Buraya geldiğimde traduction Espagnol
922 traduction parallèle
Buraya geldiğimde sizden ucuz oda istedim mi? İstedim mi?
Cuando vine aquí a alojarme, ¿ le pedí una habitación barata?
- Buraya geldiğimde... elleri kan içinde bayanın yanında duruken buldum.
Vine y lo encontré parado junto a la señora con sangre en las manos.
Buraya geldiğimde bana borcunuz olduğunu dahi bilmiyordum.
Al venir aquí no sabía que me debieran dinero.
Fakat merdivenlerin başından buraya geldiğimde, kapı sürgülenmişti.
Cuando llegué aquí desde las escaleras, estaba cerrada.
Bunu söylemek istemezdim ama buraya geldiğimde...
Siento tener que decirle esto, pero cuando llegué...
Buraya geldiğimde arkadaşlarım sen ve senin gibiler hakkında bana bir şeyler anlattı.
Cuando llegué aquí, me contaron historias sobre vosotros...
Ve her seferinde buraya geldiğimde kendimde o cesareti bulamadım.
Pero yo llegaba siempre hasta aquí, y después me faltaba el valor.
Dışarı çıktım ve buraya geldiğimde son basamağa çarptığını gördüm.
Salí... y cuando llegué aquí... la vi en el último peldaño.
- Amerika'da bunun anlamı, buraya geldiğimde yoktu demek.
- En americano significa que no estaba aquí cuando llegué.
Dinle bayım... Bu gece buraya geldiğimde... Durmaya yüz tutmuş, eski bir saat gördün.
Mire... yo me siento como un reloj... que se va quedando sin cuerda.
Buraya geldiğimde deliye dönmüş bir haldeydim.
Yo estaba confundido cuando llegué aquí.
Buraya geldiğimde seyyar satıcıydım.
Yo era vendedor ambulante.
Buraya geldiğimde,... Saygı duyulacak bir geçmişe ihtiyacım vardı.
Cuando decidí venir y establecerme en esta ciudad, necesité algo que inspirase respeto.
Ben buraya geldiğimde hâlâ korkuyordun.
Cuando llegué aquí aún estaba asustada.
Ben buraya geldiğimde Sharon söyledi.
Sharon me lo dijo cuando llegué.
Kasaba hala benim hakkımda ne hissettiğini bilmek istiyorsa buraya geldiğimde kendimi saklamam gerekirdi.
Vine a descubrir lo que la ciudad todavía siente por mí, pero me debería haber ahorrado de venir.
Buraya geldiğimde tür nüfusu yüze yakındı.
Mi querido muchacho, cuando yo estaba aquí antes, la, lo que, la población total ascendía a, un mango de la gente, sólo un centenar.
Jennie, benim buraya geldiğimde ne hissettiğimi bilemezsin.
Jennie, no sabes lo que siento cuando vengo aquí.
Üç ay önce buraya geldiğimde hayatımda doldurmam gereken bir boşluk vardı.
Cuando llegué hace tres meses había un lugar en mi vida que estaba vacío.
Ama ilk kez buraya geldiğimde, aklımı kullanıp bu toprakları bulduğum gibi kabul edecektim.
Pero cuando vine aquí, me decidí... a aceptar esta tierra tal y como la encontrara.
Buraya geldiğimde kardeşler adımı hemen "Smith Wesson" koydu.
Cuando llegué aquí los hermanos me apodaron "el hermano Smith y Wesson".
# - Sen ve şu karaten. - Buraya geldiğimde kız baygındı.
- Estaba inconsciente cuando llegué.
Buraya geldiğimde kızın üzerinde olmayan. Bak.
El que la chica ya no llevaba puesto cuando llegué aquí.
- Ben buraya geldiğimde, patrondu.
- Cuando llegué, ya era el jefe.
Ben buraya geldiğimde, kilise gayet iyi durumdaydı.
Cuando yo llegué aquí, la iglesia estaba en buen estado.
İlk defa buraya geldiğimde toparlanıyordunuz ve bu benim hayatımın sonuydu.
La primera vez que vine, usted embalaba cosas... y era el final de mi vida.
Buraya ilk geldiğimde gözlerimde soru işaretleri vardı.
Cuando vine aquí mis ojos tenían el color azul de la inocencia.
Buraya ilk geldiğimde aynı şeyi yapmıştım.
Yo hice lo mismo cuando llegué por primera vez.
Buraya her geldiğimde yağmur yağıyor.
¡ Vaya tiempo! Siempre que vengo al campo, llueve.
Buraya ilk çalışmaya geldiğimde başıma çok garip bir şey geldi.
