Getir traduction Espagnol
25,361 traduction parallèle
Bana kâğıt kalem getir, ben de kapsama çemberimi yaratmak için...
Deme un boli y papel y le escribiré las fórmulas que - usé para crear mi unidad contenedora.
Bana bir bardak Kirkland ve Klondike çikolatası getir yavrum.
Tráeme un vaso de Kirkland y una barrita de Klondike, chico. - Vale. - ¿ Podrías?
Parayı getir ve buraya getirir misin?
¿ Puedes por favor ir a coger el dinero y traerlo aquí?
- Jarvis, hardal getir! - Bir soru sorabilir miyim?
Jarvis, necesitamos la mostaza!
İPad'ı getir.
Trae el iPad.
Git getir onları!
- ¡ Ve a buscarlos! Temen que los ataquemos.
Hadi git bana yiyecek bir şeyler getir!
Muy bien, ve y tráeme algo de comer.
Pembroke'u 24 saat içinde getir yoksa burada herkes boku yiyecek.
Trae a Pembroke en las próximas 24 horas... o será el fin de la firma.
Ontari, elini getir.
Ontari, extiende la mano.
Ravn... adamlarını topla ve Kral'ın oğlunu buraya getir.
Ravn junta a tus hombres y trae al hijo del rey.
Adamları hazırla ve Erlend'i getir. Hemen!
Prepara a los hombres y busca a Erlend. ¡ Ahora!
- Getir hepsini, tamam.
- Trae todo eso.
Hatıralarını geri getir, anneni kurtar.
Trae tus recuerdos de vuelta, salva a tu madre.
Gelirken getir...
Trae un poco de...
Echo 5, Danny'ye biraz kelepçe getir sonra Echo 4'le beraber herkesi arka odaya götürün.
Cinco Echo, conseguir un poco puños sobre Danny aquí, y luego usted y Echo Cuatro que todos en el cuarto de atrás.
Önce rehineleri getir, Allie'yi sonra ararız.
Rehenes en primer lugar, a continuación, buscamos Allie.
Maxie. Balık götümü getir.
Oye, Maxie, tráeme mi cola.
Yağlı kıçını da buraya getir!
¡ Aparta tu culo gordo de aquí!
15 dakika sonra Factor's Walk'da buluşalım, tableti de getir.
Nos vemos en Factor's Walk en 15 minutos, trae la tableta.
Gelirken bir pas pas getir, bir de hayalgücünü.
Tráiga una fregona y su imaginación.
Bana bir kap dondurma getir.
Prepare un dedal de helado.
Buraya getir göt kafalı!
- Sí. Tráela aquí, imbécil.
Ya onu canlı getir ya da buraya hiç dönme.
Vuelve con él vivo o no vuelvas más.
Onu eskiden olduğu gibi getir yoksa bu eve bir daha asla dönme.
Tráelo de vuelta como era, o vete de esta casa para siempre.
Bir şeyler bul. Getir bana.
Encuentra algo y tráemelo.
- Seni buraya getir. - Kahretsin.
- Tienes que agacharte aquí.
Jackson, biçici uyutucusu getir. - Hayır.
Jackson, necesito un tranquilizante.
Git bileklikleri getir.
¡ No! Ve a buscar los brazaletes.
Lincoln'ü geri getir.
Trae a Lincoln de regreso.
Getir buraya.
Dámela.
Yardım çantasını getir.
Agarra ese equipo médico de mi bolso.
" Bu ruhu al ve yenisini getir.
"Tomen esta alma y háganla nueva."
Git, git, viskiyi getir.
Tráeme el whisky.
Sana verdiği talimatları yerine getir yeter, tamam mı?
Simplemente sigue cualquier instrucción que te dé. ¿ De acuerdo?
O yüzden git de getir şunu!
Así que tráela. ¡ Venga!
Bablu, kalem ve kağıt getir.
Bablu, tráeme papel y bolígrafo.
- Peki, kutuyu buraya getir.
Trae la caja.
Getir buraya!
¡ Ve a buscarlos!
Bir araya getir.
Engánchalos juntos.
Atını ve kılıcını getir, onları överken orospuyu da överim.
Tráeme tu caballo y tu espada, felicitaré a la prostituta como a ellos.
Biraz su getir.
Estás loca.
- Daisy'yi de getir.
- Pues tráete a Daisy.
Daisy'yi de getir.
Con Daisy. ¡ Rich!
- Sandalye getir lütfen.
- Consíganle una silla. - Sí, señor.
Ben sadece... Noah, telefonumu hemen geri getir.
Solo quería... ¡ Noah, ven y devuélveme el móvil!
Getir şunu.
Dámelo.
- Getir şu yemeği.
Dame la comida.
Getir şu yemeği.
Dame la comida.
Dolaba git ve eski çarşafları getir.
Bien.
- Getir onları da.
- Tráelo.
- Hemen getir.
Consíguelo ahora.
getireceğim 51
getirdim 98
getir onu 108
getireyim 73
getiririm 30
getiriyorum 62
getir şunu 18
getirin 79
getirin onları 22
getir onu buraya 20
getirdim 98
getir onu 108
getireyim 73
getiririm 30
getiriyorum 62
getir şunu 18
getirin 79
getirin onları 22
getir onu buraya 20