English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Buraya geldiğinde

Buraya geldiğinde traduction Espagnol

1,363 traduction parallèle
Buraya geldiğinde kendine bundan daha çok güveniyordun.
Estás menos ensimismado que cuando llegaste.
Hayır, hamile kadının erkek arkadaşı. Geçen hafta ondan ayrıldı ve buraya geldiğinde, onu şu bankların birinde yalnız adamla otururken bulacak. Görünüşüne bakılırsa, ikisinden birini öldürebilir.
Es el novio de la embarazada, rompieron la semana pasada... los encontrará a ella y al solitario... sentados en uno de esos bancos,... y por lo que parece, matará a cualquiera de los dos...
Kredi kartını o zaman almış, buraya geldiğinde.
Tomó la tarjeta de crédito cuando estuvo aquí.
Yarın buraya geldiğinde, Dr. Gerson'un süper lüks doğum süitinde olacağına sana garanti veriyorum. Böylece sen de küçüklüğünden beri hayal ettiğin, masallardan çıkmış, uyuşturularak sersemletilmiş ve Pitocin verilmiş hamileliğini yaşayabilirsin.
Te garantizo que cuando vengas mañana la Dra. Gerson estara de verdad esperandote en la suite de partos y podras tener ese parto farmaceutico de cuento de hadas inducido por pitocin con el que has soñado desde niña.
Aileleriniz buraya geldiğinde daha da üzüleceksiniz.
¡ Lo vais a sentir más, cuando lleguen Vuestros padres! Ya esta aquí.
Buraya geldiğinde kendimi koruyacak kadar bile çaresizdim.
Viene aquí y estoy indefensa para protegerme.
Buraya geldiğinde, doğru düşün.
Vienes aquí y se te aclaran las ideas.
Sizce buraya geldiğinde o hayata geri mi döndü?
¿ Cree que al regresar retomó esa vida?
Benim gibi yaşlılara ne zaman ayrımcılık yapılsa, AEİB gelip işleri düzeltir! Ve onlar buraya geldiğinde pişman olacaksınız!
Cuando sepan que me están discriminando, la AARP vendrá y lamentaran haber hecho esto.
Kiloyla satarsanız, elinize bir şeyler geçer, ama bu hurda yığını buraya geldiğinde ölüymüş, tamam mı?
Si la venden por kilo, pueden sacar algo, pero esa huevada quedó muerta acá en Chile.
En son buraya geldiğinde onu giyiyordu.
Lo usó la última vez que estuvo aquí.
Bir dahaki sefer buraya geldiğinde tüneli izle.
La próxima vez que vengas, sigue el túnel.
Bazı günler buraya geldiğinde Jamaica'daki Joe Frazier'dan farksız oluyorsun.
Algunos dias vienes y pareces Joe Frazier en Jamaica.
Buraya geldiğinde çok çekingen bir hayvandı.
Era muy tímido cuando llegó.
Buraya geldiğinde canımızı yakacak.
Cuando el venga nos va a hacer daño.
Buraya geldiğinde çok zayıftı.
Estaba muy delgado cuando llegó.
Buraya geldiğinde haber ver.
Llámenme en cuanto llegue.
O buraya geldiğinde 21 yaşındaydı.
Tenía 21 años cuando llegó.
Buraya geldiğinde zevk aldığını mı sanıyorsun?
¿ Cuando vino aquí, lo disfrutó?
Buraya geldiğinde, bir çiçekçiye girip, bir demet çiçek al.
Cuando llegues ahi, entra en una floreria y compra muchas flores.
Ve senin yaptığın şey, buraya geldiğinde onu geri getirmek ve işte aşağıya düşüyor.
Y lo que haces cuando llega ahí, es traerlo de vuelta... y ahí tienes, se desliza.
Buraya geldiğinde, akım durana kadar parabolik olarak azalır ama A ucuna doğru kıvrılır.
Cuando llega, la alimentación baja parabólicamente... hasta que debiera parar, pero se curva de vuelta hacia el extremo A.
Kondüktör buraya geldiğinde gelip sana haber veririm.
Y en cuanto el conductor salga del coche, te daré el pasaje.
İşi bırakmak isteseydim, kitaplarını almak için buraya geldiğinde, Hukukçu Ram Chotlani ile birlikte çeker giderdim.
