English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ K ] / Küçük prenses

Küçük prenses traduction Espagnol

180 traduction parallèle
İyi geceler küçük prenses.
Buenas noches, Princesa.
Ama Majesteleri, küçük Prenses!
Pero, su majestad, ¡ la pequeña Princesa!
- Senin prenses olduğuna ve her zaman da küçük prensesim olarak kalacağına.
- Creo que eres... ... y siempre serás, Mi Princesita.
" Bir gün küçük prenses kraliyet bakçesinde gezinirken önceden hiç hatırlamadığı güzel pembe bir gül fark etti.
" Y un día, cuando la joven princesa caminaba por los jardines reales vio una preciosa rosa que no recordaba haber visto antes.
Sonra da, yurttaşlar küçük Prenses'e bağlılıklarını sunabilsinler diye tüm ülkede tatil ilan edildi.
Un gran día de fiesta fue proclamado... en todo el reino... para que todos, nobles y plebleyos,... pudieran rendir homenaje a la princesita.
Küçük Prenses... Benim sana hediyem, güzellik olacak.
Princesita, mi regalo será... el don de la belleza.
Küçük Prenses, benim sana hediyem, güzel bir ses olacak.
Princesita... mi regalo será el don de la canción.
Küçük prenses için işte küçük taç!
Aquí hay un pequño montón para nuestra pequeña reina.
- Bana yolu gösterebilirsin, küçük prenses.
- ¿ Por qué? - Puedes mostrarme el camino, princesita.
Haydi, küçük prenses. Vur!
Vamos, princesita. ¡ Dispara!
# Doğum günü yakınmış # # İstiyorum Küçük Prenses'in hikayesini dinlemeni #
Su cumpleaños estaba cerca, por eso me gustaría que escucharás la historia de la pequeña princesita.
- Zavallı küçük prenses.
- Pobre princesita.
Hadi küçük prenses, Noel Baba'dan ne istediğini söyle.
Vamos, princesita, dile a Papá Noel lo que quieres.
- Küçük prenses.
- La princesita.
- Senin prenses olduğuna ve her zaman da küçük prensesim olarak kalacağına.
Creo que eres y siempre serás mi princesita.
Hadi küçük prenses, Noel Baba'dan ne istedigini söyle.
Vamos, princesita, dile a Papá Noel lo que quieres.
Küçük Prenses Sarachina ile ilgili her şeyi biliyorum.
Justamente acerca de eso!
Günaydın, küçük prenses.
Buen dia, princesita.
Küçük prenses peşimizden geliyor.
La princesita nos está siguiendo.
İyi yolculuklar, küçük prenses.
Buen viaje, princesita.
Seni küçük prenses.
Es una princesita.
Küçük Prenses büyük bir suç işledi.
Tu princesita cometió perjurio.
- Zavallı küçük prenses.
- ¡ Ariel!
Ingiltere'nin lordlar ve leydiler ülkesi olduğunu sanıyorduk çünkü Kral ve Kraliçe ve iki küçük prenses çok hoşumuza gidiyordu.
Pensábamos que Inglaterra era tierra de Lords y Ladies porque el rey y la reina y las dos princesitas nos gustaban.
Al bakalım, küçük prenses.
Ahi estas, pequeña princesa.
Küçük Prenses'in koruyucuya mı ihtiyacı var?
¿ Eres el protector grande y fuerte? Un protector para la princesita. - ¿ Que te pasa, amigo?
Küçük prenses, sen ve ben oldukça eskilere gideriz.
Tú y yo tenemos ya historia, Reina del Baile.
Şuna bak, küçük prenses hazretleri.
Mírate. Señorita princesa.
Yaklaşık 2 asır önce, Prusya Krallığının bir köşesinde küçük bir prenses yaşıyordu. Zamanının en büyük hükümdarı olması için kader tarafından yolu çizilmişti. Tüm Rusların çariçesi.
Hace unos dos siglos, en un rincón del Reino de Prusia, vivía una pequeña princesa, elegida por el destino para convertirse en el mayor monarca de su época :
Evvel zaman içinde Kalbur saman içinde Pamuk Prenses adında tatlı küçük bir prenses yaşarmış.
