English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ T ] / Tut

Tut traduction Espagnol

22,112 traduction parallèle
Şimdi sen de soluğunu tut.
Ahora tu recuperá el aliento también.
Onu geride tut.
Mantenlo detrás tuyo.
Elini tut.
Toma su mano.
- Topuğunu aşağıda tut tatlım.
Buen trabajo. Baja los talones.
Neal, debriyajı tut.
Neal, aprieta el embrague.
- Olacağım. - Yakınında tut ama çok da yakında değil.
Tenlo cerca pero no demasiado.
- Tut şunu...
- Toma el...
Lanet ağzını kapalı tut, Baity.
Mantén la boca cerrada, Baity.
Uyuşturucudan tut ; yasal olmayan silahlara haraç kesmelere, ne ararsan var.
Dinero de drogas, de armas ilegales, de extorsiones por protección, lo que sea.
Evet, adamlarımı kadrajın dışında tut yeter.
Sí, siempre y cuando mantenga a mis hombres fuera del marco.
Tut şunu.
Sostén esto.
Tut. Tamam mı?
Sostener. ¿ Si?
Sıkı tut.
Mantente quieto.
- Evet, ellerini düz tut.
- Bien, y tus manos en posición plana.
Unutma, ya Fransızca konuş ya da ağzını kapalı tut.
Recuerda, habla francés o mantén la boca cerrada.
- Hazırım. O zaman hazırlan, tut, çek.
Muy bien, preparada, lista, aprieta.
Başını sedyede tut.
Deja la cabeza quieta.
Tut onu. Çocuk sorularıma cevap verene kadar.
Sujetadla... hasta que el chico conteste a mis preguntas.
Ben nişan alırken bunu tut.
Sujeta esto mientras apunto.
Hatta Charlie'yi Frank'ten uzak tut.
De hecho, mantén a Charlie lejos de Frank.
Tut, tut, elimi tut.
Toma, toma, coge mi mano.
Port Royal'e kayık, ordaki ahbaplarınla temas, gemi satın al, tayfayı tut, anakaraya geri dön, o andan itibaren para güvende olacak, ve istediğimiz geleceği kurabileceğiz... işte plan.
Un esquife hasta Port Royal, contactar con tus conocidos allí, comprar un barco, contratar una tripulación, volver al continente, momento en el cual el dinero estará a salvo y podremos iniciar cualquier futuro que escojamos... el plan.
Onu yeni testler yapana kadar sakin tut.
Lo mantendremos sedado hasta que hagamos más pruebas.
İçeri gir, tut elimi.
Pasa. Dame la mano.
Perdeleri kapalı, kapıları kilitli tut.
Mantén las persianas cerradas y las puertas, con llave.
Yürümeye ihtiyacı var. Onun Instagram hesabını güncel tut.
Necesita que la paseen y actualicen su Instagram.
Nefesini tut. Seni kurtaracağım, kardeşim!
- No inhales. ¡ Yo te salvo!
Geri çık ve maymunu tut! Ben de terapi görüyorum!
¡ No te lo puedo creer, yo hago terapia!
Başını dik tut, evlat.
Arriba ese ánimo, hijo.
Hayır, döküntülerini odanın diğer tarafında tut.
Pon esto allá. Pon tus porquerías de tu lado.
Sıkı tut demiştim.
Te dije que lo mantuvieses firme.
İşte. Şunu tut.
Aquí.Solo sostén así.
Tut.
Sostenlo.
Bir kereliğine sahne ışıklarını üzerime tut, bir daha beni görmeyeceksin.
Solo pon un foco sobre mí y... - Sí, bien. ¡ Qué malo eres! - No me verás más.
Kapıyı tut!
Cierra la puerta.
Tut.
Espera.
- Tut adamı.
- Sujétale.
Sıkı tut.
Firmemente.
Beowulf'u bu odadan uzak tut.
Mantened a Beowulf lejos de esta cámara.
Lanet olası kafasını uzak tut!
¡ Levántale la maldita cabeza!
Skinner, insanları kırmızı şeridin arkasında tut.
Skinner, mantén a tu gente detrás de la cinta roja.
Büzgen kasını tut.
Tienes esfínteres poderosos.
Tut.
¡ Laissez cette femme!
- Uzak tut şunu dostum.
- Tío, quita eso de ahí.
Tut kızı!
_
Ama yazsaydı " Evlat, aklını aktif tut.
"Hijo, tienes que mantener tu mente activa".
Elini çabuk tut!
¡ No frene a los caballos!
Tut şunu.
Vamos, hagámoslo.
Tut.
Dame.
Nick, botun ipini tut.
Nick, coge la línea barco.
- Tut şunu, tamam mı?
Aguanta, ¿ sí?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]