English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Buraya geldi

Buraya geldi traduction Espagnol

3,842 traduction parallèle
Egzersiz yapmak için buraya geldi.
Él vino a este planeta a entrenar.
- Ama buraya geldi.
- Pero vino.
Sonra bir gün sarhoş oldu ve yaşlı bir kadınla torununun üzerinden geçti ve buraya geldi.
Un día se emborrachó atropelló a una anciana y a su nieto y terminó aquí.
Oğlum buraya geldi. Fotoğraflar gönderdi, ama kendisini gözümle görmek istedim.
Mi hijo vino aquí, me envió un montón de fotos, pero quería verlo por mí misma.
Bu kadın son zamanlarda buraya geldi mi?
¿ Esta mujer viene aquí recientemente?
Son birkaç haftasında her gün buraya geldi.
Sus últimas semanas, vino aquí cada día.
O dedigin benim karim. Ustelik senin igrenc haplarin yuzunden buraya geldi.
Si no tuvieras toda esa basura en casa, no estaría con esa serpiente en el estómago.
Gölgesi buraya geldi.
Hay una sombra aquí.
Kendisi de çok zor bir durumdayken görevini yapmaya buraya geldi.
Ha venido a asumir sus deberes bajo circunstancias difíciles.
Mutfakta duruyordum yanımdan öylece geçti ve buraya geldi.
Me paraba en la cocina, y ella pasó por frente de mí y vino aquí.
Martha buraya geldi çünkü bence oğlunu kaybetmek istemiyordu.
- Creo que martha vino Debido a que no quería perder a su hijo.
Müdür buraya geldi.
Entiende, el Super Intendente llego.
Buraya geldi.
Ahí viene.
Ve Abby koşarak buraya geldi.
Y Abby entró corriendo.
- Dün buraya geldi, balık tutuyormuş.
Llegó acá ayer, estaba pescando.
Pia buraya geldi ve bana bunu getirdi.
Pía vino, me dio esto.
Buraya geldi mi de ilk iş sikişir.
Y cuando está allí, se folla...
Çünkü arkadaşın Pablo, buraya geldi.
Porque tu amigo Pablo está aquí.
İki haber ekibi az önce buraya geldi.
Esto se está saliendo de control.
Barton buraya geldi çünkü
Vi... vino Barton aquí buscando
- Walter. Bir sabah buraya geldi ve o ünlü İngiliz aksanı ve sertliğiyle anneme seslendi.
Una mañana él apareció y ya sabes cuando él se pone todo británico.
Belki buraya geldi ve ne bileyim sıkıştı kaldı.
Tal vez el viajó en el tiempo hasta acá y no lo sé, quedó atrapado.
Aidan'ın şu an yaşadığı şeyleri düşününce onu buraya getirmek bir barış çağrısı olur gibi geldi.
Y con todo lo que está ocurriendo con Aidan, me ha parecido una ofrenda de paz, el traerla.
İmparatorluk sarayında da gösterildiği gibi buraya sadece sizi "satrançta" yenmeye geldi!
Como era antes de la corte imperial, y esta aquí solo para destruiros... ¡ Al ajedrez!
Arkadaşları için geldi buraya.
Vino a por sus amigos.
Neden buraya seninle buluşmaya geldi?
¿ Por qué vino a verte aquí?
Ne? Buraya o geldi.
Ella vino aquí.
Buraya Monroe soruşturması için geldi.
Está aquí para revisar la investigación Monroe.
Seni bir kere işten sonra buraya bıraktığım aklıma geldi.
Y recordé esa vez que te traje después del trabajo.
- Reginald, Bay Churchill ile birlikte buraya geldi ve Edward bağırdı "Gordon'un intikamını alan adama selam durun." - Beyler, neler oldu?
Caballeros, ¿ qué es lo que pasó?
Bu buraya nasıl geldi?
¿ Cómo llegó eso aquí?
Okuldan hemen sonra geldi buraya.
Venía hasta acá luego de la escuela.
Buraya çantasını almak için geldi.
Él volvió para tomar su bolso.
Ashwini buraya kendi isteğiyle geldi.
Ashwini vino aquí por su voluntad.
Buraya düştü ama ses o taraftan geldi.
Cayó aquí, pero el sonido viene de allí.
Jack Crawford buraya mı geldi? Evet. Hastana ilişkin ona her ne söylediysen bunları doğrulamak isteyecek kadar çok şüphesi vardı.
¿ Jack Crawford estuvo aquí? Tenía suficientes dudas sobre lo que lo que quiera que le dijiste sobre tu paciente para que sintiera la necesidad de verificarlo.
Finn bunun için buraya mı geldi?
¿ Finn vino para hacer eso?
Grace, Joe'yu aldı. Buraya yardım etmeye geldi ama istemeye devam etti.
Grace tenía a Joe, así que ella estaba aquí para ayuda, pero seguía.
- Buraya viski bakmaya geldi ama ona viski yerine bir şişe bira verdiler.
Entró y pidió whisky americano pero tuvieron que darle un trago de whisky Paddy.
Bu kan buraya nereden geldi?
¿ De dónde viene la sangre?
Hayır.Buraya ne zaman geldi?
No. ¿ Cuándo estuvo el aquí?
Hey, o buraya yardım etmeye geldi.
Oigan, está aquí para ayudar.
Buraya en son ne zaman geldi hatırlıyor musun?
¿ Recuerda la última vez que estuvo aquí?
Buraya ilk dün gece geldi.
Anoche vino por primera vez.
Buraya benim için geldi, bunu sen de biliyorsun.
Está aquí por mí y lo sabes.
Demek, bu yüzden Belfast'den bir polis geldi buraya.
Así que por eso han mandado un poli desde Belfast.
Bugün aklıma bir şey geldi de Amelia'yı Aster Şirketi'nin elinden alıp senin buraya getirmenden birkaç hafta sonra olan bir şey.
Me hizo pensar en algo hoy, algo que pasó unas pocas semanas después de que alejáramos a Amelia de Aster Corps y la trajeras aquí a L.A.
Size tekrar hatırlatırım dedektifler,... müvekkilim buraya sorgulanmak için geldi, hakarete uğramak için değil.
Les recuerdo, detectives, mi cliente está aquí para ser interrogado, no insultado.
Cunku buraya arabayla geldi efendim.
Porque llegó aquí conduciendo, señor.
Katılımcılardan biri buraya geldi.
Uno de los participantes apareció aquí.
Buraya çok erken vakitte geldi.
Está aquí demasiado pronto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]