English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ K ] / Küçük ağaç

Küçük ağaç traduction Espagnol

216 traduction parallèle
Küçük ağaç iyi mi?
¿ Está bien el arbolito?
Kızıl ağaç, küçük ağaç,
Árbol escarlata, pequeña mata,
- Şuraya bırakın, küçük ağaç kesiciler.
- ¿ Que tal, jovencito? .
Küçük ağaç muhteşem.
Bonito arbolito.
Dünya'daki en küçük ağaç.
La miniatura suprema.
Hector dışarıda, Küçük Willie'ye noel ağacı aldı.
Hector está ahí con un árbol de Navidad para el pequeño Willie.
Küçük bir ağaç gibi.
¡ Como un pequeño árbol!
Bu sabah bana gönderdiğiniz küçük Noel ağacını aldığımda gerçekten çok duygulandım.
Esta mañana, al recibir el arbolito de Navidad que ustedes enviaron me sentí profundamente conmovido.
Küçük bir noel ağacı da almıştım. Çünkü her an dönebilirdi.
Compré un árbol de Navidad y la casa ya estaba lista.
- Küçük bir tepe ve ağaç var.
Hay una montaña y un árbol...
Tohum küçük ama belki ağaç çok büyük olur.
Aunque sea pequeña la semilla el árbol se hará grande.
Zaman taş döşeli bahçede geçti ve küçük meşe ağacı büyüdü.
El tiempo pasó en el roquedal y el roble se hizo grande.
Ve en incesinden küçük bir huş ağacı bile dans eder gibi eğilecek iki küçük ayağı üzerinde tekrar doğrulacaktır.
y el más débil y delgado abedul, se moverá danzando... y se volverá a poner firme otra vez.
Ne yapıyor bu küçük karınca O koca kauçuk ağacını mı taşıyacak
# ¿ Qué hace que esa vieja hormiga piense # # que puede mover ese árbol de caucho?
Sizi küçük köşke yerleştireceğiz... böylece ağaç tepesinde uyuyabileceksiniz.
La pondremos arriba, en el pabelloncito dormirá prácticamente en los árboles.
Eskiden ev ile meyve bahçesinin arasında küçük bir incir ağacımız vardı.
Sabes... solíamos tener una higuera... entre la casa y el huerto.
Küçük incir ağacının meyve vermesi, kutlama yapmayı gerektirecek kadar harika bir şey gibi görünüyordu.
Era algo tan maravilloso que la higuera pudiera dar vida... que teníamos que celebrarlo.
Küçük incir ağacına astım çünkü savaşı kazanmıştı ve meyve verecekti.
Y decoré toda la higuera con ellos.. porque había ganado la batalla... y podía dar vida.
5 km. ilerde o küçük duka'dan sonra bir ağaç var.
A unos 5 kilómetros de aquí hay un árbol.
Evlendiğim zaman küçük beyaz bir ev istiyorum. Bahçesinde bir ağacı olan.
Cuando me case quiero tener una casita blanca con un árbol detrás.
Bu küçük ağacı almamalıydım.
No debí escoger este arbolito.
Bu küçük ağacı eve alıp süsleyeceğim ve oyunumuzda gerçekten işe yarayacağını görecekler.
Llevaré este arbolito a casa y lo decoraré y les mostraré que realmente funcionará en nuestra obra.
Bu kadar kötü küçük bir ağaç olacağını hiç düşünmemiştim.
Nunca pensé que fuera un arbolito tan malo.
Küçük bir huş ağacı diktiğimde ve sonra baktığımda -
Cuando planto un pequeño abedul, al que veo después verdear y mecerse con el viento...
Küçük ağacın başı dertte.
Ese arbolillo tiene problemas.
Küçük bir kızken, arka bahçemiz bu bahçede de bir armut ağacımız vardı.
Cuando era una niña pequeña, teníamos un patio trasero... en ese patio había un peral.
Biliyorsun, Vaiz o küçük kiraz ağacına epeydir emek veriyor.
Me imagino que sabes que tiene ese árbol de cereza desde hace mucho tiempo Cuándo la fruta madure, si es que el Padre no la toma,
İçinde, küçük bir ateş çıktı ve bütün ağacı yuttu.
