Kaybedersin traduction Espagnol
1,692 traduction parallèle
Çünkü insanlar seni bir kere tanıdığında, silah olarak bütün değerini kaybedersin.
Una vez que estés expuesta al mundo, perderás tu valor como arma.
En iyi şekilde, on bin dolar kaybedersin.
En el mejor de los casos, pierdes diez de los grandes.
En iyi durumda 10,000 dolar kaybedersin.
En el mejor de los casos, pierdes diez mil.
Herşeyini kaybedersin ve herşey seni terkeder.
Pierdes todo, y todo empieza a desmoronarse.
Monopolyde, iflas ettiğinde, kaybedersin.
En el Monopoly, si te declaras en bancarrota, pierde.
Clark'ı sonsuza dek kaybedersin.
Perderías a Clark para siempre.
Yapmazsan da, onu sonsuza dek kaybedersin.
Y si no lo haces, lo perderás para siempre.
Sen kaybedersin dostum.
Te lo pierdes, amigo.
Yapamazsın. Bir şey söyleme. İşini kaybedersin.
No lo harás porque quieres seguir en tu trabajo.
Eğer üzgün hissedersen o zaman şansını kaybedersin.
Si te entristeces tu suerte se va.
- Ari! - Uyuklarsan kaybedersin.
¡ Ari!
Ne kadar güçlü olduğunu düşünürsen düşün, Eğer savaş varsa, sen kaybedersin.
Cuando la gente empieza a morir, hay guerra. No importa qué tan poderoso creas que eres...
Larry, olay şu ki bazen senin olmayan bir eşya alırsın bazen ise bir eşyanı kaybedersin.
Larry, la cuestión es que a veces te llevas una cosa que no es tuya y a veces tu pierdes algo.
Bilirsin ya, kazanırsın kaybedersin falan.
Tú sabes, ganas algo, pierdes algo.
Daha da kötüsü, Molly'i kaybedersin.
Y aún peor, perderás a Molly.
NasıI olur da birini kaybedersin?
¿ Cómo es que pierden a alguien?
- Yada bir kolunu kaybedersin.
O perderás un miembro.
- Ayakkabılarını nasıl kaybedersin?
- ¿ Cómo pudiste perder tus zapatos?
Bu doğrudur demiyorum, iki yanlış asla bir doğru yapmaz -... ama öfke bacayı sardı mı da, kontrolünü kaybedersin.
No estoy diciendo que esté bien, dos errores no suman un acierto, pero cuando la ira lleva la delantera, pierdes el control.
Kaynağını kaybedersin.
Perderás el contacto. - La esposa.
Ama sen kaybedersin çünkü verecek çok şeyim var..
Estarías perdiendo, porque tengo mucho que ofrecer.
Dikkatli olmazsan para kaybedersin Morris.
A un idiota no le dura mucho el dinero, Morris.
Bu adamların doğuştan yalancı olduklarını biliyorum, fakat bunu yaparsan beni ve seninle aynı fikirde olan, ülkenin yarısını kaybedersin.
Sé que esta gente es muy mentirosa, pero si haces esto, perderás el control y a la mitad del país que está de acuerdo contigo.
Ve bu kuraklıklar uzadıkça uzadı. Ormanını kaybedersin.
Sí, y después el tío P nos llevó a la escuela... en una limosina súper larga.
Toprağını kaybedersin.
¿ Un chef?
Yarışta boynundan çıkarsa kaybedersin.
Si lo pierdes en un concurso, adiós.
Las Vegas ironilerin bir arada bulunduğu bir yerdir. Tam kazanırken kaybedersin Dev ya da cüce olabilirsin.
para probar de todo, pruebas ganar cuando estás perdiendo, y eres un gigante, o un enano ;
"Takım olarak kazanır ve takım olarak kaybedersin."
Ganas como equipo y pierdes como equipo.
Sevgini bir kenara bırakmayı seçersen onu kesin kaybedersin.
Si decides cerrarle tu corazón, la perderás seguro.
Böyle şarkı söylersen sesini kaybedersin.
Lastimarás tu voz de ese modo.
Tek kelime daha edersen o dilini kaybedersin.
Una palabra más y pierdes la lengua.
Ne kadar çok gidersen o kadar az kaybedersin.
Entre más dejas, menos pierdes.
Bir daha bu derse geç kalırsan dışarı atılırsın ve silahını kaybedersin.
Un segundo. La próxima vez que llegues tarde a esta clase te tropezarás de salida y te romperás el pulgar con el que disparas.
Bu pintilikle sadece kaybedersin!
Eres avaro, tú te lo pierdes.
- Sen kaybedersin. Ben gidiyorum.
Al que se duerme se lo lleva la corriente.
Kardeşim, eğer Sanjana bu resmi görürse sana olan saygınlığını kaybedersin!
Hermano Majnu, si Sanjana viera esta pintura perderías su respeto!
Sen kaybedersin, bebeğim.
Tú te lo pierdes, nena.
Sen kaybedersin.
Tú te lo pierdes.
Her ikisini de hızla kaybedersin.
Lleva a ambos a ése sitio rápido.
Kendinden utandığın an kendini kaybedersin.
Cuando te avergüenzas de quién eres, te pierdes a ti mismo.
Ben intihara inanmam, kaybedersen, kaybedersin.
No creo en el suicidio. Cuando planeas perder, pierdes.
Bazılarını kurtarırsın bazılarını kaybedersin.
Eres uno de los que no perdí.
Çünkü sen busun koç, hep kaybedersin!
Porque para eso eres muy bueno, entrenador, ¡ para perder.!
Bahse girme, kaybedersin.
No apuestes, perderías.
Sorunu ilk yıl çözeceğini düşünürsen başaramazsın. Kaybedersin.
Si crees que se trata de resolver tu problema fracasarás... mucho.
Bugün benimle kavga etme! Çünkü kaybedersin.
Jeff, no me provoques hoy, ¿ de acuerdo?
Bir ebeveyn olduğun andan itibaren çocuğunu kaybedersin, toparlayamazsın.
Una vez que eres padre y pierdes a tu hijo, no te puedes recuperar.
Bir gece sende kalması hakkını da kaybedersin.
Pierdes la visita.
Teğmenliği kaybedersin.
Perderás el rango...
Ne kaybedersin ki?
¿ Qué puedes perder?
Bu şekilde, o şekilde yaptığından daha çok ısı kaybedersin.
Así conserva mejor el calor.
kaybettim 177
kaybettin 183
kaybettik 72
kaybetmek 19
kaybetti 30
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybedersem 24
kaybettiniz 25
kaybettin 183
kaybettik 72
kaybetmek 19
kaybetti 30
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybedersem 24
kaybettiniz 25