Carnegie hall traduction Espagnol
119 traduction parallèle
Evet ama benim Carnegie Hall'e gidip Bayan Swallow ile buluşmam gerekiyor.
Sí, pero tengo que ir al Carnagie Hall a ver a la Srta. Swallow.
Carnegie'deki Bob Roller'ın şefliğini yaptığı konser.
Carnegie Hall. Dirige Bob Roller.
Araç 629 Carnegie Hall sahne girişine.
Jive, 629, entrada de escenario del Carnegie Hall.
Bana kalırsa Yankee Stadyumu ile Carnegie Hall arasında yazı tura atacaktır.
- Está entre el Yankee Stadium y el Carnegie Hall.
Loring, Carnegie Hall'da çalacağım diyorsa bunun aksine bahse girmezdim.
Si Loring dice que va tocar en el Carnegie Hall, no apuesten lo contrario.
Haftaya, Carnegie Hall'dayız.
La próxima semana, Carnegie Hall.
Elbette, seni doğrudan Carnegie Hall'de başlatamayacağımı biliyorsun değil mi?
Por supuesto no podemos empezar en el Carnegie Hall, ¿ Sabes?
Babanla annenin Carnegie Hall hakkında söylediklerini unut gitsin.
Olvida lo que dicen el padre Duffy y mamá de Carnegie Hall.
Carnegie Hall ve Nashville, bir arada olmaz.
El Carnegie Hall y Nashville no se mezclan.
Carnegie Hall'un önündeki kaldırımda.
Y sólo en la acera de enfrente del Carnegie Hall.
Şimdi Carnegie Hall'da bir dairede yaşıyor ve artık çok yaşlı.
Vive en un piso de Carnegie Hall tan viejo como ella.
Carnegie Hall'da kalıyoruz.
Vivimos en el Carnegie Hall.
- Carnegie Hall'da bir resital için.
- Para un recital en el Carnegie Hall.
Carnegie Salonu'nda ki veda konseriniz çok hoşuma gitti. Klasikti.
Me encantó su concierto de despedida en el Carnegie Hall.
Gelecek yıl Philly, bak buraya yazıyorum, Carnegie Hall'da çalacak.
Estoy seguro de que el año que viene actuará en el Carnegie Hall.
Bir daha Carnegie Hall çalamazsın.
Luego no podrás tocar.
Carnegie Salonunda?
¿ En el Carnegie Hall?
Carnegie Hall'da çalıyor.
Va a tocar en el Carnegie Hall.
Carnegie Hall'da onu dinledim. 22 yaşındaydım.
Le oí en el Carnegie Hall. Yo tenía 22 años, y...
- Carnegie Hall'da mı? Evet.
- ¿ Carnegie Hall?
- Carnegie Hall'a gidiyorsun.
- Veo que vas al Carnegie Hall.
- Carnegie Hall'a nasıl gidersin?
- ¿ Cómo se llega a Carnegie Hall?
Carnegie Hall'a nasıl gidersin?
¿ Cómo llegas a Carnegie Hall?
Carnegie Hall'a nasıl çıkabilirsin?
¿ Cómo llegas a Carnegie Hall?
Eğer Carnegie Hall oynayacak olursam, sizi arayacağım.
Si llego a actuar en el Carnegie Hall, lo llamaré.
Size söyleyeyim Bayan Doyle, henüz Carnegie Hall'u rezerve etmedim.
Le digo, Sra. Doyle, que todavía no me contratarán en el Carnegie Hall.
Böyle bir sesle Carnegie Hall'da çıkmanıza izin vermezler zaten.
No le dejarían actuar en el Carnegie Hall con una voz como esa.
Carnegie Hall'a nasıl gidebilirsin?
¿ Cómo se llega al Carnegie Hall?
Eski bir şakadır ; " Carnegie Hall'a nasıl gidebilirsin?
Es esa vieja broma - " ¿ Cómo se llega al Carnegie Hall?
Beni "Hulaed En İyi Hikâye" ve "Malikâneyi Soyup Soğana Çevirmeye Geldiler" gibi filmlerden hatırlayacaksındır.
Me recordará de películas como La Mayor Historia Jamás Bailada y Vinieron a Robar a Carnegie Hall.
Şey, her zaman Carnegie Hall'da oynamak istemişimdir.
Bueno, siempre quise hacer Carnegie Hall.
Carnegie Hall! Sadece daha çok, daha çok yaratmayı öğreteceğim.
¡ Carnegie Hall!
Patrick lütfen, burası Carnegie Salonu değil.
Patrick, no, esto no es Carnegie Hall.
- Neresi? - Carnegie Hall.
¿ Cuál?
- Carnegie bunun için var zaten. - Evet.
El Carnegie Hall sirve para esto.
- Carnegie Hall'da.
No pienso ponérmelos.
- Carnegie Hall. Biliyorum.
- ¡ El Carnegie Hall!
1993'de Carnegie Hall'da yapılan orijinal Keman Festivalinde toplanan bağış... Roberta'nın programını 3 yıl karşıladı.
La recaudación del concierto mantuvo el programa durante tres años.
Eastwood, Carnegie Hall'da bir caz konseriyle onurlandırıldı.
Eastwood fue honrado con un concierto de jazz en el Carnegie Hall.
Rus Filarmoni Orkestrası'ndan ünlü bir kemancı.
- Puede que del Carnegie Hall. - Es violinista de la filarmónica rusa.
Onun resimlerini sanat galerisinde yahut, Carnegie Hall'da rol almasını hiçbir zaman göremezsin.
Nunca verás sus cuadros en una galería de arte o lo escucharás tocando en el Carnegie Hall.
1961'de Pearl, bir reklam sesinden gerçek sanatçılığa geçiş için... Carnegie Hall'da bir konser verecekti.
En 191, Pearl aprovechó su presentación en el Carnegie Hall para dar el salto de ser cantante de jingles a artista.
Falk, Carnegie Hall'da bir adam sahneye çıkıp kusarsa, her zaman buna sanat diyecek birkaç kişi bulursun.
Falk, si alguien sale a escena en el Carnegie Hall y vomita, siempre habrá alguien que lo llame arte.
Bir sonraki durak Carnegie Hall.
Próxima parada en Carnegie Hall.
Carnegie Hall ne, biliyor musun?
¿ Sabes algo sobre el Carnegie Hall?
Tüm büyük müzisyenler Carnegie Hall'da çalmak ister.
Todos los grandes músicos quieren tocar en Carnegie Hall.
Carnegie Hall!
Donde está el Carnegie Hall.
Carnegie Hall.
Carnegie Hall.
Çoktan Carnegie Hall'da olacağını düşünüyordum.
Te creía ya en el Carnegie Hall.
- Carnegie Hall'da çalamayız. - Anne!
No podemos tocar allí.
Heifetz, Carnegie Hall'da çaldığında konser olur.
Heifetz en el Carnegie Hall sí lo es.
hallelujah 92
hall 97
halloran 28
hallie 73
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108
halledeceğiz 34
halledeceğim 67
hallediyorum 27
hall 97
halloran 28
hallie 73
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108
halledeceğiz 34
halledeceğim 67
hallediyorum 27
hallederim 113
hallettik 38
halledebilirim 49
hallettin mi 27
halledildi 23
halloldu 31
halledebilir misin 31
hallet şunu 16
hallenbeck 85
hallettik 38
halledebilirim 49
hallettin mi 27
halledildi 23
halloldu 31
halledebilir misin 31
hallet şunu 16
hallenbeck 85