç tane daha rütbesi yüksek olan çete elemanın beş net telefon numarasına bağlı hepsi.
Son siempre a cinco números específicos que se rastrearon hasta Santana, Ricky y otro par de peces gordos.
Bende her zaman birkaç tane vardır.
Yo, a veces, llevo muchas sierras.
Bir erkekle ilişkiye girmeden önce birkaç tane bayan sevgilim olmuştu.
Yo misma tuve varias amantes femeninas antes de haber estado con un hombre.
Belki birkaç tane var Bobs uzak saklanmış.
Puede que tenga unos billetes guardados.
Ben birkaç tane telsiz almaya gidiyorum.
Ahora debo ir por radios.
Birkaç tane kertenkeleminkinden de var.
Hay algunos de mis lagartos también.
- Birkaç tane daha...
- Habrá unas...
Yanına birkaç tane Gececi alıp bölgeye gidin. Etrafı yakıp yıkın.
Toma un equipo de andantes nocturnos en la caldera esta noche, provoca un pequeño alboroto..
- Birkaç tane.
- Algunas.
- Birkaç tane. İyiymiş. Büyük kadınları severim.
- Bien, porque me gustan gordas.
Birkaç tane daha var. Br... " Bracknell eski gücünde...
Tengo algunos más aquí. " Bracknell recupera el rumbo...
Birkaç tane üzüm yedirir misin bana?
¿ Te importaría darme de comer un par de uvas?
Birkaç tane.
Varias.
Yanında koruması olarak gelen birkaç tane silahlı adam var.
Trajo algunos sicarios para que cuiden sus espaldas.
Birkaç tane küçük kadeh getir.
Ve a buscar un par de vasos cortos.
- Hiç birini öldürdün mü? - Evet, birkaç tane.
- ¿ Alguna vez has matado a alguien?
- Son 25 senedir her gün birkaç tane Mounds yiyorumdur herhalde.
Probablemente he estado comiendo la barra Mounds dos o tres veces por día en los últimos 25 años.
Geraldo'yla birlikte Afganistan'da görev aldığımızda ünlü biri olmasından faydalanıp... birkaç tane ortadoğulu götürmediğimi mi zannediyorsun?
¿ Crees que cuando estaba en un trabajo con Geraldo en Afganistán, él no estaba usando su estado de celebridad para conseguir una cola del Medio Oriente?
Pekala, panik yapma ama burnun kanıyor. Birkaç tane peçete alabilir miyim, lütfen?
Vale, no alucines, pero estás sangrando. ¿ Me puede dar alguna servilleta, por favor?
Birkaç tane iş görüşmem var ve bir an önce onun evinden çıkacağız.
Tengo un par de entrevistas de trabajo esperando, y estaremos fuera de su casa en nada.
Ne zamandan beri birkaç tane milletvekilinden korkar oldun?
¿ Desde cuando has tenido miedo de unos pocos congresistas?
İstersen korunman için yanına birkaç tane koruma verebilirim.
Si deseas, puedo contratar algunos guardaespaldas para tu protección.
Birkaç tane kokmuş biramız kaldı daha.
Me sobran un par de cervezas.
Evet, birkaç tane sıçtığımın sincabı ve konsantre süt!
Sí, un par de malditas ardillas, un poco de leche condensada.
Çünkü yardım ettiğim birkaç tane daha var da...
Porque yo ayudo a algunos en forma regular, eso es todo, así que...
- Birkaç tane daha var.
- Un par más.
Yukarıdaki banyoda abimin birkaç tane var.
Mi hermano tiene algunos en el baño de arriba.
Birkaç tane var ama öğle arasında çalışmayı seviyor ve benim arkadaşlarımı sevdiğini sanmıyorum.
Unos pocos, pero a ella le gusta estudiar durante el almuerzo. Y como que simplemente no creo que a ella le agraden mis amigos.
Sana birkaç tane fotoğraflarını gösteririm.
Cuatro hijas. Mira unas fotos.
- Birkaç tane evim var. En azından vardı.
o los tenía.
Fazladan birkaç tane as çıkabilir.
Y puede que hayan un par de aces extra.
Sadece arkadaşıma birkaç tane hap verdim.
Solo le di un par de pastillas a un amigo.
- Birkaç tane var.
- Yo tengo.
Birkaç tane kilitli kapı var da.
- No. Hay puertas cerradas allí.
Cebimde birkaç tane anahtar buldum.
Encontré unas llaves en mi bolsillo.
- Her şey düzelecek. Emma, şunlardan birkaç tane al, tamam mı?
Emma, toma un par, ¿ sí?
Buradaki bütün cesetlerin birkaç tane ölümcül yarası var ve hepsi eskiden kalma.
Todos los cuerpos tienen una herida mortal o dos o tres, pero todos son viejos.
Ama Goreinu'nun da bizim de kitabımızda birkaç tane boşluk kaldı.
Pero Goreinu y el resto de nosotros apenas tenemos espacios libres restantes.
Demek hala birkaç tane büyük köy kalmış.
Supongo que habrá todavía aldeas grandes.
Eğer başka bir taneye gerek duyarsam yöneticiye bildirip bodrumdan birkaç tane alabilirim.
Es decir, si necesito más solo tengo que decírselo al administrador y traerá algunas del sótano.
Al birkaç tane.
Coge un puñado.
Onların sağlam fotoğraflarını çektim. Ve birkaç tane de senin çektim. Daha sonra photoshop ile birleştiririm.
Tengo una foto buenísima de ellas, y algunas de ti, así que os pondré juntos con el photoshop.
Çantamda sadece birkaç tane C-4 var.
Todo lo que me queda en el bolso es algo de C-4.
Birkaç tane telefon çalmıştınız.
Robaste algunos móviles allí.
Yanına birkaç tane Gececi alıp bölgeye gidin.
Lleva un grupo de caminantes nocturnos a la caldera esta noche.
Evet senin için birkaç tane daha çanta var.
Sí, tengo más bolsas para ti.
Birkaç tane C-4 almak istemişti.
Quería comprar C-4.
Birkaç tane acayip tip de kendi bölüğünü terk edip burada kaldı.
Aunque unos cuantos dejaron sus escuadrones para quedarse aquí.
Belki birkaç tane olabilir.
Debe haber varias.
Nesli tehlikede olan türlerden yani birkaç yüz tane kaldı.
Que están en la lista de especies en peligro de extinción, así que sólo quedan menos de un centenar.
Sadece 12 tane düş kapanı 9 rüzgâr çanı ve birkaç keçi dışkısı vardı.
Solo eran 12 atrapasueños, nueve campanas de viento y un par de excrementos de cabra.
tane 40
tanesi 2 pezo 17
birkaç 16
birkaç gün sonra 35
birkaç ay sonra 20
birkaç hafta sonra 22
birkaç gün önce 41
birkaç dakika sonra 23
birkaç saat önce 23
birkaç gün içinde 28
tanesi 2 pezo 17
birkaç 16
birkaç gün sonra 35
birkaç ay sonra 20
birkaç hafta sonra 22
birkaç gün önce 41
birkaç dakika sonra 23
birkaç saat önce 23
birkaç gün içinde 28