English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ D ] / Değil mi anne

Değil mi anne traduction Espagnol

964 traduction parallèle
Güzel yer değil mi anne? Felaket!
Qué lugar más bonito, ¿ verdad?
Bu senin fotoğrafın değil mi anne?
¿ Eres tú la de esta foto, mamá?
- Doğru değil mi anne? Dört yıI?
¿ Verdad que sí, mamá?
Çok utangaç, değil mi anne?
Es muy vergonzoso, ¿ verdad, mamá?
Windward'tan uzak durmamı istemiyorsun, değil mi anne?
No quieres que me aleje de Windward ¿ Verdad madre?
- Mükemmel değil mi anne?
- Madre, ¡ ¿ no es maravilloso? !
Ama veremezsin, öyle değil mi anne?
Pero no puedes, ¿ verdad?
Sen ne söyleyeceğini bilirsin, değil mi anne?
Bueno, tú sabrás qué decirle, ¿ verdad, mamá?
Palermo. Bir kez daha Palermo'yu görmek istersin değil mi Anne?
A Palermo. ¿ Te gustaría volver a Palermo una vez más?
Hep Cody'ni düşünürsün, değil mi anne?
Siempre piensas en Cody, ¿ verdad?
Değil mi anne?
¿ Verdad, madre?
Sana geri döndüm değil mi anne?
He vuelto a tu lado, ¿ verdad, madre?
- Çok güzel, değil mi anne?
- ¿ A que es encantadora, madre?
Hep Cathy ailemizin üyesi olsun isterdik, değil mi anne?
¿ Siempre quisimos a Cathy en la familia, no? . ¿ Ma?
Değil mi anne?
¿ No crees, mamá?
Öyle değil mi anne?
¿ Verdad, mamá?
Burada öylece oturup adanın köpeklere yem olacağını söyleyip de bunun için hiçbir şey yapmamak hiç de iyi değil, değil mi anne?
No tiene caso que digamos que la isla se viene abajo... y no hagamos nada al respecto, ¿ verdad, madre?
Değil mi anne?
¿ Verdad, mamá?
Hasta değilsin, değil mi anne?
¿ No estarás enferma, eh, mamá?
- Değişmemiş, değil mi anne? - Öyle mi?
No ha cambiado, ¿ verdad, madre?
Anne, benim güneşim ve evrenim olduğunu biliyorsun, değil mi?
Y su amor infinito me emociona.
Anne, güneşim ve evrenim olduğunu biliyorsun, değil mi?
¿ Sabes que eres mi sol y mi universo, verdad?
Anne, eğer Bean amca ölürse, babam Kaliforniya'da portakal çiftliği alacak, değil mi?
Mamá, si el tío Bean muere... papá comprará un naranjal en California, ¿ verdad? - Norman.
- Öyle değil mi, Anne?
¿ Con Ma?
Kafanda birşeyler var, değil mi oğlum? Evet, anne.
Estás pensando en casarte, ¿ verdad?
Alicia ile Washington'dayken tanışmamıştın değil mi, anne?
No llegaste a ver a Alicia en Washington hace 4 años, ¿ verdad?
Soğukluk, hakaret, aşağılama sadece bir Yahudi olarak değil, bir insan ve bir Amerikalı olarak benim hissettiğim şekilde hissediyordur. - Doğru değil mi, anne?
Lo que Dave siente... indiferencia, cólera, desprecio... son los sentimientos de Dave como judío, como hombre... como estadounidense y como ciudadano.
Anne, asıl babama yaptığınız yapılacak şey değil.
Madre, has ofendido mucho a mi padre.
Bana sık sık yazacaksın, değil mi? Evet, anne.
Me escribirás a menudo, ¿ verdad?
Sen beni bırakmayacaksın anne, değil mi?
Pero no te irás, ¿ verdad, mami?
- Anne, babam yalan söylememi istemez değil mi?
Papá no quiere que mienta, ¿ no? Por supuesto.
- Artık korkmuyorsun değil mi? - Korkmuyorum anne.
Ya no tendrás miedo, ¿ eh?
Anne, yemek daha hazır değil mi?
Mamá, ¿ no está listo el almuerzo? Tengo hambre.
Her neyse, bir anne hakkında. Ne hoş değil mi?
Bueno, es sobre una madre.
Hey, anne, bu o değil mi- -
Mama, no es acaso -
Değil mi, anne?
¡ Madre!
O, Anne Morton değil mi?
¿ Ésa no es Anne Morton?
senin kendi anne baban da aristokrat zorbalar dediğin grubun içinde değil mi?
Lo de aristócratas tiranos incluye a tu padre y a tu madre, ¿ verdad?
Vittorio verdi bana, değil mi, anne?
Vittorio me lo dio, ¿ verdad mamá?
Abartılacak bir şey yok. Değil mi, anne?
No es gran cosa ¿ verdad madre?
Senin annen olacak. Çok iyi bir anne olacak. Değil mi, Susie?
Será una buena madre, ¿ verdad, Susie?
Ne dersin anne? Biraz geciktik, değil mi?
Se está haciendo tarde.
Sen terzi Anne'a aşık olmadın değil mi?
¿ No te habrás enamorado de la hija del sastre?
Sevgili Lady Anne cesur prensinizin zamansız ölümünden diğerleri de en az cellat kadar sorumlu değil mi?
Gentil lady Ana, ¿ no es el causante de la prematura muerte de vuestro valiente príncipe tan culpable como su ejecutor?
Anne, Tracy zor biri, değil mi?
Madre, Tracy es dura, ¿ verdad? No.
Ondan gerçekten çok hoşlanıyorsun, değil mi, anne?
Te gustaba de verdad, ¿ verdad, mamá?
Yani, orada hiç bir şey iyi değil miydi anne?
Quiero decir, ¿ Nada bueno en absoluto acerca de mi padre, Madre?
Hayır değil. Her anne-baba çocuğunun iyiliğini ister.
Lo hago por mi afecto de padre.
Anne, anneni duydun, değil mi?
Ana, ya has oído a tu madre, ¿ verdad?
Öyle değil mi, Anne?
¿ No es verdad, Ana?
Sanırım, durup bir şeyler yesek iyi olacak, değil mi, Anne?
Creo que hay que parar y conseguir algo de comer, ¿ verdad, Ana?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]