Her şeyden traduction Espagnol
8,546 traduction parallèle
Her şeyden daha çok.
Más que nada.
Golften ve golfle alakalı her şeyden nefret ederim.
Y detesto el golf. Detesto todo lo relacionado a él.
Sizi her şeyden çok sevdiğini söyledi.
Dijo que la ama más que a nada.
Sen yaptın, bir anda her şeyden vazgeçtin.
Pero tú lo hiciste, lo dejaste todo. En un santiamén.
- Her şeyden öncesine.
Es imposible.
Her şeyden iki tane mi alacağız bir tane mi belli değil?
¿ Recibimos dos de todo o uno de todo?
Bu otel için her şeyden vazgeçtim ben.
Lo dejé todo por este hotel.
Ne demek her şeyden vazgeçtim?
¿ Qué quieres decir con que lo dejas todo?
Her şeyden...
Lo di todo...
Görev her şeyden önemli.
La misión lo es todo.
- Senin için her şeyden vazgeçtim.
Abandoné todo por ti y por esta cosa...
Cole ile ilgili her şeyden kurtuluyorum. Virüsten, her şeyden.
Deshaciéndome de todo lo que tiene relación con Cole, lo del virus, todo.
Her şeyden haberim olsaydı hazırlıklı olabilirdim belki?
¿ Que si sabía lo que estaba sucediendo allá afuera, me podría preparar para ello?
- Olan biten her şeyden sonra da mı?
- ¿ A pesar de todo lo que ha pasado?
Her şeyden sonra belki de her şey olması gerektiği gibi gidiyor.
Quizás las cosas se estén enderezando después de todo.
Herkesi her şeyden aynı anda koruyamazsın.
No puedes proteger a todo el mundo de todo durante todo el tiempo.
Çünkü... Her şeyden sonra size hala sevgi ve saygı duyuyorum.
Porque... después de todo, aún la quiero y la respeto.
Çocukken sinemaya gitmek için... şişe satıp çim biçerdim. Böylece her şeyden kaçardım.
De niño, cuando vendía botellas y cortaba el césped para ganar diez centavos e ir al cine, escapaba de todo.
Onun hayal ettiği her şeyden 5 kat daha büyük bu.
Es cinco veces más grande que cualquier cosa habría jamás soñado.
Başımıza gelen her şeyden sonra ben sadece bunu düzgünce görebildiğinden emin olmak istiyorum sadece.
Después de todo lo que hemos pasado, sólo quiero asegurarme de que en realidad estás viendo esto con claridad.
- Biliyorum... 250 yıldır bildiğim her şeyden uzağım.
- Lo sé. Me quitaron 250 años de todo lo que he conocido.
Buraya içmeye ve her şeyden uzaklaşmaya geliyoruz.
Es el lugar donde nos encontramos para tomar una copa y alejarnos de todo.
Her şeyden öte.
Más que nada.
Her şeyden çok.
Más que nada.
Her şeyden önemlisi babanın bunu onaylayıp onaylamayacağını merak ediyorsun.
Y, más importante, te preguntas si tu padre lo aprobaría.
Bak, asıl buluşmadan falan önce, beni her şeyden haberdar et, her hareketten, tamam mı?
Antes de la reunión real y toda esa mierda, me avisas, uno, dos y nos movemos, ¿ sí?
Her şeyden sonra, topladıklarıma göre bunun Vietnam'dan sağlam dönmesinde senin büyük etkin varmış.
Y, después de todo, por lo que pude deducir, tú fuiste una buena razón por la que este regresó a salvo de Vietnam.
Bu dünyada her şeyden çok korktuğun şey birinin sırrını öğrenmesi.
Lo que temes más que nada en este mundo... es que alguien sepa tu secreto.
Ve bu beni, hayatta karşılaşabileceğiniz her şeyden nasıl kurtulabileceğinizi size öğretmeye ehil kılıyor.
Y por eso estoy calificado como nadie para enseñarles cómo sobrevivir a cualquier cosa que la vida les depare.
Propaganda her şeyden önemlidir.
La propaganda es más importante que cualquier cosa.
Öyle her şeyden korktuğumdan falan değil tabii.
