English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ S ] / Sımdı

Sımdı traduction Espagnol

3,483 traduction parallèle
Kanserin üstüne bir de ebola kapmışımdır kesin. - Ama iyisin herhalde?
Seguramente ya no solo tengo cáncer sino también Ébola.
Umarım hepsini almışımdır.
Vaya... realmente espero que hayan salido todos.
Bu süper ötesi repliği bin kez kullanmışımdır.
He usado esa ciertamente increíble frase mil veces.
Evet. Altıncı falan çift atışımdı.
Y ese fue como mi sexto whisky doble.
Ş ž ey.. Peruk da lazımdı..
También tomo prestada la peluca.
Benim deneyimime göre basit bir rica büyük bir karşılık alırsa ya yanlış bir şey vardır ya da bir şey kazanmışımdır.
Según mi experiencia, cuando una simple solicitud se convierte en una respuesta desmesurada, o hay algo que va mal o yo he ganado algo.
Seninle her karşılaşmamızda düşündüğüm bir şey bu, her zaman kıskanmışımdır seni.
Esto es algo que pienso cada vez que me encuentro contigo... Pero siempre me lo he reservado.
Ondan hep hoşlanmışımdır.
Siempre me gustó.
d Wanna be intoxicated with that special brew... d 1970'lerde burası benim restoranımdı.
Éste solía ser my restaurant en los años 1970's.
Bildiğiniz gibi, o uzun zamandır benim kız arkadaşımdı. ve şuan artık birlikte olmasak bile, Ona sıkça danışırım.
Ella ha sido una novia mía por mucho tiempo, y por más que no estemos juntos en este momento, acudo a ella muchísimo.
Ben de aynı şeyi yüzlerce kez yapmışımdır.
¿ Sabe? , yo he hecho lo mismo cien veces.
Ya da belki de çocuk gibi böcek avlamışımdır.
O quizás solía cazar insectos de niño.
Uzaylı türlerin harika evsahibi olduklarına inanmışımdır.
Quiero creer que los alienígenas fueron maravillosos anfitriones.
- Muhtemelen annen çok konuşunca işareti kaçırmışımdır.
Probablemente ella estaba hablando tanto que no vi la señal.
Vanowen'daki bombanın arızalı olduğunu anladığınızda geri dönüp almanız lazımdı.
Es una pena que no haya vuelto por el que Dejó a Vanowen S.C. cuando comprendió que era defectuoso.
Eski ve korkunç, umarım amına koymamışımdır!
Es muy viejo y horrible, ¡ ojalá no lo hubiese jodido!
Çünkü ben bir yılan kadar kayganımdır ve sivri dişlerimle ölümcül noktalardan ısırırım seni.
Y eso es porque soy escurridizo como una serpiente.
Onu, etrafta dans edip çıkarmaya çalışırken görmen lazımdı.
Deberías haberle visto bailando por ahí, intentando quitárselo.
Ben ağzını sıkı tutmasını bilen bir adamımdır ama...
Señora, no quiero hablar de lo que no debo, pero... Bueno, demonios...
Temizlikçimin çantasından daha fazlasını çalmışımdır.
He robado más que eso del monedero de mi asistenta.
Belki yapmışımdır.
Bueno, tal vez lo hice.
Doğumun 6 hafta sonra başlaması lazımdı. Ona buz yedirip sırtını sıvazlayacaktım ve bebeklerimiz sağlıklı doğacaktı. Onun ve bebeklerin güvenliğini sağlamak adına her şeyi yaptığımı bileceği için de Charlotte son derece mutlu olacaktı.
El parto debería ser dentro de seis semanas... e iba a traerle trocitos de hielo y a masajearle la espalda... y las bebés iban a estar sanas... y Charlotte iba a estar increíblemente contenta... porque no sabría que haría... cualquier cosa para que ella y los bebés estuvieran a salvo.
Evet, ayarladığım akış oranıyla şimdiye bayağı bir kalmış olması lazımdı.
