Küçük serseri traduction Espagnol
318 traduction parallèle
"Bu bana küçük serseri arkadaşımızı hatırlatıyor."
"Eso me recuerda a nuestro amiguito el vagabundo."
Seni küçük serseri!
¡ Pequeño criminal!
Bana boğazını kestirtme, seni küçük serseri!
Me ahorras cortarte el cuello.
Kendine bir bak, seni küçük serseri.
¡ Mírate, pobre imbecil!
Seni küçük serseri.
Pequeño mocoso.
Pekâlâ küçük serseri. Uslu uslu karakola gel bakalım.
Muy bien, piltrafilla vamos despacito a la comisaría.
- Küstah. - Küçük serseri.
- Qué desagradecido.
Doggone, seni görmek çok güzel, küçük serseri.
Pardiez, me alegro de verte, pedazo de tarado.
Çok derin! Burası çok derin küçük serseri!
Es demasiado profundo. ¡ Pequeño traidor!
Küçük serseri denebilir bence.
¿ Por qué no lo llaman "un poco de hanky panky"?
Senin derdin ne, küçük serseri?
A que viene esta rabieta, gamberro.
- Seni küçük serseri!
¡ Detente! - ¡ Niño degenerado!
Bu sefer yakaladım seni, küçük serseri!
- ¡ Esta vez te he pillado, cabrón!
Küçük serseri.
Ese pequeño cabrón.
- ( Telefon ) - ( Erkek ) Niçin, sen küçük serseri, sen.
Pequeño bribón.
Defol buradan, seni küçük serseri.
Váyase de aquí, sinvergüenza.
Elini likörümden çek hemen, seni küçük serseri!
¡ Apartaos de mis botellas pequeños mierdas!
Seni küçük serseri!
¡ Ah, granuja!
Kalk ayağa, küçük serseri!
¡ Vamos, levanta, cagueta!
- Küçük serseri beni kahrolası balesinde kalmam için ikna etmeye bile gerek görmedi.
El muy desgraciado ni tan siquiera trató de convencerme para que bailase su ballet.
Bu küçük serseri benden ne istiyor acaba?
Me pregunto, ¿ qué querrá ese pequeño rufián de mí?
Yerde kal, seni küçük serseri.
Permanece abajo, hombre. Abajo! Abajo, pequeña escoria.
Küçük serseri bizden saklamış.
El imbécil nos escondió información.
- Bana yalan söyleme, seni küçük serseri!
- ¡ Estás mintiendo, miserable hampón!
Seni küçük serseri!
¡ ldiota!
Seni yakaladım, seni küçük serseri!
¡ Ya te tengo, mocoso!
Seni küstah, küçük serseri!
¡ Macarra arrogante!
Aç gözlerini, seni küçük serseri! Beni duyuyor musun?
Abre la puerta, pequeño idiota.
Kendini düşünmek, küçük serseri?
¿ Egoísta, pequeña vagabunda?
Hadi küçük serseri.
Ven, pequeño tonto.
Hadi seni küçük serseri.
Ven, idiota.
Kaç tane istersin, küçük serseri?
¿ Cuántas quieres, maestro?
Küçük serseri.
¡ Mierda!
Küçük serseri benden bir an önce kurtulmak istiyorsun öyle değil mi?
Ya dije que me habías abandonado. Ya dije.
Küçük serseri kendini hâlâ Hukuk Fakültesi'nde sanıyor.
Ese pillo se cree que está siempre entre asesinos.
Beni dinle küçük serseri.
Escucha, gilipollas.
Hey, buraya gel seni küçük serseri! Lanet olsun!
¡ Ven aquí, desgraciado!
- Bu küçük serseri yalan söylüyor.
- El pequeño punk esta mintiendo. - ¿ Papá?
Küçük serseri burnumu kanattı!
Tú te lo has buscado.
Seni küçük serseri! Ama anne, ben yedi buçuk yaşındayım!
Pequeño granuja.
Bu serseri küçük bir parti veriyor sanki!
¡ Esa hija de puta esta dando una fiesta!
Devlet serseri, kayış tiz, dikit yasa, statü manevra oğlan enik küçük çocuk, bebek, yavru şerit, çatlak, hassas, cezalı yırtıcı, vahşi, öfkeli evcil bukolik, idilik arkadyen, pastoral otlak pastörizasyon sınırdışı, ayırma yok etme masturbasyon özlem, abartılı ruhsuz, donuk baba babalık, büyük baba babadan kalma, aile reisi himaye elektron, nötron, sigorta lamba, radyo lambası... çeşitli elektronik parçaların içine vakumlanarak yerleştirildiği camdan yapılmış bir tüptür. Ana parçaları : "plaka," "filaman," "katrot" katot...
Estado, estallido, estaño... estatal, estatua, estatuto... estrechez, niñez, párvulo... infante, lactante, bebé, libido... atractivo, arrebato, rapaz, ave... selvático, agreste, alpiste... bucólico, idílico, arcaico, pastoril... pastoral, pastoreo, pasterización... deportación, separación, exclusión... masturbación, libido... turbado, lánguido, laico... padre, patriarca, padrino... patrono, Padre Eterno, patrón... electrón, núcleo, posible, bombilla, válvula... está constituida por un globo de cristal... al que se ha hecho el vacío... y se ha colocado un filamento de platino o carbón... placa, filamento, cat... odo cátodo...
Küçük bir serseri.
Un chiquillo.
O küçük bir serseri. Franz'ın başını belaya sokacak.
Willy es un ladrón, meterá a Franz en líos.
Küçük matematikçi serseri mi?
Es un fantasma.
Demek ki artık küçük çaplı bir serseri değil... devlet nezdinde bir suçlusun.
Eso significa que ya no eres un pequeño delincuente, sino propiedad pública.
Ben Harlem'in şogunuyum ve aradığım Leroy Green kendini kung fu ustası sanan küçük bir serseri.
Soy el Shogun de Harlem... y el Leroy Green que busco... es un inepto que se cree maestro de kung fu.
Seni küçük serseri.
Halamer y Trousinski saben que fue cosa tuya, y están de todo menos contentos. Eres un mierda.
Haydi, durma küçük serseri.
Sabes que quieres hacerlo.
- George Newman burnunu ait olmayan yerler sokan küçük bir serseri ve seni buraya gönderip bir anlaşmaya varmaya çalışıyorsa...
- George Newman es un gamberrucho de tres al cuarto que nunca debería haber metido las narices donde no le importaba y si le ha enviado a usted aquí para hacer un trato...
Küçük serseri.
El muy imbecil
serseri 356
serseriler 91
serseri mi 18
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük kardeşim 59
serseriler 91
serseri mi 18
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük kardeşim 59
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük ayak 20
küçük bir hediye 18
küçük hanım 234
küçük bir kız 38
küçük bir 20
küçük bir şey 30
küçük bey 45
küçük köpek 18
küçük prenses 23
küçük ayak 20
küçük bir hediye 18
küçük hanım 234
küçük bir kız 38
küçük bir 20
küçük bir şey 30
küçük bey 45
küçük köpek 18