Érase una vez en que existió una adorable princesita llamada Blanca Nieves.
Bazen işten eve döndüğümde kızımızı küçük bir prenses gibi giydirmiş olurdu.
A veces, cuando volvía del trabajo... había vestido a la niña como a una princesita.
Bu küçük yazlık, skandal yaratan davranışları yüzünden... Franz Joseph'in Kraliyet Konağı'ndan uzaklaştırılan... Ekselansları Prenses Olympia'ya aittir.
Este palacete pertenece a Su Alteza la princesa Olympia, exiliada de la Corte Imperial de Franz Joseph... por indiscreciones escandalosas.
Prenses'in tereddüdü Grünwald'ın vaftiz evladı olan Bayan Armstrong'un genç kızlık soyadı olduğunu kanıtlamış oldu. Ve kontes Andrenyi'nin küçük kız kardeşten başkası olmadığını ortaya çıkardı.
La vacilación de la Princesa me convence de que Grunald era el apellido de su ahijada y de que la condesa Andrenyi es la hermana menor.
Herkes senin gibi küçük bir prenses değil.
No todas pueden ser una princesa como tú.
# Bir zamanlar küçük bir prenses varmış # # Küçük şirin bir hanımmış #
Una vez hubo una princesita una mujercita muy dulce, supongo.
Kartopu II, Noel Baba'nın küçük yardımcısı- - Bu prenses.
Bola de Nieve II, Ayudante de Papá Noel, ella es Princesa.
Anne ve babası ona küçük bir prenses gibi davranmış.
Sus papás han debido tratarla como una princesita.
Prenses Küçük Karın.
- Gunilla dice que se lo creyó todo.
"Hasat sırasında, Moukouzani adındaki küçük bir köyde, Bana eşlik eden, Prenses Cecilia Abashidze..."
Durante las cosechas, en un pequeño pueblo del Moukousani, al que me acompañó Cecilia Abachidzé...
Ve bir yerlerde, bir küçük kız, prenses.
Y, en alguna parte, una niña solitaria lo es.
Mavi Böğürtlenler Grubu, en küçük üyemiz Prenses Dot'ı kurtardığınız için, sizi selamlıyor.
La Tropa de las Arándano os saluda por salvar a su miembro más joven, Dot.
Bu küçük fındıkkıran senin süitinde daha fazla dans etmeyecek, prenses.
Este pequeño cascanueces no le está bailando más a tu suite, princesa.
Oradaki... üzerine güneş elbisesi giymiş ve erkeklere ona dokunamayacağını düşündüren küçük bir prenses. ... ve Joey gibileri tam tersini düşünür.
Es una princesita totalmente presumida que lleva ese vestido para demostrar que jamás la alcanzaremos y para que Joey quiera tocarla.
- İşte küçük prenses.
- ¡ Maggie!
"Bu beş kişilik bir aileye yeter" dedi... Prenses Narinparmak, ve bıçağını çıkartıp... sümüğü küçük parçalara keserek bir tavanın içine attı.
'Mmm, eso parece una cena para una familia de cinco personas'... dijo la Princesa Tinyfuse, mientras sacaba su cuchillo de cocina... y lo cortaba en pequeñas rebanadas y las ponía en la sartén ".
Sadece küçük bir yanık, Prenses.
No se mueva, es solo un momento, Princesa
Her zaman uçarı küçük bir prenses oldun.
Siempre fuiste una princesita muy veleidosa.
Prenses, sana küçük bir şey getirmiştim.
Princesa, te he traído algo.
Ve Brad üstünde bir prenses istedi. Küçük pembe ayakkabılı.
y Brad busca una princesa... con zapatitos rosa.
Ben hep, ailesini kaybetmiş prenses kostümlü küçük bir kız olacağım.
Siempre seré la pequeña hada que perdió a sus padres.
Pamuk Prenses ve Küçük İnsanlar mı?
¿ "Blancanieves y la gente pequeña"?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]