English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ S ] / Seni görmek için

Seni görmek için traduction Espagnol

1,534 traduction parallèle
Onca yolu seni görmek için gelmiş.
Ha hecho un largo camino para verte.
Seni görmek için ölüyorum
Estoy loco para verte
İnanır mısın, ben de seni görmek için ölüp bitiyordum.
¿ Creías que me moría por verte?
Gelip seni görmek için deli oluyordur!
¡ No vendrá por ti!
- Seni görmek için buradayım! - Otur!
Vine a verlo.
Sadece seni görmek için kaçtım.
Me escabullí para verte.
Buraya seni görmek için geldim.
Creo que si. Aunque hasta que no te conocí no había caído en cuenta.
Şimdi seni görmek için yola çıkmıştık.
Y es por lo que, ahora mismo, estábamos de camino para verte.
Hayır, "Seni görmek için ölüyorum" dedim.
No, decía que "me muero por verte".
Bende seni görmek için sabırsızlanıyorum.
Sí, yo también me muero por verte.
Julie, Dex Lawson seni görmek için burada. Oh, kapamalıyım, kapamalıyım gelecekteki kocam burada, Gelecekteki kocam burada.
Dex Lawson quiere verte te veo luego
Kısaca. Seni görmek için bekleyen biri var.
Tienes a alguien esperándote.
Geçen gün seni görmek için gazeteye gittim.
El otro día pasé por el periódico para verte.
- Seni görmek için randevu aldı.
Hizo una cita para verlo. Qué bien.
- Yıllardır görmediğin baban seni görmek için Atlantik'i boydan boya geçiyor- -
Tienes años de no verlo. - Atraviesa el Atlántico para verte- -
Seni görmek için geliyor çünkü telefonu açan sendin.
Vendrá a verte porque tú contestaste.
Masada seni görmek için bekledik.
Te esperamos en la mesa hasta que llegues.
Evet seni görmek için 1500 km yol yaptıktan sonra. Gittimi görünce, arkamdan aramadın bile.
Si, despues de que viaje para verte y
Ama ikinizin konuşmadığı dönemde bile, vakit buldukça Stanford'a uğradı, seni görmek için, güvende olduğunu anlamak için.
Pero cuando no hablaban cada vez que podía se iba a Standford para ver como estabas, asegurarse que estabas bien.
Annem seni görmek için can atıyor.
Mamá se muere por verte.
"Seni görmek için sabırsızlanıyorum."
Estoy ansiosa de verte.
Bu olanları Suffolk İlçe jürisine anlatırken seni görmek için sabırsızlanıyorum, hayvan herif.
Qué ganas tengo de ver cómo le explicas esto a un puto jurado del condado de Suffolk puto soplapollas.
Biliyorum. Bütün gün seni görmek için ısmarladım. Ama başka elemanlar gönderip durdular.
Los he estado llamando todo el día para que vinieras tú pero seguían enviándome a otras personas.
Tokyo'dan seni görmek için gelmişler!
¡ Viene a verte desde Tokyo!
- Seni görmem gerekiyordu seni görmek için son şamsım bu!
Yo tenia que verte. Es mi última elección de verte.
Hayır, seni görmek için geldim buraya.
No, vine porque quería verte.
Sabah seni görmek için yeniden uğrayacağım.
Te lo agradezco. Puchi, regresaré en la mañana sólo para ver cómo estás.
Seni görmek için gelmeye geç kaldığım için üzgünüm.
Siento que haya pasado tanto tiempo desde la ltima vez.
Seni görmek için bunca yol geldim.
Vine hasta aquí para verte.
Seni görmek için sabırsızlanıyorum.
Tengo muchas ganas de verte.
Bayan Lexington seni görmek için hazır.
La Sra. Lexington está lista para que la vean.
Seni görmek için uzun yol katettiler, Billie.
Han hecho un viaje muy largo para verte, Billie
Seni onunla görmek için ölüyorum.
- Muero por vertelo puesto.
Gelmediğim için kötü hissettim ama, Seni pasları tutamaz, hiçbir şutu atamaz, topun üzerinden atlayıp, rakibe pas verirken görmek, daha beter olabilirdi.
Me sentí mal por no estar ahí, pero me habría sentido peor verte fallar todos esos tiros, perder el balón y pasársela al otro equipo.
Sırf seni spor salonunda görmek için gelmek istiyorum. Gelmek ister misin? - Tabii, gelirim.
Quiero ir sólo para verte en un gimnasio. ¿ Quieres ir?
Şimdi ya bir yetişkin gibi davranır ve ailene onları görmek istemediğini söylesin ya da yemek için seni saat 7'de gelir alırım.
Ahora, sé un adulto y diles a mami o a papi que no quieres verlos o te pasaré a buscar a las 7 : 00 para cenar.
Sen ona bunun seni sevip sevmediğini, görmek için bir deneme olduğunu söyledin ve kız başaramamıştı
Le dijiste que era una prueba una prueba para saber si ella te amaba, y falló.
Galiba seni bazı şeylerin, hâlâ yerinde olup olmadığını görmek istediğim için aradım.
Así que creo que te llamé... porque, quería saber si eso todavía estaba ahí.
Nasıl olur da eve gidip anneni görmek yerine seni rezil eden adamı kurtarmak için burada kalmayı seçersin? Ordu bana beş gün izin verseydi Pat Robertson'u ziyaret etmeye bile razı olurdum.
El Ejército me ofertó cinco dias hubiese ido con Pat Robertson si tuviese que hacerlo.
Seni sınamam gerekti ; sır tutabiliyor musun diye görmek için.
Tenía que probarte, ver si podías mantener un secreto.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm, ama seni görmek isteyen insanlar var.
Lamento molestarte, pero hay alguna gente que quiere verte
Beni aradı fakat ben seni görmek istediğim için buraya geldim.
Me llamó, pero vine porque quería verte.
Seni ruhlar âleminden görmek için ölüm oyunu oynadık.
Nos hicimos los muertos para venir por ti al mundo de los espíritus.
Sampo bağırsaklarını dünyaya tükürürken, görmek için seni bekleyemem.
Estoy ansioso porque veas el mundo que Sampo creará.
Liposaction için tam 8,000 dolar harcadım. ve seni tekrar şişman görmek istemiyorum!
No gasté 8 mil dólares en cirugía para verte gorda de nuevo, ok?
Seni görmek için sabırsızlanıyordum.
¡ Qué ganas tenía de verte!
Buraya seni görmek zorunda olduğum için geldim.
Vine porque te tenía que ver.
Seni, gösterinde dans ederken görmek için sabırsızlanıyorum canım.
Tengo muchas ganas de verte bailar en la demostración.
Seni korkuyla yaşadığını görmek için büyütmedim.
Yo no se eleva para ver que vivir con miedo.
Seni öyle görmek için para verebilirdim.
Yo hubiera pagado para verlo en esa situacion.
Seni burada görmek için beklemiyordum. Ne...?
No te esperaba. ¿ Qué...?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]