Herkes gibi traduction Espagnol
5,205 traduction parallèle
- Hadi canım. Herkes gibi davranma.
No seas como los demás.
O da herkes gibi bir vatandaş.
Es un contribuyente igual que los demás.
Ben de geri kalan herkes gibi dışlanmış biriyim, inanın bana.
Oh, soy tan descuidada como el resto de ustedes, confíe en mí.
Neden diğer herkes gibi Vincent Park'taki tecavüz olayına bakmıyoruz?
¿ Por qué no estábamos en la violación en Griffith Park como los demás?
Herkes gibi 30 gün içerisinde temyize başvurabilirsiniz.
Tiene 30 días para presentar una apelación como el resto.
Diğer herkes gibi ben de emniyette olmanızdan mutluyum Sayın Başkan.
Como todo el mundo, estoy feliz de que esté a salvo, señor Presidente.
Diğer herkes gibi ben de emniyette olmanızdan mutluyum Sayın Başkan.
Como todos los demás, simplemente estoy feliz de que esté a salvo, Sr. Presidente.
En sonunda da diğer herkes gibi ölürler. Aileleri ile birlikte, evlerinde ve kendi efsaneleri içinde.
Y finalmente mueren como cualquier otro, dejando a sus familias, sus casa, y sus leyendas.
Herkes gibi o da kan örneklerini kayıtlara vermiş.
Que tiene su perfil sanguíneo registrado como todo agente de la ley.
Tıpkı buradaki diğer herkes gibi!
Como todos los demás aquí!
Ama o genç adamı öyle dizlerinin üstünde görmek... Bana, bizim de herkes gibi olduğumuzu hatırlattı.
Pero al ver a ese joven, arrodillado así en el piso, me di cuenta de que somos como cualquier persona.
Neden herkes gibi nikotin bandı kullanmıyorsun ki?
¿ Por qué no te pones un parche como todo el mundo hace?
Herkes gibi o da öldü.
Es sólo una persona que ha muerto, como todo el mundo.
Herkes gibi umursamayan biri olacaksın.
Y te amargaras, al igual que todo el mundo siempre se vuelve.
Herkes gibi değildin.
Tú no eras como los demás.
Herkes gibi iyi ve kötü zamanlarımız olurdu.
Tuvimos bueno y malos años, igual que cualquiera.
Bundan böyle sen de herkes gibi sikeceksin beni. Parasını verdikten sonra.
De ahora en adelante me cogerás como cualquier otro luego de haber pagado.
- Barb eylemlerinin sonucuyla yüzleşmeli Archie, diğer herkes gibi.
- Barb... debería enfrentar las consecuencias Archie, lo mismo que cualquier otro.
Ki seninle iş yapan herkes gibi, Raymond.
Y también lo haría cualquiera que haga negocios con él. Como tú, Raymond.
Pislik herif sende herkes gibi sıraya girmek zorundasın.
Eres un idiota, ahora, pídelo como todo el mundo.
Açlığınızdan korkarsanız siz de herkes gibi bir avanak olup çıkarsınız.
Si se asustan de su hambre serán un tonto más, como los demás.
Çocukların iyiliği için, herkes gibi hissetsinler diye onları dışarı çıkartırdı.
Pero por el bien de los niños, para que se sintieran como los demás salía. ¿ Se debería haber quedado en casa?
- Herkes gibi...
Todo es normal.
Sen de herkes gibi beni öldürmek istiyorsun.
Quieres matarme como el resto.
Onların da herkes gibi iki bacağının olması.
Tienen dos piernas como todas las demás.
Herkes gibi, alarm kuracağım.
Pues con despertadores, como todo el mundo.
- Herkes gibi hakkında bir şeyler duydum.
Oí hablar de él, como todo el mundo...
Her ne kadar bir erkekle evleniyor olsam da yine de evleniyor olmak beni de herkes gibi yapar.
E incluso si me casara con un chico, eso me haría como todos los demás.
Sonra bir gün geçti, o öldü, Flint kaldı ve herkes, hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etti.
Y en menos de un día, él muere, Flint se queda y todos parecen haber olvidado que algo sucedió.
Sanki biz ve kasabadaki herkes ona aitmiş gibi davranıyor.
Actúa como si nosotros y todos los demás en esta ciudad le perteneciéramos.
Her gün olduğu gibi herkes işine gitti.
Como todos los dias, todos se fueron a trabajar.
Herkes, senin gibi, boş bir odada oturup cinayet romanlarına 31 çekmek istemiyor.
