Iyi arkadaş traduction Espagnol
12,671 traduction parallèle
Jenny'nin en iyi arkadaşı? Evet.
La mejor amiga de Jenny?
David Gentiles en iyi arkadaşımdı.
David Gentiles era mi mejor amigo.
En iyi arkadaşımdı ama taşındılar.
Él era mi mejor amigo, pero se mudó.
Ama karın her gün en iyi arkadaşınların birlikte olalım demiyor. Değil mi?
Pero no todos los días te dice tu mujer... que quiere verte entrar en acción... con tus mejores amigos.
Üçüncü saniyede senin en iyi arkadaşım olduğunu ve sana bir şey olursa aklımı kaybedeceğimi hatırladım. Yani evet Bonnie, üç saniye ne kadar uzun biliyorum.
Y en el tercero, recuerdo, que eres mi mejor amiga, y que si alguna vez algo te pasara me volvería loco, así que sí, Bonnie, se como de largos son tres segundos.
En iyi arkadaşımı kaybettim, annem öldü tüm kasaba yok oldu ama seninleyken mutluyum. Ve evet haklısın.
Mi mejor amiga se ha ido, mi madre está muerta, todo el pueblo está destruido, pero cuando estoy contigo, soy feliz... y, sí, tienes razón.
Benim yeni, en iyi arkadaşım.
Mi nueva mejor amiga.
Okuldaki en iyi arkadaşım da yaklaşık bir hafta boyunca ilaç bağımlısı olmuştu.
Mi mejor amiga de la escuela estuvo totalmente enganchada a las píldoras de prescripción por como una semana.
- Nerede benim iyi arkadaşım?
¿ Dónde está mi buen amigo?
Onunla iyi arkadaşız biz.
Él y yo somos buenos amigos.
En iyi arkadaşım yarın evleniyor, değil mi?
Mi mejor amiga se va a casar mañana, ¿ verdad?
En iyi arkadaşımı evlendirmek zorundayım.
Tengo que hacer que mi mejor amigo se case.
CIA ile birlikte başkanın arkasından iş çevirip, en iyi arkadaşımı öldürmek için dolap çeviriyor olabilirsin.
Podría ser que tu estés trabajando con la CIA a espaldas del presidente. Podría ser que estés planeando matar a mi mejor amiga,
Ve bunun beni ezik yaptığını biliyorum ama sen sen benim en iyi arkadaşımsın.
Y sé que esto... sé que esto me convierte en una perdedora, pero... eres mi mejor amiga.
Dünyadaki en iyi arkadaşım, sürekli bana iltifat eden dostum, öldürüldü! Flaş haber!
Mi mejor amigo en el mundo, que solía piropearme todo el tiempo, fue asesinado, noticia de última hora.
En iyi arkadaşım Shondell'in çalıştığı yerden.
El mismo Best Buy donde trabajaba mi buena amiga Shondell.
Boone, Chanel benim en iyi arkadaşım ve eğer onu ve Kappa Ev'ini rezil edersen senin peşine düşerim, anlıyor musun?
Boone, Chanel es mi mejor amiga, y si eliges traer la vergüenza a ella o la casa Kappa, iré a por ti, ¿ lo entiendes?
O benim en iyi arkadaşım.
Es mi mejor amigo.
O benim en iyi arkadaşım.
Es mi mejor amiga.
O benim en iyi arkadaşım ve bir yerlerde tuzağa düşürüldü.
Es mi mejor amiga, y está atrapada en algún lugar.
Birileri benim en iyi arkadaşımı kaçırdı.
Alguien ha secuestrado a mi mejor amiga.
Birileri benim en iyi arkadaşımı kaçırdı!
¡ Alguien ha secuestrado a mi mejor amiga!
Kafamı yardın ve en iyi arkadaşımı öldürdün.
Me golpeaste la cabeza abierta y entonces mataste a mi mejor amigo.
İçimde bir his var, öyle iyi arkadaş olacağız ki.
Todos vamos a ser tan buenos amigos, lo sé.
Hiç olmazsa en iyi arkadaşının eski manitasını beceriyorsun.
Al menos te estás cogiendo a la ex de tu mejor amigo.
Eski sevgilinin en iyi arkadaşını beceriyorsun.
Te estás cogiendo al mejor amigo de tu ex.
Sen en iyi arkadaşısın.
Tu mejor amiga.
'En iyi arkadaşım için şimdiye kadar yaptığım en iyi karışık kaset.
La mejor mixtape que había hecho jamás para la mejor amiga que jamás tendría.
- Artık en iyi arkadaş mı olacaksınız?
- ¿ Va a ser mejores amigos ahora?
Seni en iyi arkadaşının seks mesajı gönderdiği adamın cenazesine giderken ona eşlik edecek biri olarak düşünmüştüm.
Estoy sorprendida. Creí que ustedes, querrían acompañar a su mejor amiga al funeral de un sujeto que ella conoció... pero, supongo que... no.
Ve Nick en iyi arkadaşım.
Y Nick es mi mejor amigo en todo el mundo entero.
J.J.'in geldiğini gördüğüm an "J.J. Watt, en iyi arkadaşım ol." gibiydim.
¿ Sabes? Tan pronto como vi a JJ entrar, yo estaba, como, "JJ Watt, sé mi mejor amigo".
