Diye düşünüyordum traduction Espagnol
1,900 traduction parallèle
Avrupalılar gibi ancak cenazende tanışırız diye düşünüyordum.
Esperaba que fuésemos a hacer esto como europeos. Donde él y yo no nos conocieramos hasta tu funeral.
Hafıza kaybından önce olabilir diye düşünüyordum... ama hafıza kaybından önce yeterince param yoktu.
Sabes, estaba pensando que igual antes del estado de fuga... pero después del estado de fuga no tenía suficiente dinero.
İyi para kazandırdığı içindir diye düşünüyordum.
Asumí que fue porque paga bien.
Bu tarz kurnazlıklarla uğraşmazsınız diye düşünüyordum.
Pensé que no te gustaban ese tipo de juegos.
Bunca aydır belki de başaramamışımdır diye düşünüyordum.
Y todos estos meses... Pensé que quizá fracasé...
Fransızlar, bu sefer beni savaşmak zorunda bırakırlar diye düşünüyordum.
Sabe, yo pensé que los franceses podrían darme el gusto esta vez.
Bana kalır diye düşünüyordum.
La cual quería que fuese mía, eventualmente. Oh, Dios.
Daha az para harcarız diye düşünüyordum.
Estaba pensando en gastar menos dinero.
Ama Royce öyle koca kafalı ki, tetiği her çektiğimde yanlışlıkla onu vurursam ne kadar evrak işi çıkacak diye düşünüyordum.
Es sólo que Royce es tan cabezota que cada vez que intento apretar el gatillo sólo puedo pensar en cuánto papeleo tendré que rellenar si le disparo accidentalmente.
- Şimdiden Afrika'ya varmışsındır diye düşünüyordum.
- Pensé que ya estarías en África.
Ona karşı biraz daha iyi davranabilirmişim diye düşünüyordum.
Estaba pensando que pude haber sido un poco más simpática con él.
Bu gece ikili bir buluşma yapabilir miyiz diye düşünüyordum?
Estoy pensando que podríamos vernos esta noche Para una cita doble
- Ben de. Doğruyu söylemek gerekirse Howard için birisi işleri batıracaksa kesin Sheldon olur diye düşünüyordum.
A decir la verdad, pensé que si alguien iba a arruinar las cosas para Howard, sería Sheldon.
Belki şimdilik bunu ayırtabilirim diye düşünüyordum?
Estaba pensando, ¿ Podría pagarlo en cuotas?
Bilmelisin, insanlar her zaman kurutma makinesi kredilendirme, ama gerçekten, yıkayıcı ile başlarım diye düşünüyordum.
La gente se lleva el crédito por secar pero realmente creo que todo comienza con el lavado.
Sürpriz parti yaparız diye düşünüyordum.
Podríamos organizar una fiesta sorpresa para él.
Geceyi Chase'in odasında noktalarsın diye düşünüyordum. Denedim.
Creí que terminarías en la habitación de Chase.
Kitabımın teslimatı ile beraber biraz ara vermemiz iyi olur diye düşünüyordum.
Con el plazo de mi libro pensaba que sería buen momento para darnos un descanso.
Soğanları doğramaya başlamışsındır diye düşünüyordum, en azından fırını ısıtabilirdin.
Bueno, creía que ibas a empezar a picar las cebollas, al menos precalentar el horno.
Yatağımda uzanmış, "Acaba yalnızca bir yıl sonra bile Julia buralarda olacak mı?" diye düşünüyordum.
Recostado en la cama, me preguntaba incluso tan sólo dentro de un año si Julia todavía estaría.
Ve o da, "Ne zaman bir şey söyleyeceksin diye düşünüyordum." dedi.
y ella dijo, "simplemente estaba aquí sentada preguntándome cuándo iba usted a decir algo".
Belki anılarımı yazarım diye düşünüyordum.
Estaba pensando en escribir mis memorias.
Sizin zafer zamanınızı kaçırırım diye düşünüyordum.
¿ Crees que me perdería tu momento de triunfo, con vosotros...
Cuma gecesi Jabbar, Max'lerde yatıya kalır diye düşünüyordum biz de buraya döner rahat rahat yaramazlık yaparız.
Estaba pensando, viernes por la noche, Jabbar se queda a dormir con Max. Y nosotros estaremos de vuelta aqui poniendo en movimiento el barco, no vuelvas a golpear la puerta.
Affedersin. O yanardağa düşersem ne kadar trajik olur diye düşünüyordum.
Lo siento, estaba pensando en lo trágico que sería si cayera en ese volcán.
