English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Bırakmam

Bırakmam traduction Espagnol

5,853 traduction parallèle
Seni eve bırakmamı istemediğinden emin misin?
¿ Estás seguro que no puedo llevarte a casa?
Bırakmamı mı istiyorsun?
¿ Quieres que renuncie?
Belki bu şartlar altında seni eve bırakmam iyi bir fikir olabilir.
Sí, quizás, pero en estas circunstancias, será mejor si te acerco a casa.
Bir saniye bile bırakmam.
Ni un segundo.
O yalnızken seni burada imkânı yok bırakmam.
Y ni de coña voy a dejarte en casa a solas con ella.
Sen de kimseyi hamile bırakmamışsın.
Tú dices que nunca habías dejado embarazada a nadie.
Sen sadece seni bırakmamızı mı istiyorsun?
¿ Quieres que simplemente te dejemos ir?
Tanrım, silahlarımızı bırakmamızı söyleyip duruyordu.
Dios, ella nos ha estado diciendo poner nuestras armas.
Nelson Gates, koskoca GOD'nin müdürü, geçen gece evime geldi. Martin Odum davasını bırakmamı söyledi.
Nelson Gates, el director de DOE, fue a mi casa la otra noche a decirme que dejara en paz a Martin Odum.
Onları sana asla bırakmam.
- Nunca dejaré que se te acerquen.
Kendimi bırakmamı mı?
Que iba a dejarme ir?
Beni bırakmamış, bir başına yetiştirmiş.
Ella no me abandonó y me crió sola.
Davaya Dedektif Seo baktığına göre arkamda hiç iz bırakmam.
Ya que era el Detective Seo, me aseguraré de limpiarlo por completo.
Suçlu musunuz? Çünkü eğer öyleyseniz davayı bırakmamız gerekir.
Porque si lo es, todos deberíamos irnos a casa.
Ekmek kırıntısı bırakmam gerektiğini bilmiyordum.
No sabía que tendría que dejar migas de pan.
Büyümen gerek... Seni bırakmam gerek.
Necesitas madurar... y yo tengo que dejar que lo hagas.
Ben çabalamayı hiç bırakmam, Peggy.
Siempre estoy trabajando, Peggy. Y tú también.
- Bırakmamı ister misin?
- Oye, ¿ necesitas que te lleve?
Bırakmam.
Si.
Bir daha asla bırakmam.
Yo, nunca te soltare.
- Bırakmamı ister misin?
- ¿ Te llevo? - No, está bien.
- Seni burada bırakmamızın sebepleri vardı.
Tuvimos motivos para dejarte.
Seni nerede bırakmamı istersin?
¿ Dónde quieres que te deje?
Yaptığım işi bırakmamı, neden gelip yüzüme söylemiyorsun?
¿ Por qué no me dices que pare a la cara?
Bir tek attık ve seni evine bırakmam için bana ısrar ettin. Sonra da şuradaki bayan dostumuzun yanından geçtik.
Tomamos un par, e insististe en darme un aventón a casa, y en ese lugar encontramos a nuestra amiga.
Kürsüde polisleri utandırmayı bırakmamı söylemen için gönderildin.
Te han enviado a decirme que deje de poner en evidencia a polis en el estrado.
Sana bırakmamı istediğin bir şey var mı?
¿ Quieres que te guarde algo?
Tobi işini şansa bırakmamış!
Se ve que Tobi fue muy cuidadoso.
Ondan hiç bir iz yok, not bırakmamış.
No hay señales de él, ninguna nota.
Ona göre seni burada çürümeye bırakmam gerek.
Piensa que debo dejarte aquí para que te pudras.
Woodford işi bırakmamızı söyledi.
Woodford dice que lo dejemos todo.
Galiba bana Klaus ile vakit geçirmeyi bırakmamı söyleyeceksin.
Creo que vas a decirme que deje de pasar tiempo con Klaus.
Şirketi bırakmamın tek sebebi, Karımla daha fazla vakit geçirmekti.
La única razón por la que dejé la empresa fue porque quería pasar más tiempo com la madre de Lisa.
- Ama yüzüstü bırakmamıştık.
Pero no los abandonamos.
Seni evine bırakmamızı ister misin?
¿ Podemos llevarte a casa?
O temelde hiçbir şey bırakmamıştı.
Prácticamente no le quedaba nada.
Hayatımın geri kalanını, Lourdes'e yaptığımı ve İkinci Massachusetts'i yüz üstü bırakmamı telafi etmek için harcayacağım.
Nunca va a ser suficiente. Pasaré el resto de mi vida tratando de resarcirme por lo que le hice a Lourdes, por desertar la 2nd Mass.
Ama Projektörü geminin çekici kirişinden bırakmam gerekecek. Yoksa o da sürüklenir. Onu buradan yapamam.
Pero necesitaré que sueltes la nave del rayo de tracción de esta nave o será atrapada también.
Mesaj bırakmamı ister misiniz?
¿ Le puedo dejar un... mensaje?
İşimi asla bırakmam.
Nunca dejo un trabajo.
İşi bırakmam.
No renuncio a un trabajo.
Bunun peşini bırakmamı söyleyen sendin.
Tú fuiste quien me dijo que dejara de lado esto.
Sean'ın işi bırakmamı istediğini söylemek istedim.
Yo sólo digo que Sean está exigiendo que lo dejé.
Yalnız bırakmamı...
¿ Necesitas qué...
Sizi eve bırakmamı ister misin?
¿ Necesitan que las lleve a casa?
- Seni evine bırakmamı ister misin?
¿ Qué tal si te llevo a casa?
Döneceğim. Seni asla arkada bırakmam.
Sí, nunca te abandonaría.
Ve birşeyler elimizden kaçmadan tüm bu saçmalıkları arkamızda bırakmamız gerekiyor.
Y tenemos que poner todo esta tontería detrás de nosotros antes que las cosas se salgan de control.
Silahlarımızı bırakmamız gerektiğini söylüyor.
¿ Dice que tenemos que entregar las armas o nos vamos?
Seni bu şekilde bırakmam.
No te dejaré así.
- Dün gece paparazi kadını rahat bırakmamış.
¿ Por qué?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]