English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Bu kadarı fazla

Bu kadarı fazla traduction Espagnol

2,212 traduction parallèle
Sakaar'ın evladına bu kadarı fazla geldi.
Demasiado para su Sakaarson.
Bu herifler için bile bu kadarı fazla.
Eso es exagerado, incluso para estos tipos.
Bu kadarı fazla.
Ya es suficiente.
- Bu kadarı fazla.
Ya es suficiente.
Bu kadarı fazla.
Esto es demasiado.
Shyann acıdan kurtulup huzura erdiği güne kadar Thomas ve Lena bu sırrı bir yıldan fazla bir süre taşıdılar.
Thomas y Lena esperaron casi un año manteniéndolo en secreto hasta que Shyann finalmente encontró paz para su sufrimiento.
Niçin bu kadar fazla bağırıyorlar?
¿ Por qué unas mugen más alto que otras?
Bu saldırıların dünya ticaret merkezi ikiz kulelere zarar vermesinin üzerinden 10 aydan fazla geçmesine rağmen hazırlıkların tören başlayana kadar devam etmesi beklenmektedir.
Aunque han pasado diez meses desde, los ataques a las Torres Gemelas, la limpieza durará, incluso hasta la ceremonia.
Bu kadarı artık fazla.
Es simplemente demasiado.
Anlamıyorum bu kadar yol kat etmişken her şeyi elinizin tersiyle bir kenara itiyorsunuz ve ben size daha fazla arka çıkamam.
No puedo entender porqué... lo está arruinando todo... después de tanto progreso. Y no puedo seguir cubriendolo.
Yeni tıbbi tedavi yöntemlerinden evreni daha iyi anlamaya, yaşam değiştiren ilhamlara kadar uzanan tüm bu doğal araçlar bize daha fazla bilgiyi araştırabilme yeteneği kazandırıyor.
Desde nuevas formas de tratamientos médicos hasta un mejor entendimiento del Universo hasta cambios de vida y revelaciones espirituales, estas herramientas naturales nos ofrecen la forma de alcanzar grandes conocimientos.
Hayır, bu kadarı biraz fazla.
Eso es demasiado, amigo.
Benim bu duruma bakışım daha gelişmiş, ve bir o kadar da karışık. Üzümün diğer meyvelerden daha fazla geçmişi var. Bu durum büyük ihtimalle, belli seviyede bizim niye üzüme yöneldiğimizi ve benimsediğimizi açıklıyor.
Me atrevo a decir que esto esá tan evolucionado y mucho más complejo que... tiene mucho más historia que las otras frutas, lo cual probablemente es, en cierta medida, por lo que respondemos a ello y lo acogemos.
Şimdi de bu diğer baba ortaya çıktı ve bu kadarı çok fazla.
Tu sabe, y ahora tengo este otro padre aquí, Y es demasiado.
- Bu kadarı fazla.
- No, esto ha llegado demasiado lejos.
Galiba bu kadar heyecan bana fazla gelmişti çünkü postacının ayakkabısına kustum.
Supongo que me tiene cólera. Porque vomité en sus zapatos.
Bunu kullanabilirim. Bu kadarı yeter. Daha fazla bir şeye gerek yok.
Puedo usar esto, hay suficiente aquí, no necesito más, dígale que ya no necesito más.
Benim yardım etme teklifimi, Ondan daha fazla annesi kabul etti. Ve maddi şeyler için insan Bu kadar çok bağımlı olmamalıdır.
Como madre, quiero ayudarla a aceptar mejor y no apegarse tanto a lo material.
Bu kadarı da fazla artık.
Porque ya he tenido suficiente, ¿ de acuerdo?
Bay Bratton, ne kadar meşgul bir adam olduğunuzun farkındayım bu yüzden lafı fazla uzatmayacağım.
Sé que es un hombre ocupado, Sr. Bratton. Así que iré directo al grano.
En fazla bu kadarını yapabilirim.
Hasta aquí llego.
Yeni bir iş var. Olmaz Dan, bu kadarı da fazla.
No, Dan, esto es demasiado.
Sen de biliyorsun, biz de. Ama biz zaten ödün verebileceğimiz kadar verdik. Ama orada daha fazla sondaj yaparlarsa bu insanları işinden ve toprağından edecek.
Ya los hicimos todos los compromisos posibles, pero continúan perforando aquí, estamos obligados a dejar nuestro trabajo y nuestra tierra.
Ana su yollarının 34 eyaletteki bu sondaj çalışması sonucu tehdit altında olması, bu daha fazla sürerse zararın ne kadar büyük olacağını merak etmeme yol açtı.
Las vías navegables, maltratadas por las campañas de perforación de 34 estados, presagian de la gravedad de los daños si ésta situación se prolonga aún.
Son bir aydır Mike ile benden daha fazla zaman geçirmişsin. On yıldır benimle bu kadar zaman geçirmedin!