Sí. Con la velocidad que programé debería quedar todavía mucho.
İkinci sınıftan beri... o benim en iyi arkadaşımdı.
Él era mi mejor amigo... desde segundo curso.
Çok Hisli Bebek'i küçümseyerek yanılmışımdır belki.
Tal vez me equivoqué... Subestimé al Bebé Sentimientos.
Her zaman senin neyine bayılmışımdır biliyor musun, Hiccup?
¿ Qué?
Muhtemelen duymamışımdır.
Tal vez no escuché el timbre.
Aslında, ayrıldığımızdan beri dün ilk yapışımdı.
En realidad, anoche fue la primera vez desde que rompimos.
Böbrek rahatsızlığım ve işitme sorunum var ve umuyorum keçileri kaçırmamışımdır!
Tengo limitaciones renales, de vista y audición, y espero que el número correcto de tornillos.
" O, benim sığınağım, kalem, Yaradan'ımdır.
Él es mi refugio, mi fortaleza, mi Dios.
Hayat ışığımdı.
La luz de mi amor.
Tatillerde fazlasıyla yürüyüşe çıkmışımdır.
He dado mis caminatas en días festivos, ¿ Saben?
Selam, umarım Taylor'ı uyandırmamışımdır.
Hola, soy yo. No desperté a Taylor, ¿ verdad?
Kendime itimat etmede her zaman zorlanmışımdır.
Siempre me resultó difícil tener confianza en mí mismo.
Ben bir aktrisim. Belki seni kandırmışımdır.
Soy una actriz.
- Ben karışık adamımdır.
Simplifícalo.
Oldum olası, daha fazla para kazanmak için restoranlarda çalışmışımdır.
Yo siempre trabajé en restaurantes de ganar dinero extra.
Sığınacak yerim kitaplarımdır.
Mi último refugio, mis libros...
"Benden geriye her ne kaldıysa umarım mal mülkle sınırlı olmaz..." "... onlar benim hatıralarımdır. "
- " Lo que sea que haya quedado de mí, espero que no esté limitado a mi herencia, mis pertenencias.
- Seni hiç aramadıysam yüz defa aramışımdır, insan bir cevap verir.
- Debí haberte llamado mil veces... nunca llamaste.
Filmin sonunda Leo'nun neden öldüğünü hiç anlamamışımdır.
Sabes, nunca entendí por qué Leo tenía que morirse al final.
Bilimsel olmayan kısım : Hermann, bunu dinliyorsan ya hayattayımdır ve yaptığımın işe yaradığını kanıtlamış ve bu durumda kazanmışımdır ya da ölmüşümdür, ki bu da senin suçun olur.
Un comentario al margen Hermann, si estás escuchando esto tal vez esté vivo y haya probado que lo que hice funciona en cuyo caso, gané.
Orası benim sığınağımdı.
Fue mi refugio.
Evet, kolay bir karışımdı.
Sí. Fue fácil.
Tabii ki sana anlatmamışımdır.
No, no te la he contado nunca.
Muhtemelen çok utanmışımdır.
Estaba muy avergonzado.
Belki de ben de senin gözüne çarpmışımdır diye düşündüm.
Pensé que, quizá, también te habías fijado en mí.
Hayır, Raid ev kadınları içindir. Bu çok güçlü bir karışımdır, kendi yaptığım yapışkan asit. Birkaç damla termit kovanı üzerine düşer ve o tarih olur.
N º Raid es para amas de casa Este es un muy potente brebaje, mi propia mezcla de pegajosa ácido Unas pocas gotas de una termita colmena, y su historia
Sence dolandırılmış mıyımdır?
¿ De acuerdo, piensas que me estafaron?
Senden tüm işittiğim yanlış yaptıklarımdı.
Todo lo que he oído de ti, es lo que hice mal.
Sınıf arkadaşımdı, fazlası değil.
Estudió conmigo, sólo eso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]