Nın yeri traduction Espagnol
6,997 traduction parallèle
Köpekbalıklarının yeri deniz, güverte değil.
Los tiburones pertenecen al agua, no a mi cubierta.
Arena bir kadının yeri değil.
El anfiteatro no es un lugar para mujeres.
DBS implantının yeri hakkında bazı endişelerim var.
Me preocupa el emplazamiento del electrodo de ECP.
Yaptıklarını okuyunca yani. Malzemeleri temin ediyor ardından Amerika'nın ona ulaşmasının çok zor olduğu bir yeri seçiyor ki bu yer, Hong Kong, teknik olarak Çin sınırları içinde aslında tek bir ülke ama iki farklı politik sisteme sahip bu da bir miktar korumaya sahip olabileceği anlamına geliyor.
Cuando lees lo que hizo, primero obtuvo el material, luego decidió... irse al lugar que había identificado como complicado para dar esquinazo al gobierno, es decir, Hong Kong, porque, claro, técnicamente, dentro de China, la política... que tienen de "un país, dos sistemas"... le otorgaría potencialmente protección...
Ve bu harita da, dünyanın sonunu getirecek şeyin saklandığı yeri gösteriyor.
Y este mapa indica en qué fin del mundo está oculta.
Mahkumlar kaçak mallarını saklarken oldukça yaratıcı olabiliyorlar. Bu yüzden her yeri kontrol ettiğimizden emin olalım, kenar, köşe...
Los presos pueden ser muy creativos... en cuanto al contrabando... así que asegurémonos de comprobar cada dobladillo, borde, costura...
Öyle adamların aramızda yeri yoktur.
Los tíos como ese... no tienen sitio.
Ama önce şu arkadaşın Josie... tanıdığı bütün herkes, onu bulabileceğim her yeri söyle.
Pero primero, tu amiga Josie... a todos los que conozca, cualquier lugar donde pueda encontrarla.
Bakın, bu manyağın illaki birinin listesinde yeri olması lazım.
Miren, este maniático está en la lista de alguien.
Haven'ın her yeri ölü insanlarla dolu olmalıydı.
Haven, de entre todos los sitios, debería estar llena de gente muerta.
"Oahu" toplanma yeri anlamına gelir ve isminin hakkını fazlasıyla verir.
El nombre Oahu significa punto de reunión, y desde luego cumple las expectativas.
Lanie, Olay Yeri İnceleme kurbanın gömleğindeki bu madde için test yapsın.
Lanie, ¿ por qué no pides a los de la científica que analicen la sustancia de la camisa de la víctima?
Bunların hiçbiri olay yeri hakkında bu kadar bilgiyi nasıl bildiğini açıklamıyor.
¿ Sabe? , nada de esto explica que sepa tanto del escenario del crimen.
Reid cinayeti sırasındaki yeri belli oldu kızının dördüncü sınıfa uyarlanmış Paul Revere'nin Midnight Ride oyununu izlemiş.
Su coartada del homicidio de Reid... él estaba en una adaptación de su hija de cuarto grado del "Paseo a medianoche de Paul Riviere."
Yeniden etkinleştirebilirsem, konumlandırma ile yayını iletildiği yeri bulabilirim.
Si la reactivo, debería poder triangular la ubicación a donde está siendo recibido el video.
Şu Barry'nin Yeri hediye kartını alabilir miyim?
¿ Puedo coger esa tarjeta regalo de Barry's Brisket?
Hırsızın Edwin Borstein'in şirketini izlediği yeri bulduğumuzu düşünüyoruz.
Creemos haber encontrado el lugar donde el ladrón estuvo vigilando la compañía de Edwin Borstein.
Kralın adamları her yeri arıyor.
Hay guardas del rey buscando en el bosque a todo el mundo.
Quagmire, burayı almalısın! - Bir yeri görmeden önce almam.
No estoy seguro sobre comprar un lugar sin verlo primero.
Ailem Louisiana'dan zar zor dışarı çıkarlar ve yarın Paris'e uçacaklar ve son dakikada mola yeri olarak New York'u seçtiler.
Pues... mis padres apenas han salido de Louisiana, y mañana cogen un avión hacia París, y tienen una pequeña escala de última hora en Nueva York.
Olay Yeri İnceleme'yi arayın.
Llama a los de la científica.
Varrick ve Bolin, herkesi Kuvira'nın süper silahı hakkında uyarmak için yeri dönmüşlerdir.
Varrick y Bolin volvieron para advertir a todo el mundo sobre la súper arma espiritual de Kuvira.
Sırtının ortasındaki bölgeyi nişanla, benim hiç erişemediğim yeri.
Apunta a ese lugar en medio de la espalda al que nunca puedo alcanzar.
Bence, şu park geçiş kartını kullandığı yeri belirlemeliyiz.
Debemos localizar dónde usó el permiso de estacionamiento.
Biraz araştırma yaptım ve Bayview'da kayıt yeri aradıklarını öğrendim.
Y he investigado un poco y resulta que están buscando un estudio de grabación en Bayview.
Yasanın bizim tarafında profesyonel olay yeri temizlikçilerimiz var.
Tenemos limpiadores de escenas del crimen profesionales en nuestro lado de la ley.