No me gusta ir todo el día por ahí aterrorizado o algo así.
Sizinle birlikte yaşamak benim için dünyadaki her şeyden daha güzeldi.
Vivir contigo, con ambos, es más de lo que jamás podría haber pedido.
Üniversitelerin buna geri döneceğini düşünüyorum çünkü her şeyden önce hedefini yüksek tutanları istiyorlar.
Creo que las universidades de veras responderán a esto, porque más que nada ellos buscan el tipo de los que apuntan a las estrellas.
Her şeyden sonra belki de babam haklıydı.
Después de todo esto, quizá mi padre tenga razón.
Her şeyden önce Morristown'a geri gittim değil mi?
Verás, lo primero de todo, volví a Morristown.
Bu kalbimi şeker, baharat ve iyi olan her şeyden yapılmış gibi gösteriyor olabilir ama bu kabalık, alay ve halaydan yapılmasından iyidir!
Y quizás eso me hace estar llena de fantasía, ¡ pero Dios sabe que prefiero eso por encima de la grosería y espasmos por la espalda!
Güçsüzlüğümün farkına vardım. Yaptığım her şeyden tiksindim.
Comprendí, en mi impotencia, entendí el verdadero horror de todo lo que había hecho.
Sana onu hatırlatan her şeyden uzaklaşmak istediğini söylemiştin.
Dijiste que querías alejarte... de todo lo que te la recordara.
Onu her şeyden daha fazla sevdi.
Lo amaba más que a nada.
Elbette seviyor. Seni dünyadaki her şeyden daha çok seviyor.
Claro que sí te quiere, te quiere más que a nada en el mundo...
Her şeyden öte tahammül edemediğim tek şey sadakatsizliktir.
Una cosa que no puedo tolerar sobre todas las demás... es la deslealtad.
Hem her şeyden habersiz hem de huzurlu bir eşe sahip olamazsın.
No puedes dejar que tu feliz e ignorante esposa...
Bu ailenin bir ferdi olman için turneden ve diğer her şeyden vazgeçebilirim.
Dejaría la gira y todo lo demás solo para que fueras parte de esta familia.
Her şeyden daha çok.
Más que a nada.
Kaos ve savaş yaklaşıyor ve şimdi yapacaklarımız her şeyden daha önemli!
Habrá caos y guerra, y lo que hagamos ahora lo significará todo.
Çuç beraber gittiğimiz her yer, beraber gördüğümüz her şey yaptığımız her şeyden sonra "öyle olmamalı" nın bir önemi olduğuna inanıyor musun?
Chu... con todos los lugares en los que hemos estado, todo lo que hemos visto... mierda, todo lo que hicimos... ¿ y aún piensas que el "debería" importa?
Babanın nedeni her şeyden önce burada olman.
Sabes, tu padre es la razón por la que estás en este puesto en primer lugar.
Ben de korkuyorum ve orada düştüğüm durum beni daha önce hiç korkutmamıştı ama sen beni her şeyden şüpheye düşürdün.
Tengo miedo, también. Y nunca he tenido miedo ponerme por ahí, pero me hizo dudar de todo.
Ve senden yapmanı istediğim bir şeyden ya da tavırlarımdan her rahatsızlık duyduğunda bu konuşmayı tekrarlamayacağız.
Y no tendré esta conversación cada vez que te incomode hacer algo que te pido o cómo elijo comportarme.
Her şeyden başka bir anlam çıkartıyorsun.
Tú piensas que todo tiene una finalidad.
Şimdi her biri yapmaya çalıştığınız bu şeyden haberdar olacak.
Y ahora todos y cada uno ellos sabrán de esta mierda que intentasteis hacer.
her şeyden önce 180
her şeyden çok 20
her şeyden öte 22
şeyden 21
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey bitti 278
her şey için teşekkürler 136
her şey iyi olacak 102
her şeyden çok 20
her şeyden öte 22
şeyden 21
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey bitti 278
her şey için teşekkürler 136
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şey 525
her şey olabilir 82
her şey yoluna girecek 538
her şeye rağmen 118
her şey tamam 134
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şey 525
her şey olabilir 82
her şey yoluna girecek 538
her şeye rağmen 118
her şey tamam 134