Sadece merak ediyordum traduction Espagnol
239 traduction parallèle
Sadece merak ediyordum Nora.
Estaba pensando en voz alta, Nora.
Sadece merak ediyordum.
Simplemente me lo preguntaba.
Sadece merak ediyordum, hepsi bu.
Era simple curiosidad.
Ve sadece merak ediyordum, acaba mataramı bana geri verebilir misin?
quería saber si le hace falta ya mi cantimplora.
- Sadece merak ediyordum.
Estaba pensando que...
Sanırım başta sadece merak ediyordum.
Creo que al principio tenía... curiosidad.
Sadece merak ediyordum, çünkü, daha önce mutfakta iken, üzerinde adı olan bir bakkal kutusu fark ettim.
Me preguntaba porque, cuando estuve en la cocina antes noté una caja con el nombre de ella.
Vay be, sadece merak ediyordum, çünkü, bilirsin, bugün haber vermeden size baskın yapmak istemezdim.
Vaya, me preguntaba porque no quería irrumpir hoy sin anunciarme.
Ben sadece merak ediyordum, ah...
Más bien, me preguntaba...
Sadece merak ediyordum, acaba gece bir şey istediyse, niçin sadece zili çalmadı?
Me preguntaba por qué no tocó la campana si quería algo.
Sadece merak ediyordum.
Sólo me preguntaba.
Bir şey diyeyim mi, Robin? Sadece merak ediyordum. Biz iyi miyiz, kötü müyüz?
Robin, me pregunto si somos buenos o malos.
Sadece merak ediyordum, hepsi bu.
Sólo me lo preguntaba, eso es todo.
Sadece merak ediyordum... Yapıp yapamayacağın hakkında şüphelerin mi var?
Me estaba preguntando...
- Sadece merak ediyordum.
- sólo me preguntaba.
Sadece merak ediyordum, Jack'in adresi var mı?
Me preguntaba,... ¿ tiene la dirección de Jack?
Şey, sadece merak ediyordum, madam, acaba bütün o Bay Brady'nin hayranları, film üzerine yazdıklarını okuyan şu insanlar, onu aradıklarında, telefonların listesini tutar mısınız?
Bueno, solo me preguntaba, madam, todos los fans del Sr. Brady, los que leen sus libros de cine y todo, cuando le llaman, guardan una lista de esas llamadas?
Sadece merak ediyordum, uh...
¿ Qué es esto?
Sadece merak ediyordum.
Era sólo una pregunta.
Sadece merak ediyordum, belki de sen giderken onları da götürmüş olabilir misin diye?
Quería saber si no te las habrías llevado.
Sadece merak ediyordum.
Solo estaba pensando.
Hayır, sadece merak ediyordum.
No, sólo me preguntaba.
Hayır, sadece merak ediyordum.
- No, sólo era curiosidad.
Hayir, sadece merak ediyordum.
No, sólo me preguntaba.
- Önemi yok. Senin kefil olduğun birinin arkadaşı. Bu yüzden endişe etmiyorum sadece merak ediyordum.
Es amigo del tipo por el que respondes, no me preocupa.
Hayır, sadece merak ediyordum. Polis memuru olmak ne kadar zaman alıyor?
Sólo me preguntaba, cuánto tiempo lleva convertirse en policía.
Sadece geçen gün bana işlerin nasıl yürüdüğünü göstereceğinizle ilgili söylediklerinizde ciddî olup olmadığınızı merak ediyordum.
Me preguntaba si el otro día hablaba en serio cuando ofreció mostrarme cómo va todo.
Sadece, bugün bir şey alacak mıyım diye merak ediyordum.
Me preguntaba si voy a recibir algo.
Sadece mektubu getiren postacının Higgins olup olmadığını merak ediyordum.
Simplemente me preguntaba si Higgins fue el cartero que la entrego.
Sadece neden endişelendiğinizi merak ediyordum.
Sólo me preguntaba de qué se preocupan tanto.
Sadece nasıl bu kadar saf ve güzel olabildiğini merak ediyordum.
Sólo me preguntaba... cómo puedes ser real y al mismo tiempo tan hermosa.
Sadece işlerin nasıl gittiğini merak ediyordum.
Sólo quería saber como les va...
Ben sadece hayatın bir futbol maçından daha karmaşık olup olmadığını merak ediyordum.
Estaba pensando que la vida es más complicada que un partido.
Hiç, merak ediyordum sadece.
No, solo por saberlo.
Hayır, ben- - sadece şunu merak ediyordum- -
Me decía a mí mismo que...
Sadece neden yanımda olduğunu merak ediyordum.
Sólo me pregunté por qué lo estabas.
- O sadece çok kendine özgü ve eşsiz bir adam gibi görünüyor ve ben onun hakkındaki herşeyi merak ediyordum.
Parece una persona muy especial, y sentí curiosidad por él.
Ben sadece merak ediyordum...
Sólo pensaba que si tuviera un legajo sobre Nora...
Seni merak ediyordum. Merak etme, sadece paraları sökül.
Tú, por ejemplo, ahora nos v as a dar toda la pasta que tengas.
Ben sadece, adınız ve telefon numaranızın Watergate'te tutuklanan adamlardan ikisinin telefon defterinde ne aradığını merak ediyordum.
Dígame, ¿ por qué su nombre y número de teléfono... estaban en la agenda de dos de los detenidos en el Watergate?
Sadece bundan daha ciddi bir durum olabilir mi diye merak ediyordum.
Me preguntaba si habría algo más serio que esto.
- Ben sadece merak ediyordum...
- Pense que talvez...
Sadece parayı nasıl idare ediyorsun onu merak ediyordum.
No tiene que pagar por esto. Simplemente preguntaba cómo está de dinero.
Sadece nereye gittiğimizi merak ediyordum.
Es que, no sé adónde nos dirigimos.
Sadece Owen'la aranızın nasıl olduğunu merak ediyordum.
Vine a averiguar cómo andan las cosas entre tú y Owen.
Sadece bu açık devreler kaç volt diye merak ediyordum da.
Me preguntaba cuántos voltios pasan por ese circuito descubierto.
Sadece bir baskı hatası var mıydı diye merak ediyordum.
Sólo me estaba preguntando si el artículo tenía algún error.
Sadece ne zaman farkına varacağını merak ediyordum.
Me preguntaba cuándo te darias cuenta.
Sadece nasıl kapatıldığını merak ediyordum.
Sólo me estaba preguntando cómo se apaga.
Sadece sorunun ne olduğunu merak ediyordum.
Me preguntaba cuál es el problema.
Ben sadece bıçağı sırtıma saplarken bana yardım edebilir misin diye merak ediyordum.
Me preguntaba si me podrías ayudar a sacarme ese cuchillo de la espalda.
sadece merak ettim 133
sadece merak ediyorum 23
sadece merak 29
merak ediyordum 51
merak ediyordum da 49
sadece sen 117
sadece sen ve ben 157
sadece 2704
sadece bu mu 17
sadece sordum 78
sadece merak ediyorum 23
sadece merak 29
merak ediyordum 51
merak ediyordum da 49
sadece sen 117
sadece sen ve ben 157
sadece 2704
sadece bu mu 17
sadece sordum 78
sadece bir adam 18
sadece benim 48
sadece sen varsın 16
sadece senin 16
sadece beni 16
sadece bir gece 27
sadece ben 126
sadece seni 36
sadece biraz 87
sadece ikimiz 113
sadece benim 48
sadece sen varsın 16
sadece senin 16
sadece beni 16
sadece bir gece 27
sadece ben 126
sadece seni 36
sadece biraz 87
sadece ikimiz 113