English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ K ] / Küçük kız

Küçük kız traduction Espagnol

12,344 traduction parallèle
Küçük kızı dövdü!
Golpeó una niña!
O küçük kızı dövdü!
Golpeó una niña!
Küçük kız kardeşim.
Mi hermana pequeña.
Küçük kız, sana biraz tavsiye vereyim.
Niñita, déjame que te dé un consejo.
Kadın büyük ihtimalle en küçük kız çocuğuyla birliktedir, koruyucu annelik içgüdüsü.
Esa mujer probablemente está con la niña más pequeña... instinto materno de protección.
Pardoni pardon küçük kız.
- Oye, oye, disculpa, disculpa. - Pequeña niña, hola.
Bu arada babasının küçük kızı nasılmış?
¿ Cómo está la niñita de papá?
O küçük kızın tek istediği bir hesap makinesi ve bir şanstı.
Todo lo que quería esa niña era una calculadora y una oportunidad.
O küçük kızın nasıl kurtulduğunu hiç anlamamışımdır.
Nunca llegué a entender cómo se escapó la niña.
Senin adına sevindim küçük kız!
¡ Bien por ti, pequeña!
Küçük kız dışında, hepsini öldüreceğime söz verdirtti bana.
Me hizo prometer matarlos a todos menos a la niña.
Küçük kızlarımızın birbirini sevmemesini arkadaş olamayacakları gibi düşünmeyelim.
No le permitamos a nuestras chicas que no gustarse se interponga en el camino de ser amigas.
Bu küçük kız, Susan Berman.
Esa pequeña niña hoy es Susan Berman.
Bahse varım babanı parmağında oynatıyordun, benim küçük kızımın yaptığı gibi.
Apuesto que tuviste a tu padre comiendo de tu mano, igual que mi niña.
Senin adın ne küçük kız?
¿ Y cómo te llamas pequeña?
Bu işe sen öldüğünde sona erecek. Sonsuza kadar kaçamazsın küçük kız!
Esto termina contigo muerta. ¡ No podrás correr siempre pequeña!
Çünkü tek gördüğüm birinin küçük kızı.
Porque lo único que veo es la niña de alguien.
Malky'nin internetten ayarladığı ucuz tatil. ... Jason'un küçük kızının yaptığı komik YouTube videosu vesaire.
Las vacaciones baratas que Malky consiguió en línea y... el video divertido de la niña de Jason en YouTube.
Lizzie küçük kız kardeşim olabilir, ama kasamı sayamayacağım kadar çok kurtardı.
Lizzie puede que sea mi hermana pequeña, pero me ha salvado el trasero más veces de las que puedo contar.
Bu arada onu aradım. Küçük kızım Lizzie'yi.
Por cierto, llamé a Lizzie, la menor.
Hayır, biraz daha gençleşirsen küçük kız kardeşim gibi görünmeden endişeleniyorum.
No... si te vieras más joven que ahora, me preocupa que parezcas mi hermana menor. ¡ Cielos!
Küçük kız durmadan dua etti.
La niñita... imploró e imploró.
Küçük kız çok korktuğu için o da korkuyormuş gibi davrandı.
Ya que la niña estaba tan asustada, fingió estar asustado también, por ella.
Bu sevimli küçük kız Joon Pyo'nun kızı mı?
¿ Esta pequeña... es hija de Joon Pyo?
Benim küçük kızım, kendi odasında oyuncak bebek evindeki, Eski bir bebek gibi, kendi dolabında asılı haldeydi. Tek elimle onun cansız bedenini kaldırarak,
Una vez que estás de pie sobre una vieja casa de muñecas en el armario de tu hija e intentes levantar su cuerpo sin vida con una mano y soltar el nudo sobre su cuello con la otra, ya no estás vivo, de ninguna manera.
- Küçük kız seni.
Pobrecita.
Küçük kızıl cadı, yemin ederim ki, eğer direnmeyi kesmezsen, seni şu kuyudan aşağı fırlatır ve boğuluşunu izlerim.
Lo juro, pequeña bruja pelirroja Voy a lanzarte ahí y veré como te ahogas, si no dejas de resistirte.
LYCA. Kaybolan küçük kız.
Lyca, la pequeña niña perdida.
Sen küçük bir kızı dövdün!
Le pegó a una niña!
