Sorun da bu traduction Espagnol
2,057 traduction parallèle
- İşte sorun da bu ya.
Ese es el problema.
Evet, sorun da bu.
Si, eso es un problema.
Ama sorun da bu.
Pero ahí está el problema.
Sorun da bu.
Esa es la cosa.
Barış hareketinde olan sorun da bu işte.
Eso es lo malo con el movimiento por la paz.
Ve sorun da bu. Danny hem benim sert ekürim hem de patronunun küçük oyuncağı olamaz.
Danny no puede ser mi hombre alfa de mano derecha y el juguetito de su jefe.
- Sorun da bu ya.
- Ese es el problema.
Sorun da bu zaten.
Ese es el problema.
Hayır, ne konuştuğum hakkında senin en ufak bir fikrin yok. Ve sorun da bu.
No, tú si que no tienes ni idea de lo que estoy diciendo, y ese es el problema.
Onunla ilgili sorun da bu, S. Her şey bir oyun.
Eso es lo que pasa con él, S. Todo es un juego.
Sorun da bu.
¡ Ése es el problema!
- Sorun da bu zaten.
- Ese es el problema.
Sorun da bu.
Ese es el problema.
Siz, yabancılar hep aynısınız. Sorun da bu ya!
Los extranjeros sos todos iguales.
Asıl sorun da bu.
Precisamente ese es el punto.
Sorun da bu zaten.
Bueno, eso es un problema.
Sorun da bu zaten.
La vida sigue. Sí, ése es el problema.
Deneyselci olmakla ilgili tek sorun da bu, öyle değil mi?
Bueno, ése es el problema de ser empírica, ¿ verdad? ¿ Cuál?
Sorun da bu. Transfer olamıyorsun.
Es lo que trato de decir.
Hayır, hayır, sorun da bu.
No, no, no, ahí está la cosa.
Sorun da bu işte, biliyor musun?
Bueno, esta es la cosa, ¿ sabes?
Sorun da bu Ken.
Ese es el problema, Ken.
Sorun da bu ya.
Eso es lo único que está mal.
Sorun da bu İkisi de bunu inkar ediyor.
Los dos lo negaron.
O zaman da kompartıman buluruz. Yani sorun sadece bu gecelik.
Podré cambiar compartimento, el único problema es esta noche.
Bu kritik anda bir sorun çıkarsa kariyerin mahvolur, hayatın da öyle.
Si ahora tenemos problemas, será el fin de tu carrera. Arruinarás tu vida.
Ryan çok dost canlısı bir insan, sorun da tam olarak bu.
Ryan era un tipo muy amigable lo cual era exactamente el problema.
Ağabeyinle birlikte sorun çıkartırsanız, bu etrafınızdaki insanlara da yansır.
habla mal de la gente como tú!
Ama bence bu hiç de sorun değil, çünkü kendini kiliseye kapatmıyorsun. Bu da beni gururlandırıyor.
Pero yo personalmente pienso que está bien, porque no estás toda atrapada en la iglesia y me haces sentir orgulloso.
Sorun da bu.
Bueno, esa es la cuestión.
Sorun da bu.
Ése es el problema :
Trene bindiğinde sapıklarla uğraşmak zorundasın. Sokakta yürürken şüpheli tipler seni çağırır. Nihayet eve gelirsin ama bu defa da komşular sorun çıkartır.
He preparado esto para que ambos salgáis ganando... pero lo cierto es que cuando seguíamos sus instrucciones todo salía bien.
Sorun da bu. Ben bekleyemem.
Ese es el asunto.
Ama bu da olur. Sorun değil.
Funcionará.
Tüm bu zaman boyunca, onu suçluyordum, ama bende de sorun vardı. 412 00 : 22 : 55,161 - - 00 : 22 : 58,914 Her zaman düşündüğün kişi oldum. - Bak, Blair, sen o kadar da -
Todo este tiempo le estuve culpando a él, pero fui yo también.
Tabii asıl sorun bu da olabilir.
Claro, eso podría ser parte del problema.
Hiç sorun değil. Bu moruk da kim?
Esta es la cara que voy a hacer cuando me congelen.
Rol yapan küçük meleklerle oynuyorsun. Batıl inançları olan birisiyim, bu da büyük bir sorun.
Y, soy superticioso, cual es el problema.
Bu da sorun değil ki.
Eso también está bien.
Sorun da bu.
Es un problema.
Yaşlı kadınları da severim hem. Sorun bu değil yani ama- -
Y me encantan las mujeres mayores, así que no es por eso, pero...
Bu sandık da sürekli bana sorun çıkartıyor zaten.
Este arcón siempre ha sido un problema para mi.
Ancak burada aleni olan bir sorun var ve bu da bir dağ sırasının oluşumun milyonlarca yıl sürmesi. Ve bizim o kadar zaman ayırmak gibi bir lüksümüz yok.
Pero existe un problema obvio, que es que le toma millones de años producir una cadena montañosa, y no podemos darnos el lujo de tener ese tiempo.
Bilginiz olsun diye söylüyorum, bu meseleyi Donna'ya da sordum ve onun için bir sorun yok, hatta emin olmak için bir daha sordum aynı cevabı verdi.
Bien, quiero haceros saber que le he preguntado a Donna sobre esto, y ella está bien con ello, Y sólo para estar seguro, le pregunté nuevamente más tarde Misma respuesta.
Sanırım görme yeteneğinde biraz sorun varmış. Konu da bu!
Sé que ha tenido problemas de visión.
Bu da bizi Claire konusuna getiriyor. Ne sorun çıktı?
Lo que nos lleva a Claire ¿ Qué pasó?
Sorun da bu, bilmiyorum.
No lo sé
Ve benden hâlâ, onu gölgelerin hedefi yapsa da bu yeteneğin Aiden için sorun olmayacağını söylememi istiyorsun?
Y todavía me quiere decir ¿ Qué crees que es mejor que Aiden conserve este don A pesar de que le convierte en un objetivo?
Başkalarının böyle düşünmediğini biliyorum bu da sorun değil.
Sé que otra gente no opina igual, y me parece genial.
Bu da senin çabucak düzeltmen gereken bir sorun.
Y ese es un problema que tienes que arreglar rápidamente.
Her neyse, bak mesela Zack ile normal bir kulübe veya partiye gitseydik sorun olmazdı ama şimdi bu kostümler ve sen...
Da igual. Si Zack y yo fuésemos a una fiesta normal o a un club, estaría bien,