Bu kadar kolay mı traduction Espagnol
494 traduction parallèle
Bir erkek için ölmek bu kadar kolay mı sanıyorsun?
¿ Crees que un hombre muere tan fácilmente?
Adam öldürmek bu kadar kolay mı?
¿ Es fácil asesinar a alguien?
- Bu kadar kolay mı?
- ¿ Así de fácil? ¿ Por qué no?
Bu kadar kolay mı?
¿ Es así de fácil?
- Birini öldürmek bu kadar kolay mı?
- ¿ Tan fácil es matar a un hombre?
- Bu kadar kolay mı?
- ¿ Es así de fácil?
İnsan öldürmek bu kadar kolay mı?
¿ Cómo se puede matar así a la gente?
Bu kadar kolay mı?
Pero si eso es tan fácil,
Sizi vuracağıma inanmanız bu kadar kolay mı?
¿ Realmente creían que iba a matarlos?
Bu kadar kolay mı kurtulacaksın, ha?
Pensabas librarte tan fácilmente, ¿ eh?
- Bu kadar kolay mı?
- ¿ Así nada más?
Bu kadar kolay mı?
? Asi por las buenas?
Bu kadar kolay mı sanıyorsun?
¿ Crees que es tan fácil?
Bu kadar kolay mı?
¿ Así de fácil?
Bu kadar kolay mı?
¿ Eso es todo?
O kadar kolay değil bu. Ben Bay Iwasaki'nin firmasında bir çalışanım.
No es tan sencillo, sólo soy un empleado en la Compañía del Sr. Iwasaki.
Kolay olmadığının farkındayım ama bu kadar zorsa...
Entiendo que no ha sido fácil. Pero si es tan difícil,
Bize bu kadar kolay çözülecek bir mesaj göndermeyeceğini ilk bakışta anlamıştım.
Enseguida he comprendido... que su mensaje no sería sencillo de descifrar.
Siz o süsleri kaldırırken kabloların bağlantısını kestim. Tek amacım bunun herhangi biri için ne kadar kolay olacağını göstermekti. Kaldı ki, Giles Conover bu işi yapmak için çok daha akıllı ve çok daha becerikli biri.
Mientras recogían esos objetos desconecté los tres cables para demostrarle lo fácil que sería que cualquiera menos ingenioso y con menos recursos que Giles Conover lo hiciese.
Arkadaşlarımın bu kadar kolay ikna olmalarına şaşırdım.
Y me sorprende la fácil aceptación de mis queridos colegas.
Bir baba olarak, bu işi yapmak o kadar kolay mıydı sanıyorsun?
¿ Y crees que para mí no fue duro... que soy el padre?
Angie, bir şey var... Sana söylemeye çalıştığım bir şey var. - Ve bu o kadar kolay olmayacak.
Angie, hay... algo que te tengo que decir.
Halkına söyle dağlarımıza gelmesinler yoksa bu kadar kolay gidemezsiniz.
Dile a tu gente que no venga a nuestra montaña o no se irán tan facilmente
Kasabamızda bu kadar çok iyi adam var mı ki bu kadar kolay harcıyoruz?
Hablo con ellos. Will Cross Creek tiene tantos hombres buenos, así Así que usted puede perder George con tanta facilidad?
Daima iple bağlı kalacağız bu ne kadar kolay gözükse de, anladın mı?
Iremos atados siempre, aunque parezca un paso fácil.
Maisie ve diğerleri bu kadar kolay baştan çıkmış mıydı?
¿ Sucumben tan fácilmente las Maisies y las demás?
Bu kadar kolay olacağını mı sanıyordun?
¿ Creías que sería fácil?
Bu işi o kadar kolay mı sandın?
No me has hecho daño.
Benden bu kadar kolay kurtulacağını mı sanıyorsun?
No creas que te desharás de mí tan fácilmente.
Sence bu o kadar kolay olacak mı?
¿ Crees que sería fácil?
Bu kadar yükten sonra... uçaksavarlara kolay lokma olmaz mıyız?
Con todas esas posiciones de tiro la artillería será asesina, ¿ no?
Bu kadar kolay olacağını bilsem ucuzundan alırdım.
Si hubiera sabido que iba a ser tan fácil... hubiera traído todo el servicio casero.
Tanrım, bu düşündüğüm kadar kolay değilmiş.
Oh, Dios mío, no es tan fácil como creía.