Pasaste más tiempo con Mike el último mes que yo en los últimos 10 años.
Pekala, bu kadarı yeter. Buna daha fazla katlanamayacağım.
A ver, ya basta, no puedo soportar más.
En fazla bu kadar ima edebilirim.
Eso es lo más fuerte que puedo golpear.
Tabi şimdiden bana bu kadar yükleniyorsan alkol şansımı daha fazla arttırmayacak demektir.
Aunque, si todavía no te convenzo el alcohol no mejorará mis posibilidades.
Ayrıca her şeyin bu kadar mükemmel ve parıltılı olmasına fazla takıyorsun.
Además, estás todo el tiempo preocupada en que las cosas se vean pulidas y perfectas.
Bu sahne, sadece tesadüf olamayacak kadar fazla spesifik. Birisi biliyordu.
Esa puesta en escena fue demasiado precisa para ser una coincidencia.
Bu kadar fazla şey için anlaşma yapmadığımızı biliyorum. Hiç sorun değil.
Sé que no te contrataron para mucho de esto.
Değil mi? Böyle ufak kâselerden bu kadar fazla eğlence çıkartılabileceğini kim bilebilirdi?
- No sabía que tanta diversión viniera en tazas tan pequeñas.
Bu konuya neden bu kadar fazla ilgi göstermeye başladın sence?
¿ Por qué crees que estás tan interesada en todo esto?
Bu en fazla 3 hafta kadar acır.
De acuerdo, Meg, esto sólo te va a doler unas tres semanas.
Tanrım, çok fazla akşam yemeği ısmarlayıp yeterince kahvaltı ısmarlamadığın için bu kadar acımasızsın. Yapma be.
Tú eres un amargado porque pagas demasiadas cenas y pocos desayunos.
Ancak 20 milyondan fazla insanın, bu tehlike bölgesine bu kadar yakın yaşamasının iyi bir nedeni var. Kaliforniya'yı zengin eden şey, bu levha sınırı.
Pero una buena razón del porqué 20 millones de personas llevan viviendo tan cerca de esta zona peligrosa es que el borde de la placa ha hecho rica a California.
Yani belki de ona bu kadar fazla değer vermekte acele ettim.
Creo que... quizá me apresuré al ponerla en un pedestal.
Bu durum vücudundaki ve yerdeki bu kadar fazla kanı açıklıyor.
Eso explica el exceso de sangre en el cuerpo y en el suelo.
Bu kadar fazla heparin kullanılmasının durdurulamaz kanamaya yol açabileceğini söylediler.
El Patólogo dice que esa cantidad de heparina habría causado hemorragia imparable.
Daha fazla bulamam. Elimde bu kadar var.
No hallé más, no hay nada en la casa.
Bu kadar çok tuz yatarmak için, çok fazla deniz suyu buharlaştırmak gerekir.
Para crear tanta sal, se necesita evaporar una enorme cantidad de agua de mar.
Ancak 20 milyondan fazla insanın, bu tehlike bölgesine bu kadar yakın yaşamasının iyi bir nedeni var. Kaliforniya'yı zengin eden şey, bu levha sınırı.
Pero un buen motivo por el que más de 20 millones de personas... siguen viviendo tan cerca de estas zonas tan peligrosas... es que esta falla hay hecho rica a California.
Fazla kilo aldığın için bu kadar hassassın.
Te sientes sensible por tu gran tamaño.
- Bu kadarı çok fazla.
- Es demasiado.
Bu işte sadece birkaç yılım daha kaldı, ve benim için bu kadar büyük tümörlerden fazla kalmamış olabilir
Sólo me quedan unos años de trabajo y quizá no vea muchos tumores gigantes.
Öpüştüklerini düşünüyorum, ama en fazla bu kadar.
No.
Zamanla bu enerji yüklemesi uzayan bir kuyruğa benzer. Ta ki daha fazla dayanamayacağı zamana kadar.
Con el tiempo, la energía se acumula hasta que no puede contener toda.
Ben bu kadar fazla içiyor olmasaydım hiç bir zaman bu kadar kötü olmazdı.
si yo no hubiera estado ebria... todo el tiempo.
Bu kadar uzun telefon görüşmesi yapmaya çok fazla para harcamamalısın.
Está bien, Senomoy. No debe gastar tanto dinero en hacer tantas llamadas de larga distancia.
Bu bir ilaçlama şirketi. Ve parası da o kadar iyi değil. Doğu Teksas'da New York'dakinden daha fazla sıçan olduğunu biliyor muydun?
Es una compañía de exterminio y el dinero no es mucho pero, ¿ sabías que hay más ratas al este de Texas que en Nueva York?
Bu övgü kesinlikle şu ana kadar aldığımdan daha fazla.
Ese es definitivamente más elogio del que yo nunca recibiré.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]