1997'de Spaulding Teknik Enstitü'sünden mezun olup olay yeri temizlikçisi kariyerine başlamışsın.
En 1997, se graduó en el Instituto Técnico Spaulding, empezó su carrera como limpiador de escenas del crimen.
Bosna İç İşleri Bakanlığı'nı hacklemeye çalışıyorum ki isyancıların yeri hakkında istihbaratları var mı görebileyim.
Estoy tratando de piratear el Ministerio del Interior de Bosnia para ver si tienen alguna información de la ubicación de los rebeldes.
Bakın, ne içtiyse artık, zarar gören tek yeri, beyin hücreleri.
Mire, la única lesión que tiene es en las células cerebrales las mató con lo que bebía.
Müzik kutularının country müzikte yeri çok büyüktür çünkü gece kulüplerinde müzik kutusu olur.
Las Fonolas eran una gran parte de la música country, solo porque, tu sabes, los bares tienen fonolas.
- Henry onların yeri dolmaz, onlar da bizimle gelecek.
No se las puede sustituir. Vienen con nosotros.
- Olay yeri inceleme patlamanın teknedeki bir teçhizat arızasından kaynakladığı sonucuna vardı.
Los investigadores han concluido que la explosión fue resultado de un error de funcionamiento en el equipamiento de la lancha.
Baldırımın her yeri pençe iziyle dolu.
Tengo marcas de garras por toda la pantorrilla.
- Hep yaşadığın yeri hayal ettik.
Imaginábamos donde podrías estar viviendo.
Taft Hotel dışında, Başkan Yardımcısı Andrew Nichols'a karşı düzenlenen terör saldırısının sorumlularını bulmak için FBI ve Yerel Kolluk güçleri ülkenin başkentini kilit altına alıp her yeri didik didik arıyorlar.
La capital sigue cercada. El FBI y la policía buscan a los responsables de la explosión terrorista contra el vicepresidente Andrew Nichols.
Baba'nın beni kapattığı yeri gösterdiler mi?
¿ Te lo enseñaron... el sitio donde tu padre me encerró?
"Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı ve yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu her yer engin karanlıklarla kaplıydı ve Tanrının Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu ve Tanrı," Işık olsun. "diye buyurdu ve ışık oldu." Yaratılış Bölümü, Eski Ahit
Y la Tierra estaba desordenada y vacía, y las tinieblas estaban sobre la faz del abismo. " " Y el Espíritu de Dios se movía sobre la faz de las aguas. Y dijo Dios :
İndiği yeri hesaplamanın bir yolu var mı?
¿ Alguna forma de calcular dónde aterrizó?
Toplandığınız yeri yeniden inşa etmenize izin veriyorum.
Te doy permiso para reconstruir este lugar de culto.
Condé'nin yeri buraya en yakın yerdi ve kendimi güvende hissederim diye düşündüm.
La casa de Condé es el sitio más próximo en el que pensé que estaría a salvo.
O zaman sorun çıkarmanın iyi bir yeri yok mu yani?
Entonces, ¿ no hay un buen lugar para liberar un problema?
O yeri paylaştığın kişileri unutmazsın.
Uno no olvida con quién comparte el lugar.
Yeni Zelanda, Kaykura'daki bu kumsalda, Fokların kusursuz bir yeri olduğu 10 yıl önce bulundu.
Por suerte, los lobos marinos en esta playa en Kaikoura, Nueva Zelanda, han descubierto, en la última década, el lugar perfecto para hacerlo.
Dört gün sonra bonoboların yeri tespit edildi ama hareket halindeydiler.
Cuatro días más tarde, los bonobos se han localizado pero están en movimiento.
saklandığın yeri bulacağım!
¡ Te azotaré!
Aldığınız bütün eğitimler ait olduğunuz yeri belirlemek içindi. Sizi diğerlerinden farklı gösterecek herhangi bir dürtünün önünü kesmek içindi. Ama bugün, geleceğinizi şekillendiren farklılıklarınızı onurlandıracağız.
Todo su entrenamiento buscaba ayudarlos a adaptarse a corregir cualquier impulso que pudiera separarlos de los demás pero hoy honramos sus diferencias pues son ellas las que decidieron su futuro.
Bu saatte yaşadığın yeri terk etmen kurallara aykırı.
Es contra las Reglas dejar tu Comunidad tan tarde.
Senin yaşadığın yeri, Maureen'in yaşadığı yeri öğrenecekler.
Averiguarán donde vives, donde vive Maureen... - ¿ Así van a estar aqui?
Yani onlara yaşadığımı sandığın yeri göstermedin mi?
¿ Entonces no les dijiste donde pensabas que yo vivía?
Bana yaşadığın yeri göster.
Muéstrame dónde vives.
HB uçlu kalemler pek çok durumda işini görür ama yeri gelir B uçlular daha uygun olur.
Y recuerde, el lápiz No. 2 hacer más cosas pero a veces, necesita y el N º 1
nin yeri 71
yerine 100
yerim 21
yerinde 27
yeri 18
yerine koy 21
yerine otur 41
yerinde kal 43
yerine geç 53
yerinde olsam 100
yerine 100
yerim 21
yerinde 27
yeri 18
yerine koy 21
yerine otur 41
yerinde kal 43
yerine geç 53
yerinde olsam 100