Si hubiera querido marcharse, se hubiera ido.. .. Con el abogado Ram Chotlani, cuando.. .. éste vino a por sus libros
O zamanlar 16 yaşındaydım,... senin büyükbaban Hindistan'ı bırakıp buraya geldiğinde.
Tenía 16 años cuando tu abuelo... dejó la India y vino a Pakistán. Y me trajo con él.
Buraya geldiğinde bunun olacağını biliyordu.
Ya sabía lo que le pasaría si venia.
Buraya geldiğinde sen kendin söylersin.
Díselo tú mismo cuando llegue.
Evet, buraya geldiğinde adamın üstünde olan cep matarası şu an eşyalarının arasında değil.
El tipo tenía una botella cuando llegó, y desapareció.
Buraya geldiğinde ağzı oradaydı.
Allí estaba su boca cuando llegó. Todavía sigue creciendo.
Buraya geldiğinde, ikinizi, karım ve... ... çocuğumu taşıyan kadın olarak tanıtsam olur mu?
Cuando ella llegue, ¿ está bien si las presento como mi esposa y la mujer que lleva a mi hijo?
Buraya geldiğinde hiç ürkütücü görünmüyordun. Öyle mi?
Sabes, no parecías tan horrorosa cuando entraste
İyi hatırlıyorum, Büyükelçi buraya geldiğinde bana çarpmıştı.
Recuerdo que, cuando el embajador entró, chocó contra mi.
Tamam ama kocam buraya geldiğinde, koltuğunu ona vermek zorundasın.
- Cuando llegue mi marido... -... tendrá que cederle su asiento.
Evet! Bana, en son buraya geldiğinde, doktorun teşhis koyamadığını, onun yerine... -... birkaç tane ağrı kesici verdiğini anlatıyordu.
Sí, me estaba contando que la última vez que vino su médico no supo decirle qué tenía y simplemente le dio analgésicos.
Buraya geldiğinde yanında bulunan her şey, şimdi geri verilecek.
Se le devolverá todo lo confiscado.
Geldiğinde, Buraya uğrama.
Cuando lo hagas, no regreses.
Buraya en son bir hafta kadar önce geldiğinde Martin nasıl bir haldeydi?
La última vez que estuviste aquí, hace una semana, ¿ en qué estado estaba? Más de lo mismo.
Buraya ilk geldiğinde "alâ" derdi.
Cuando se mudó aquí decía "súper".
Daha önce öyle bir şey görmemiştik. Buraya ilk geldiğinde bile.
Nunca la vimos así, ni cuando llegó.
Chet buraya son kez geldiğinde ne oldu?
¿ Qué ocurrió la última vez que vino Chet?
Buraya ilk geldiğinde o kadar büyük değillerdi.
No eran tan grandes cuando recién llegaste.
Ve sonra... sonuna geldiğinde... küçük kızı buraya getireceğim. Isırman için.
Y luego cuando ya no aguantes más voy a traer acá a la niña para que te alimentes.
O Allah'ın belası buraya son geldiğinde
Una buena señal. La última vez que vi a ese bicho de mierda fue...
Hasta bu mektubu buraya ilk geldiğinde yazmıştı.
La paciente escribió esta carta al poco de llegar.
Buraya ilk geldiğinde bir süre konuşamazsın.
No puedes hablar.
Eh buraya ilk geldiğinde nasıl hissettiğini hatırlıyor musun?
Cuando llegaste, recuerdas cómo te sentías?
Demek buraya ilk geldiğinde sen de benden korkuyordun, öyle mi?
¿ Te di miedo la primera vez que viniste aquí?
Lily buraya her geldiğinde, niçin Jordan Collier'ı aradığınızı öğrenmek istiyorum.
Quiero saber por qué llama a Jordan Collier cada vez que viene a verla.
Buraya geldiğinde beni kırık uzuvlarla mı görmeyi tercih ederdin?
Si me llamas para que venga a ayudarte pensaré que te ocurre algo. ¿ Entonces prefieres venir a verme con alguna fractura?
Çünkü eğer tutmadıysan, Mark Geragos buraya son geldiğinde bana kartını vermişti.
De no ser así, Mark Geragos me dio su tarjeta cuando vino aquí.
Buraya ilk geldiğinde herkesin seni çok azarladığını biliyorum.
Sé que los chicos te trataron muy mal cuando llegaste aquí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]