English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ K ] / Karşı ateş

Karşı ateş traduction Espagnol

454 traduction parallèle
Boxerlara karşı ateş emri verdim.
Yo di la orden de abrir fuego sobre los bóxers.
- Karşı ateş açmayacağız.
- No devolveremos el fuego.
Çünkü karşı ateş açarsak, onlara, bize karşı kullanmaları için yeni propaganda malzemesi vereceğiz ve savaş isteyen Komünistlerin ekmeğine yağ süreceğiz. Böylece Rusya, Çin'in imdadına yetişip yönetimi ele geçirebilecek.
Si devolvemos el fuego, les daremos más propaganda, y estaremos en manos de los comunistas, que quieren una guerra para que Rusia acuda a defender a China y la ocupe.
O halde, niye korumalarınızın hiçbiri karşı ateş açmadı?
Entonces, ¿ por qué no dispararon sus hombres?
Karşı ateş açalım mı?
¿ Devolvemos el fuego?
Karşı ateş, tamam.
¡ Agáchate, Galvan!
Karşı ateş. Burası 52 Alfa, tamam.
Control de fuego.
Karşı ateş açın!
Devuelvan ataque
Onları, karşı ateş açacağımıza dair uyarın.
Adviértales que atacaremos.
Karşı ateş, Bay Worf.
Devuelva el fuego, Worf.
Başüstüne, efendim. Ateş edin ve saldırıya karşı uyanık olun.
¡ No disparen y aguarden el asalto!
Hayvanın sezgisine karşı, gerçek eğlence aklıma daha yatkın bu yüzden, vuracak kadar yaklaşınca, ateş etmem.
La verdadera diversión es medir mi ingenio contra el instinto de un animal que no me permitirá acercarme lo suficiente para disparar.
Bizi yoğun ateş altında tutuyorlardı bu yüzden, şu kütüğün ardından, karşıya geçip, tepenin altına ilerledim.
Nos estaban ametrallando con mucho fuego. Me arrastré hasta ponerme a cubierto debajo de esa loma. Es increíble, ¿ verdad, York?
Karşıya geç ve ben ateş edince, sen de ateş et.
Ve al otro lado y no dispares a no ser que yo lo haga.
Ateş ettiğinde, karşındakini hedef olarak düşün, insan değil.
Cuando dispares, no pienses en él como un hombre, sino como objetivo.
Ateş etmek yok. En azından inekler ateşe karşılık vermezler.
Bueno, por lo menos las vacas no disparan, ¿ no?
Suçu, emirlere karşı gelip ateş açmak ve mevziyi terketmek.
A la orden.
Arabanı ona doğru sür... ve tam karşısındayken... ateş et.
Conduces cerca de él, como Paul ahora... y disparas... cuando llegues a su altura.
Sana karşı olan arzularım ateş gibi yükseliyor.
Mi deseo sube y baja como una fiebre.
Batıya doğru ateş ederlerse, karşılık veriyoruz.
Si disparan hacia el oeste, devolvemos el fuego.
Karşındakinden daha hızlı silah çekip, ateş etmelisin.
Tienes que desenfundar y disparar más rápido que el otro.
Karşıdan silah sesini duyunca ateş etmeye başla.
Cuando escuches disparos del otro lado, dispara también.
Ateş eden bir birlikle karşılaşmak istemediğiniz sürece, evet.
Sí, o te fusilará un pelotón.
Tut, nehrin karşı yakasına ateş etmek için tüfeği kullan, makineliyi sonraya sakla.
Coge, pero a la otra orilla dispara solo con la carabina, cuida la ametralladora.
Yolun karşısındaki adamlara ateş ediyorlar.
Nada. Disparan sobre gente al otro lado de la carretera.
Ben de kasabada kalıp, polis ve doktoru yüksek ateş ve delilik belirtilerine karşı dikkatli olmaları konusunda uyardım.
Entonces, me quedé en la ciudad, avisé a la policía y al médico de la ciudad que fijaran el alerta... por cualquier señal de fiebre alta o delirios.
Nehir trafiğini kesti ve karşı kıyıları ateş altına aldı.
Cortar el tráfico fluvial y abierto fuego en la orilla opuesta.
Akından yarım saat sonra patlak veren ateş fırtınasına karşı hazırlıklı değildik.
No estabamos preparados para la tormenta de fuego que se desató media hora después del ataque.
Ateş ederken karşımda insan görmem.
Yo no veo a la gente cuando disparo.
Sokağın karşısındaki adama ateş etmekle öyle meşguldü ki,... bir şeyi unuttu.
Estaba tan ocupado lanzando balas al matón del otro lado de la calle... que olvidó algo.
Yani şimdi Buisson'un vadideki bir handa yapacağı tatilin parasını karşılayacağız. Üstüne üstlük ona, bize ateş etmesi için silah vermemizi de istiyorsun!
Ahora le vamos a pagar las vacaciones a Buisson en un hostal del valle de Chevreuse, y encima quiere darle armas para que nos dispare.
Karşı sıradaki çatıların birinden rahatlıkla ateş edilebilir.
Es fácil disparar a esas ventanas desde el otro lado de la calle.