Siyahi bir başkanımız olduğu için artık farklı olacak diye düşünüyordum.
Creí que cuando tuvieramos un presidente negro, las cosas cambiarian
Eski filmler hafızama iyi gelir diye düşünüyordum.
Tan sólo esperaba que de alguna manera esas viejas películas removieran mi memoria, pero...
Ben de beraber gideriz diye düşünüyordum.
Yo esperaba que quizás te gustaría ir conmigo.
Ben gittiği için rahatlamışsındır diye düşünüyordum.
Yo pensaba que estarías aliviada de que él se fuera
West End'teki gösteriye götürürüm diye düşünüyordum.
- He pensado en espectáculos...
Majesteleri okumuştur diye düşünüyordum- -
Pensé que Su Majestad había leído- -
İkinci dilim pastayı almak için iyi bir yöntem diye düşünüyordum.
Sólo me pareció una buena forma de conseguir un segundo trozo de pastel.
Seni masandan almıştım diye düşünüyordum.
Pensé que te había quitado el escritorio.
Ben de canı cehenneme diye düşünüyordum.
Pensé, qué diablos, que le den.
Bu yüzden incelemeleri ağacın dışıyla karşılaştırırız diye düşünüyordum, bize ne anlatacağını görürüz
Así que estoy pensando en que comparemos los escáneres con los de los árboles de fuera, a ver qué nos dicen.
Dört yıllığına sana hocalık yaptıktan sonra en azından bana Mark dersin diye düşünüyordum.
Profesor. Pensé que después de cuatro años... de ser tu profesor, al menos me llamarías Mark.
Dünya da, Tanrı da beni yüzüstü bıraktı diye düşünüyordum. Ordan da açıkça görebileceğin üzere, bir gece, müziğin de beni yüzüstü bıraktığını sandım.
Sentí que el mundo me había defraudado y Dios me había defraudado, y obviamente, como puedes ver, una noche, pensé que la música me había defraudado.
"Yakalanırsam, ne yaparım?" diye düşünüyordum.
Y me preguntaba a mí mismo lo qué haría si me descubrían.
Majesteleri, beni bağışlayın ama, konuşmak ve tartışmak, şu anki rahatsızlığınızın acısını ve çekilmezliğini azaltıyor diye düşünüyordum.
Perdóneme, Su Majestad, pero pensé que hablar y discutir ayudaba a aliviar el dolor y el cansancio de su enfermedad actual.
"İçindekiler listesini" seneye bir yere asabiliriz diye düşünüyordum.
Estaba pensando, el próximo año podríamos publicar nuestras listas de ingredientes.
Sawada'dan duydum ve "doğru mu acaba?" diye düşünüyordum ama...
Te dejaron hecho un cromo, ¿ eh? No me lo creía cuando el Sr. Sawada nos lo contó...
Sadece kanepende falan birkaç saat uyuyabilirim diye düşünüyordum.
Sólo... sólo esperaba poder tumbarme en tu sofá unas horas.
Ben, ben sadece eskisi gibi değildik diye düşünüyordum.
Yo solo... Pensaba que no nos gustábamos.
Ki bu, şu tarihe kadar değişir diye düşünüyordum.
Algo, por cierto, pensé que habría cambiado por ahora.
Bir daha kasabama gelmezsin diye düşünüyordum.
Nunca pensé que te volvería a ver en mi ciudad de nuevo.
Bende "Neden böyle yaptı" diye düşünüyordum.
Estuve pensando, "Por qué él haría eso?"
ne sıcak diye düşünüyordum nereye gittiğime dikkat etmedim.
pensando en el calor que hacía, y no he prestado atención hacia dónde iba.
- Reyonda ilerliyordum. Ve ne alsam diye düşünüyordum.
Voy por el pasillo, y pensando en lo que voy a llevar.
Bugün sonunda işimi bitirebildim ve istersen manzara seyretmeye gidebiliriz diye düşünüyordum.
Finalmente terminé mi trabajo de hoy, Y pensé que quizás querrías hacer algo de turismo.
Planların mı vardı? Powell'daki White Bored sergisine giderim diye düşünüyordum.
Quería ir a la exhibición White Bored en el museo Powell.
Dinle, ona dışarı çıkmayı teklif etmeyi düşünüyordum randevu olarak, senin de labaratuvarına karşı hayranlık verici bağlılığından dolayı bununla ilgili bir sorunun olmaz diye varsayıyorum.
Mira, estaba pensando que debería invitarla a salir. A una cita. Y asumo que no te molestaría, dado tu admirable compromiso con el laboratorio.