English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ G ] / Getireceğim

Getireceğim traduction Espagnol

6,067 traduction parallèle
Ailesinin garajında bir tane varmış. Bir daha ziyarete gittiğimde buraya getireceğim.
TV en el bar, pero sus padres tienen una en el garage, entonces la próxima vez que vaya de visita, puedo traerla y ponerla aquí.
Sistemi yeniden aktif hale getireceğim.
Voy a volver a poner el sistema en línea.
Seni canlı olarak geri getireceğim.
Te voy a revivir. ¿ De acuerdo?
Hayır, onu sana getireceğim.
No, yo te lo llevaré.
Mavi Elmasın oradaki sanayi bölgesine nakit getireceğim.
¡ En el parque industrial de Blue Diamond! ¡ Entregaré el dinero!
- İşim bitince geri getireceğim.
- Cuando acabe, las traeré. - Vale.
- Bir dahakine kova getireceğim.
- La próxima vez traeré un cubo.
- Evet. Jared, annene sana göz kulak olacağıma dair söz vermiştim ve sözümü yerine getireceğim.
Jared, le prometí a tu madre que cuidaría de ti, y eso es lo que voy a hacer.
- Onu buraya getireceğim.
Voy a traerla.
Tamam, getireceğim.
Sí, lo haré.
Kanadım hasar gördü, geri getireceğim.
Mi ala está dañada, voy a intentarlo de nuevo.
Tamam. Ben getireceğim, sen listele. Tamam mı?
Te los traeré para que los catalogues, ¿ sí?
Var. Bir dahaki sefer kesin onu getireceğim.
La traeré la próxima vez.
Ben arabayı getireceğim.
Yo cogeré el coche.
Onu bulacağım ve gittiği yerden geri getireceğim.
La encontraré, y la devolveré de donde ha venido.
Sana bir NyQuil getireceğim.
Te voy a traer un frenadol.
- Alicia ile anlaşma yapacak ve Chumhum'ı bu çatının altına getireceğim. Ortakların yarısı, fazladan gelecek paralarını saymakla meşgul olacaklar.
- He hecho un trato con Alicia y traigo a Chumhum de vuelta, la mitad de los socios estarán demasiado ocupados contando sus bonos.
Burunlarından fitil fitil getireceğim.
La marcha de Mark Sherman parecerá una divertida carrera de 10Km.
- Akşam uyku saatinden önce Ethan'ı getireceğim diye annesine söz verdim.
- Mira, le prometí a la madre de Ethan que lo llevaría a casa a la hora de acostarse.
Çöreklerinizi getireceğim.
Os traeré dónuts.
Yardım getireceğim.
Voy a buscar ayuda.
Sabah geri getireceğim. Teşekkürler, Carter.
Lo traeré de vuelta por la mañana.
Kontrol halkalarımla, senin yeni ekibini önceden olduğumuzdan daha büyük suçlular haline getireceğim.
Con mis diademas controladoras Convertire a tu nuevo equipo En mayores criminales de los que nosotros fuimos
- İzler izlemez geri getireceğim.
Se lo devolveré en cuanto lo haya visto.
Onu mümkün olduğunca çabuk getireceğim.
La traeré tan pronto podamos.
Onu bulacağım ve gittiği yerden geri getireceğim.
La encontraré, y la devolveré de donde vino.
İki gün içinde size getireceğim.
Se lo conseguire en dos días.
O'nu ve aşırdığı listeyi size getireceğim başka ilgilenenlere değil.
Se los entregaré a él y a su lista robada a ustedes y no a ninguna de las otras personas interesadas.
Sadece getireceğim şey için paraya ve gitmek için arabaya ihtiyacım var.
Te lo agradezco. Solo necesito un coche para ir a la fiesta y algo de dinero para comprar lo que voy a llevar.
Size portakal getireceğim.
Traeré naranjas.
Sizi oradan çıkarmak için birkaç alet getireceğim.
Llevaré algunas herramientas para sacarlos.
Ben arabayı getireceğim!
Yo buscaré el auto.
Monitörleri getireceğim.
Traeré los monitores.
Biri onu çaldıysa eğer, senin için geri getireceğim.
Oye, si alguien te lo ha robado, voy a hacer que te lo devuelva.
Oğlunu ve kızını bulacağım ve onları eve getireceğim.
Voy a encontrar a tu hijo y a tu hija... y los voy a traer a casa.
Şimdi çıkacağım ikizleri bulacağım, buraya getireceğim ve masumiyetimi sana bir kez daha ispatlayacağım!
Así que ahora voy a ir fuera, a encontrar a esas gemelas, y a traerlas aquí ¡ para que puedan probarte mi inocencia una vez más!
- Onu sağ salim geri getireceğim, efendim.
La traeré sana y salva, señor. Gracias.
Çocuğu getireceğim.
Llevaré al chico.
Gidip onun kafasını keseceğim ve sana getireceğim.
Voy a cortarle la cabeza y a traértela.
Onu getireceğim!
¡ Lo conseguiré!
Getireceğim!
¡ Lo haré!
- Biz değil, ben getireceğim.
Nosotros no. Yo.
- Nereden getireceğim, efendim?
De donde la traigo?
Orada kalın, yardım getireceğim.
Junior, ¿ estás bien? Quédate ahí.
Evet, bu, um, tam doğru değil ama, harika bir başlangıç, Şimdi yeni bir kağıt getireceğim, bir daha denersin, tamam mı?
Bien, así que, um, esto no es del todo bien, pero es un gran comienzo, así que voy a ir a por ti aa la portería a cero, y puede tomar otra grieta en ella, ¿ de acuerdo?
Köpek getireceğim.
Es un perro.
Haftaya tekrar gelin. Sizin için onlardan getireceğim.
Llámame la próxima semana.
Bunu bir oyun hâline getireceğim ve sonra da onun için sahneleyeceğim.
Voy a convertirlo en una obra de teatro y luego al haré para él.
- Onu buraya getireceğim. Olabildiğince çabuk getir, en geç yarın sabaha kadar.
Lo antes posible... mañana por la mañana como muy tarde.
Dikiş takımını getireceğim.
Buscaré un kit de sutura.
Ama senin için kontratı getireceğim.
Pero iré a traer tu contrato.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]