Bugünün haber başlıklarına bakarsak, sabaha karşı çıkan çatışmada Tehlikeli bir çetenin üyesi 6 genç Los Angeles'ın güneyinde polisin açtığı ateş sonucu öldü.
En cuanto a noticias locales, 6 miembros de una pandilla juvenil murieron añoche en un tiroteo con la policía del sur de Los Ángeles.
Bu sabaha karşı polisin açtığı ateş sonucu ölen gençlerin "Yeşil Fırtına" isminde bir Los Angeles çetesinin üyesi oldukları öğrenildi.
La investigación que dio como resultado la muerte de 6 jóvenes ahora identificados como miembros de una pandilla del sur de Los Ángeles llamada "El Trueno Verde".
Triebig, karanlıkta karşında yarım düzine adamın Rus üniformalarıyla yaklaştığını görsen ateş açtığın için kimse seni suçlar mı?
- Triebig, si en medio de la oscuridad distingue a una docena de hombres, algunos de ellos vistiendo uniformes rusos, avazando hacia usted,
Ateş etmeyi bilen bir kadın yerine binlerce manyak vahşiyle karşılaşmayı yeğlerim.
Preferiría enfrentarme a mil salvajes enloquecidos antes que a una mujer que ha aprendido a disparar.
Sayın Başkan, sizin karşılama heyetiniz devriyemize ateş ediyor.
Sr. Presidente, su comité de bienvenida esta atacando a nuestra patrulla.
Ancak İblis, Tanrının azameti ve korkunç öfkesi karşısında zafer kazanamadı. Tanrı, günah içinde yüzenlerin etlerini dağlayıp damgalayarak ahlaksız kafirlere ıstırabı tattırarak öfkesini onların üzerine bir ateş gibi saçtı.
Pero Lucifer no triunfó, porque el Señor es todopoderoso y temible, y en su ira, dio rienda suelta a su rabia como fuego, atormentando a todo el mundo, arrancando la carne de los que vivían en la maldad.
Kenar mahallelerdeki gece buluşmalarında iş görür ama o şeylerle dışarıda yine karşılaşacaksak daha fazla ateş gücüne ihtiyacımız olacak.
Sí, bueno, quizá sirva para una salida por el barrio... pero si nos encontramos con otro de esos tipos... necesitaremos mayor poder de detención.
Adamlar bu sabah ateş mangası ile karşı karşıya olacaklar, yaklaşık...
Los muchachos van a enfrentarse al escuadrón de fusilamiento en...
Adam psikolojik olarak dengeli saygı duyulan bir rahipti ama aniden 9 milimetreyi çıkardı ve karşıya ateş etti.
El hombre era psicológicamente estable un clérigo altamente respetado que repentinamente saca una nueve milímetros y empieza... Dispara repetidamente.
Genç adamla kumar oynayıp, kulüpten evine kadar takip etmiş ve karşı çatıdan ateş ederek, açık pencereden onu vurmuştu.
Jugó a las cartas con el muchacho, le siguió a casa desde su club y le disparó a través de la ventana abierta desde el tejado del otro lado de la calle.
Asker... bugün, sayıca bizden üstün bir düşman birliğine karşı pusu kuracağız. Kamuflaj, şaşırtma, çapraz ateş... ve deniz piyadelerinin doğal atılganlığı silahlarımız olacak.
Soldados, hoy ejecutaremos una emboscada a una fuerza hostil superior en número... gracias a estar a cubierto, la sorpresa, campos de fuego interconectados... y la agresividad natural de la Marina de los Estados Unidos.
Hırsız bana ateş etti, bende karşılık verdim ve zavallı Bella arada kaldı ve çapraz ateşte vuruldu.
El intruso me tiró un tiro. Yo le respondí, y el pobre Bella se puso en el medio, y lo alcanzó el fuego cruzado.
- Polis! - Karşı koyarsanız ateş ederiz!
Oficial de policia listo para disparar!
Biz sadece gidiyorduk. Bize ateş açtılar, biz de karşılık verdik.
Pasábamos cerca, empezaron a disparar y les devolvimos el fuego.
Doğru efendim. Ama bu çeşit bir ateş gücüyle onlara karşı burada, ne kadar süre daha dayanabiliriz, bilmiyorum.
Pero con la clase de poder que tienen ahí no sé cuánto podamos resistir.
Kalan dar vaktimizi kurtarma çabamızın bir parçası olarak bu bulamacı vücuduna sürmeme izin ver. Sonra da şöminede içimizi ısıtacak bir ateş yakıp bir battaniye alır, ateş karşısında New York ve oradaki güzel günlerimizden konuşuruz, ve haftasonunun kalanında M ile başlayan o kelimeyi hiç ağzımıza almayız. Tamam mı?
Con idea de aprovechar el poco tiempo que nos queda, te untaré este mejunje luego encenderé la chimenea, nos acurrucaremos con una manta hablaremos de Nueva York y de todas las cosas que hemos hecho e intentaremos no mencionar la maldita palabra con M durante el fin de semana.
Ateş etti. Ben de karşılık verdim.
Yo le respondí.
- Zırhımız inikken ateş ederlerse karşılık veremeyiz.
- escudos abajo... no podremos responder.
Bizim manevralarımızı karşılıyorlar efendim, ve ateş ediyorlar.
Imitan nuestras maniobras. Y disparan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]