Kız arkadaşına sarkıntılık yapınca iyi kardeş oluyorsam lisedeyken harika olmalıyım.
Si enrollarme con tu novia me convierte en un buen hermano, entonces en el instituto, estuve increíble.
Hop beyler, çocuk tecavüzcüsü arkadaşıma içerde iyi bakasınız!
¡ Chicos, cuiden a mi amigo violador de niños!
Belki de daha önce senin gibi iyi bir arkadaşı hiç olmamıştır ve büyük ihtimalle onun için çok değerlisindir.
Quizás nunca ha tenido un mejor amigo como tú antes y probablemente eso significa mucho para ella.
25 yaşına gelince en iyi arkadaşın olacak.
Será tu mejor amiga cuando cumpla los 25.
Şunu anlamalısın. Nathan çok iyi bir arkadaşımdı.
Debes comprender, Nathan, él fue un querido amigo.
Hiç iyi bir arkadaş değil.
No es de buena amiga.
Bu sıska bodur kız arkadaşını o kız gibi kollarınla kaldırmada da iyi şanslar sana.
Buena suerte sacando ese chunky-B con esas muñecas tuyas de señorita.
Mutlu olmalıyım ama mutsuz olduğunu anlayabiliyorum. Ve bu iyi değil çünkü biz arkadaşız.
Debería estar feliz, pero puedo darme cuenta de que estás fastidiado y eso no está bien porque somos amigos.
Affetsen iyi olur çünkü kendisi yakında benim müstakbel kız arkadaşım olacak.
Pues será mejor que la perdones porque está a punto de convertirse... en mi novia.
Söylemeye çalıştığım şey, bizim iyi anlaştığımızı düşünüyorum, ve isterim ki Arkadaş olabilir miyiz?
Lo que intento decir es que siento como que nos llevamos muy bien, y me gustaría que pudiéramos llegar a ser... amigas.
İyi bir yol arkadaşı olacağını biliyordum.
Sabía que haríamos un buen equipo.
Gelmiş geçmiş en iyi erkek arkadaş!
¿ No es el mejor novio del mundo?
İyi çocuk, popüler kız asi, saf çapkın erkek, aşık tiyatrocu, cilveli arkadaş, vahşi sporcu, şu herif.
El buen tipo, la chica popular, el rebelde, la chica buena, el donjuán, el chico adorable, el fan del teatro, la buscona, el compinche, el salvaje, el atleta, ese tipo.
Erkek arkadaşımın hâlâ "iyi misin?" veya "bir şeyin var mı?" diye sormaması.
Tener un novio que sigue sin preguntar,'¿ Estás bien? ' O, ¿ Te has hecho daño?
Asla daha iyi bir arkadaşım olmadı.
Nunca tuve un amigo mejor.
İyi ki sadece iş arkadaşıyız yoksa bu durum biraz garip olabilirdi.
Bueno, es una cosa buena que seamos solo colegas o esto podría ser... extraño.
- Evet iş arkadaşı kalsak iyi olacak.
Sí, colegas profesionales.
Çok iyi bir ders arkadaşı değildim, değil mi? Değildin.
- estado siendo una buena compañera, ¿ verdad?
Çünkü iyi bir arkadaş olmanın yanından bile geçemezsin. Ayrıca hayatın bu kadar iyi olsaydı Lincolnshire çıkmazında alt döneminden kızlarla takılıyor olmazdın değil mi?
Porque no eres una amiga en sí, y si tu vida fuese tan genial, no estarías pasando el rato en una calle sin salida de Lincolnshire con las chicas de un curso menos, ¿ no?
arkadaşım 498
arkadaşlar 784
arkadaş 286
arkadaş olalım 17
arkadaşlarım 129
arkadaşın 91
arkadaşlık 38
arkadaşımız 19
arkadaşımdı 18
arkadaşları 29
arkadaşlar 784
arkadaş 286
arkadaş olalım 17
arkadaşlarım 129
arkadaşın 91
arkadaşlık 38
arkadaşımız 19
arkadaşımdı 18
arkadaşları 29
arkadaş ister misin 22
arkadaşız 60
arkadaşlarını 16
arkadaşların 36
arkadaş mıyız 22
arkadaşlarım var 23
arkadaşın kim 42
arkadaşınız mı 19
arkadaşların mı 37
arkadaşın mı 85
arkadaşız 60
arkadaşlarını 16
arkadaşların 36
arkadaş mıyız 22
arkadaşlarım var 23
arkadaşın kim 42
arkadaşınız mı 19
arkadaşların mı 37
arkadaşın mı 85
arkadaşın nerede 22
arkadaştık 17
arkadaş mı 71
arkadaşların nerede 19
arkadaş olduğumuzu sanıyordum 17
arkadaşımdır 16
iyi akşamlar 4224
iyi aksamlar 25
iyi akşamlar efendim 124
iyi akşamlar hanımefendi 51
arkadaştık 17
arkadaş mı 71
arkadaşların nerede 19
arkadaş olduğumuzu sanıyordum 17
arkadaşımdır 16
iyi akşamlar 4224
iyi aksamlar 25
iyi akşamlar efendim 124
iyi akşamlar hanımefendi 51