Un incendio pequeño comenzó por dentro y devoró el árbol.
Kendi küçük ağacından başka nereye asılacaktı ki?
¿ En qué otro sitio estaría mejor que colgado en su propio arbolito?
Tambuti ağacının çekirdekleri hoplayıp zıplıyor çünkü her birinin içinde hıçkıran küçük kurtlar var.
Las semillas del sándalo saltan porque dentro llevan un pequeño gusano con hipo.
Büyük bir ağaç gibi ve tohumun düştüğü yerde küçük bir ağaç.
Como un árbol grande y otro pequeño a su sombra.
Benim küçük limon ağacım, limonla dolu.
Mi pequeño limonero... lleno de limones.
Ve noel ağacını süslediğinde,..... Flyn'in küçük bir kız gibi verdiği tepkiyi.
Y lo mucho que Flyn se impresionaba de pequeña cuando mamá decoraba un árbol de Navidad.
Babaları küçük bir bitkiyse, çocukları ağaç olmak ister.
Si el padre es una planta pequeña, quiere que su hijo sea un árbol.
Senin için dönecem küçük incir ağacım. Seni seviyorum!
Volveré por tí muy pronto ¡ Te amo!
Dev ölü ağaç, alaçam. Küçük Kaliforniya kaba ağacı.
El sauce gigante, la picea... el pequeño árbol raiz californiano!
- Küçük ağacımı buduyorum.
- Podando mi árbol enano.
Babam bu gece süslemek için küçük bir Noel ağacı aldı.
Papá nos compró un pequeño Árbol de Navidad para decorar esta noche. Está en el coche.
Kaplan avı için, kaç defa küçük bir çocuğu, iple ağaca bağlayarak ağacın üstünde tüfeğinizle pusuya yattınız?
¿ Cuántas veces no habrá usted atado a un niño bajo un árbol, cubierto con su rifle, esperando que su cebo atrajera a su tigre?
Herbirinin içinde küçük sürprizler olan bir sürü şeker ağacını ardiyeye koydum.
Puse muchas piñatas en el depósito, cada una está llena de pequeñas sorpresas.
" William Blake küçük bir çocukken bir tarlanın ortasında bir ağacın altında...
" Cuando, de niño, William Blake vio al profeta Ezequiel bajo un àrbol...
Bütün hediyelerimizi, küçük ağacımızın altına koyalım.
Por eso, pusimos todos nuestros regalos bajo nuestro arbolito.
Büyük ağacın önünde, küçük kırmızı bir parça.
- Delante del árbol grande. Es de color rojo.
Bir ağaç vardı. Bu küçük kuşlarla doluydu. Bir el bombası patlayıp ağacı yerle bir etti.
... había un árbol y estaba lleno de estos pájaros blancos y una granada lo hizo pedazos.
Bir dizi noel ağacın var. Küçük olan cadılar bayramı malzemelerinin içinde.
Tienes un trencito alrededor del arbolito de Navidad y pequeños en disfraces de Halloween.
Hayır, bizim kendi küçük ağacımız var.
Tenemos aquel pequeño.
Bu kızılcık, küçük bir şehri gölgeleyecek kadar ağaç kesti.
Éste arrasó con árboles suficientes para darle sombra a un estado pequeño.
O büyük, küçük kızılağaç ağaç dallarından ördek flüt yapıyor.
Hace unas estupendas flautas de pato con ramas de aliso.
elindeyse, sadece, ceviz ağacının altındayken seni hiç rahatsız etmeyen... sivrisineklerden oradan geçen büyükler yüksek sesle şikayet ettiğinde... dans ettirdiğin bir küçük kukla olurdu.
con un pequeño títere al que hacías bailar... cuando pasaba algún adulto quejándose de los moscos... que a ti nunca te molestaron bajo tu árbol.
Küçük bir ağaç var burada
Aquí Un árbol chiquitín #
Ağaç evinde kendi casinonu. açıp küçük arkadaşlarını mı çağıracaksın? Bunu görmek isterdim!
Quisiera ver eso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]