No todos quieren sentarse solos en una habitación vacía leyendo manuales de asesinatos.
O hariç herkes hedef gibi görünüyor, ha?
Apunta en todas direcciones salvo a él.
Ama bu bulguların çözülmesinde bir rol oynamayacağından ve bu kasabadaki herkes bir şekilde birbiriyle bağlantılı gibi gözüktüğünden bunun üzerine olmayacağım.
Pero ya que él no tomará parte en la resolución del proceso y puesto que todos en esta ciudad parecen estar relacionados de algún modo con los demás, voy a pasar eso por alto.
O yüzden herkes eşitmiş gibi hissediyorum.
Y ahora siento que estamos todos igual.
Bu yüzden herkes bir sonraki fırtına vurmadan geçmek istiyorlar havaya bakılacak olursa da yakın zamanda olacak gibi duruyor.
Todos intentan atravesarlo antes de que llegue la siguiente tormenta, la cual, al parecer, está muy próxima.
Bir gece, dünmüş gibi hatırlarım, herkes uyumuştu ama ben uyuyamamıştım.
Una noche, y yo sólo recuerdo esto tan vívidamente, Yo no podía dormir. Todos los demás estaban dormidos.
Ancak, sanki herkes bana bakıp... "Bu kadın yerde oturmak için çok yaşlı." der gibi bakıyorlar.
Siento como si todos me estuvieran mirando... como : "Esa mujer es demasiado mayor para estar sentada en el piso."
Ortada güzel, beyaz bir aile vardı diyelim, tıpkı seninki gibi ama beyaz. Beyazlardan oluşan güzel bir ortam vardı. Ve herkes sorumluluk almak istiyordu.
Supongamos que hubiera una hermosa familia de blancos, como la tuya, pero de blancos, que viviera en un hermoso vecindario de blancos y que estuviera dispuesta a asumir la responsabilidad de cuidar a la niña.
İlk çıkmaya başladığımızda, göt deliğim çok korkmuştu bilirsiniz işte, bu romantizm ihtimalini kaybedip "Herkes dursun!" demek gibi bir şey.
Cuando comenzamos a salir, mi ano estaba tan asustado temía perder lugar frente al romance y decía : "Todos cerrados", y se ponía así...
Herkes bana karşıymış gibi hissediyorum.
Siento que todos están en contra mía.
Keşke herkes senin gibi düşünseydi.
Ojalá todo el mundo lo viera así.
Herkes senin gibi kadınlar karşısında rahat değil.
No todos tenemos tu confianza con las mujeres.
Herkes gelmiş gibi görünüyor.
Parece que todo el mundo ha venido.
Herkes güneşi görür, değil mi? İşte bu gibi şeyler.
Todo el mundo ve el sol, ¿ no?
Herkes sarılık olmuş gibi.
Aquí todo el mundo parece tener hepatitis.
Herkes bunu bizim hatamızmış gibi gösteriyor, biz kariyer manyağı,... çok geç olana kadar çocuk sahibi olmak istemeyecek korkunç kadınlarmışız gibi.
Hablan como si la culpa fuera de uno, como si fuésemos enfermas del trabajo y demasiado egoístas para tener hijos antes de que sea tarde.
Dediğin gibi, herkes biraz lezzetli şeyleri sever.
Como has dicho, a todos les gustan las cosas sabrosas.
Herkes Ranu gibi kaçacağımı sanıyor.
Todos sospechan que.. .. huiré igual que Renu.
Herkes bu "ulusal güvenlik" konusunu sıcak patatesmiş gibi birbirine atıyor.
Lanzamiento de todos "seguridad nacional" en torno como una patata caliente.
Herkes bir şey olunca bizden önce öğreniyormuş gibi geliyor.
Parece que todo el mundo "llegó primero" a este tema.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
herkes 808
herkese merhaba 146
herkese 98
herkese günaydın 69
herkese iyi geceler 79
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
herkes 808
herkese merhaba 146
herkese 98
herkese günaydın 69
herkese iyi geceler 79
herkese selam 29
herkesin 60
herkesi 62
herkese iyi günler 18
herkese iyi akşamlar 52
herkesten 26
herkes burada 65
herkes gitti 42
herkes biliyor 94
herkes nerede 199
herkesin 60
herkesi 62
herkese iyi günler 18
herkese iyi akşamlar 52
herkesten 26
herkes burada 65
herkes gitti 42
herkes biliyor 94
herkes nerede 199