Evet. Küçük bir kız bebeği.
Una niña llamada Abbiejean.
Bu daha çok biz belki küçük bir amcık kazanırız.
Se trata más de... Quizás consigamos algo de coño.
Hatırlamaya çalışıyorum da sen küçük bir kız iken bir ağaç dikmiştik.
Estoy tratando de recordarme cuando eras una niña, plantamos un árbol.
Hadi ama Eve, küçük bir kız o.
Vamos, Eve, es solo una niña.
Kızım hakkında küçük, tatlı hikayeler anlatıyorum. Bu arada Casey gerçekten harika bir çocuktur.
que vaya a contarles un una linda, pequeña historia sobre mi hija cuando en realidad... digo, es una chica estupenda, mi Casey.
Başarısız küçük darbe girişiminden sonra benim için çalışacağını zamanını benim için harcayacağını hatırlatayım. Kısacası kıçını salıncaktan kaldırıp Kongre'ye git ve bana şu oyları getir.
Déjame recordarte que, después de tu pequeño golpe de estado fallido, trabajas para mí, tu tiempo es mi tiempo, así que levanta el culo de los columpios, ve al congreso, consígueme mis votos.
Sizlere, bir hayali olan küçük bir kızı anlatacağım.
Dejen que les hable de una joven con un sueño.
Arka koltukta küçük bir kız vardı.
Había una jovencita en el asiento trasero.
Bu gece çok kazanırsan belki küçük bir kızı mutlu etmeye yardımcı olabilirsin.
Así que si ganas bastante esta noche, quizá podrías ayudar a hacer a una niña pequeña muy feliz.
Bu karanlık, anlamsız küçük ruhla.
Esta oscura e insignificante alma.
Babam parmağını bana doğrultup hesap sorarak beni tekrar küçük bir kız gibi hissettirdi.
Mi padre me señaló y me dijo lo que me pasaba, y me volví a sentir como una niña.
Benden 4 yaş küçük bir kız kardeşim, benden yedi yaş küçük erkek kardeşim var.
Tengo una hermana que es cuatro años menor que yo y un hermano pequeño que es siete años menor.
O gün telesekreterimdeki küçük kırmızı ışığın yanıp söndüğünü... düğmeye bastığımda karşıma Joe Becerra'nın çıktığını hatırlıyorum.
Recuerdo el día que esa pequeña, luz roja parpadeaba en mi contestadora, y apreté el botón, y era Joe Becerra.
Bu küçük mutlu kız, Fotoğraf çekildiğinde 5 yaşındaydı.
Esta feliz, pequeña tenía 5 años cuando tomaron esta foto.
Orada küçük bir kız arkadaşın vardı, onu hatırlıyor musun? Biraz!
En Berlín, tenías una novieta, ¿ la recuerdas?
Zavallı küçük bir kız gibi ağlayıp ne yapacağım ben diye burada oturuyor olmazdım.
No me sentaría aquí, A llorar como una niña patética, no lo haría,
Küçük bir kızın doğum günü partisiydi ve Judy Garland'ın evinde veriliyordu.
Fue en la fiesta de cumpleaños de una niña dado en la casa de Judy Garland.
Siz ve ben, başardığımız tüm şeyler bu derin ve karanlık federal havuzda küçük bir balık olarak kalacak.
Usted y yo por todos nuestros logros, debemos mantenernos como peces pequeños en la profunda y oscura alberca federal.
Küçük Jimmy'nin şu anda bir de kız arkadaşı var. Güzel bir kız ve onu gerçekten seviyorum.
Tu hijo Jimmy tiene novia ahora, y es hermosa y me gusta mucho...
Tüm hayatı boyunca depresyona karşı mücadele verdi ama bir gün pes edip küçük kırmızı Ferrari'sini garaja soktu, kapıyı kapattı ve karbon monoksit de geri kalan işi tamamladı.
Luchó contra la depresión toda su vida, hasta que un día se rindió, condujo su pequeño Ferrari rojo hasta el garaje, cerró la puerta y el monóxido de carbono hizo el resto.
Küçük kız kardeşime mutlaka selamlarımıda ilet.
Y que su hermana pequeña la saluda.
Küçük sürtük dediğin kız elimi zorluyor.
La "pequeña atrevida" como la llamas, ha forzado mi mano.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]