Seninki kadar olmasada Benim de bir kaç numaram var kılıcı benden bu kadar kolay alacağını mı sandın?
Ahora ya sabes de lo que soy capaz. ¿ Creías que iba a soltar la espada tan fácilmente?
Yani beyaz insanların yardımı hakkında, aslında, o kadar da çok farketmez çünkü eğer yarınki ajitasyonumuz başarılı olursa, bu da demek olacak ki her öğrenci, gösterimize katılmış ya da katılmamış olan, siyah ya da beyaz, düşman olarak nitelendirilecek, ve böylece gerilimi elde tutmak daha kolay olacaktır, ve bu sayede, biz hepimiz, yerel bir tehdit oluşturacağız.
Me refiero a la ayuda de los blancos, Quiero decir, no importa tanto porque si mañana nuestro movimiento tiene éxito va a suceder que cada estudiante, esté o no de nuestro lado, sea blanco o negro, será considerado un enemigo, y será más fácil mantener la tensión que nosotros, todos a la vez, nos convirtamos en amenaza pública.
Bu kadar kolay olacağını mı sanmıştın?
¿ De verdad pensaste que sería tan fácil?
Bu kadar kolay karar verebileceğini sanmazdım.
No te creía tan influenciable.
Bu kadar kolay. Sanırım.
Es así de sencillo, creo.
O anda ona ulaşmanın bu kadar kolay olmasını hala aklım almıyor.
Nos asombró lo fácil que era entrar en ese piso... y acercarse a él en ese momento.
Bu işin peşini bu kadar kolay bırakacağımı düşünme sakın.
No creas que voy a acabar la cosa tan fácilmente.
Ben San Francisco'yu alayım, sen Amerika'nın geri kalanını. Buraya bir daha dönecek olursan bu kadar kolay kurtulacağını sanmıyorum.
Yo tomaré San Francisco... tú toma el resto de Estados Unidos... y si alguna vez regresas a este lugar... no creo que te libres tan fácilmente.
Bu kadar kolay teslim olmayalım.
No debemos... dejarlo así nomás.
Bu kadar kolay kurtulacağımızı düşünmemiştim ama.
Nunca pensé que conseguiría un trozo de pastel por esto.
Amerikan takımını bu kadar kolay yenmeniz sizi şaşırttı mı?
¿ Están sorprendidos de lo fácil que derrotaron al equipo de los EEUU?
Oh, aman Tanrım, bu kadar kolay aldatıldı.
¡ Ay, Dios! Cayó tan fácilmente. Es increíble.
Autobotların bu kadar kolay ölmesi ne yazık. Yoksa bundan tatmin mi duymalıyım? Şimdi.
Es una lástima que mueran tan fácilmente, así al menos podría sentirme un poco satisfecho.
Bu kadar kolay yakalanmanıza şaşırdım diyebilirim.
Me sorprende que lo capturaran tan fácil.
Sizin de gördüğünüz gibi beni bu kadar kolay bir şekilde aptal yerine koymalarına inanamadım.
La verdad no podía creer que se hubieran marchado solo para burlarse de mí.
Belki bir gün, yollarımız tekrar kesiştiğinde,... beni başından bu kadar kolay savamayacaksın.
Quizá algún día, cuando nos crucemos de nuevo... No será tan fácil deshacerse de mí.
- O kadar kolay mı bu?
- ¿ Así de fácil?
Bu kadar kolay, ha? Shriners kabilesinden, lanet olası izcilere kadar herkes var başımda. Sadece alanı kapatayım mı?
¿ Así nada más quiere que la cierre?
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar yeter mi 31
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeterli 43
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar komik olan nedir 26
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar yeter mi 31
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeterli 43
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar komik olan nedir 26
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar erken mi 37
bu kadar konuşma yeter 21
bu kadar komik olan ne 88
bu kadarı da fazla 67
bu kadar hızlı değil 17
bu kadarı yeterli 87
bu kadar saçmalık yeter 43
bu kadar üzülme 23
bu kadar basit değil 34
bu kadar erken mi 37
bu kadar konuşma yeter 21
bu kadar komik olan ne 88
bu kadarı da fazla 67
bu kadar hızlı değil 17
bu kadarı yeterli 87
bu kadar saçmalık yeter 43
bu kadar üzülme 23
bu kadar basit değil 34