Cuando comencé a trabajar aquí, me sucedió algo muy extraño.
Buraya ilk geldiğimde hiç bir şeyim yoktu.
Cuando llegué aquí no tenía nada.
- Mecburdum. Buraya birini bulmaya geldiğimde sana güvenmedim. - Ailene güvenmedim.
Cuando vine aquí buscando a un hombre, no contaba con tu familia.
Buraya en son geldiğimde hiçbir şey yoktu. Ne banka ne de tren yolu.
La última vez que estuve allá, no había nada... no había ni banco, ni ferrocarril.
Buraya ilk geldiğimde belki onu ayak işleri ya da başka bir şey için göndermişsinizdir diye düşünmüştüm.
Cuando llegué, supuse que Vd. le habría encargado un recado o algo así.
Buraya ilk geldiğimde, 30 bilemedin 60 gün kalırım diye düşünmüştüm.
Cuando llegué aquí pensé que no me quedaría más de un mes, dos a lo sumo.
Bu hâlde buraya ilk kez geldiğimde birer yabancı değildik.
Cuando nos vimos por primera vez, ya nos conocíamos.
Buraya geçen sefer geldiğimde, Vittorio beni getirmeden önce?
La última vez que estuve aquí, antes de que Vittorio me trajera.
Buraya son geldiğimde bana içki almıştın.
Me invitó a una copa cuando estuve aquí.
Buraya ilk geldiğimde, trenlere alışabileceğimi hiç düşünmemiştim.
Cuando vine a vivir aquí, creí que no me acostumbraría a los trenes.
Buraya ilk geldiğimde, ben de senin gibi düşünüyordum. Ama bu kızlar, bizim düşündüğümüz kadar mutsuz ya da zavallı değiller.
Cuando vine por primera vez aquí, pensé lo mismo que tú, pero ahora no creo que estas mujeres sean más desgraciadas que tú o yo.
Buraya ilk geldigimde...
Cuando llegué aquí...
50 yıl önce buraya ilk geldiğimde 20 yaşındaydım. Ama herkesin gördüğü en güçlü ve en çetin 20 yaşındaki genç.
Cuando llegué aquí hace 50 años, sólo tenía 20, pero era el joven más fuerte que jamás haya existido.
Buraya ilk geldiğimde kızgın olduğumu itiraf edeyim.
Pero debo admitir que estaba bastante receloso la primera vez que vine.
Buraya ilk geldiğimde, nasıl olur da bir insan tüm şehre karşı çıkar, diye düşünmüştüm.
Cuando llegué aquí, pensé, "¿ Cómo puede haber alguien que se oponga a esto?"
Buraya ilk geldiğimde okumaya başladım, daha birinci bölümü bitiremedim.
Lo empecé cuando llegué aquí, y aún no he terminado el primer capítulo.
Bayan Hammond, buraya ilk geldiğimde, kolay lokma olduğumu düşünmüştüm.
Sra. Hammond, cuando llegué aquí creí que había tenido suerte.
Buraya geldiğimde, ağır kanaması vardı.
Le he estado esperando en la estación.
'Kötü bir hafızam var bu yüden buraya her geldiğimde sana ismimi söyleyeceğim
" Tengo mala memoria, así que cada vez que entre, Le diré mi nombre
Fakat tam buraya, Shimokura'ya geldiğimde polisler beni gözaltına aldı.
Pero en cuanto llegué aquí a Shimokura la policía me detuvo.
Buraya son geldiğimde, doğru hatırlıyorsam... O şeyi mükemmelleştirmişlerdi.
Cuando estuve aquí la última vez, si mal no recuerdo mal, que sólo había perfeccionado esta cosa.
Buraya her geldiğimde, Deli gibi göründüğümü söylüyorsunuz.
Cada vez que vengo, me dices que me parezco loco.
buraya gel 5102
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya kadarmış 49
buraya gelir misin 63
buraya neden geldin 73
buraya geldin 19
buraya kadar 304
buraya getir 71
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya kadarmış 49
buraya gelir misin 63
buraya neden geldin 73
buraya geldin 19
buraya kadar 304
buraya getir 71
buraya gelin 820
buraya gelsene 50
buraya koy 29
buraya gelebilir misin 28
buraya gelip 69
buraya geldim 45
buraya gelirken 28
buraya oturabilirsin 16
buraya kadar geldik 26
buraya geri gel 39
buraya gelsene 50
buraya koy 29
buraya gelebilir misin 28
buraya gelip 69
buraya geldim 45
buraya gelirken 28
buraya oturabilirsin 16
buraya kadar geldik 26
buraya geri gel 39