Unutmadın traduction Espagnol
1,163 traduction parallèle
Unutmadın.
No te has olvidado.
Bir şey unutmadın ya?
! Perdonenme!
lşıkları söndürmeyi unutmadın değil mi?
- ¿ Te acordaste de apagar la luz antes de salir?
- Bidonu unutmadın değil mi?
- ¿ No olvidarías el bidón?
Kremlerimi unutmadın değil mi?
Y mis cremas, ¿ las recordaste? - Están en tu cama.
Benim düğün elbisemi unutmadın ya?
¿ No olvidaste mi vestido de novia?
Odanızın nerede olduğunu unutmadınız ya?
Se acuerda de dónde está su habitación, ¿ verdad?
Bir şey unutmadın mı?
¿ No te olvidas de algo?
- Cüzdanını unutmadın değil mi?
- No te has olvidado la cartera.
Bir şey unutmadınız mı?
¿ No olvida algo?
- Unutmadın.
- Te has acordado.
Unutmadın.
Te has acordado.
Onu unutmadın, değil mi?
No lo has olvidado, ¿ o sí?
Akşamki randevumuzu unutmadın, değil mi?
Nos vemos esta noche. No te olvides.
Güvercini getirmeyi unutmadın, değil mi Mansell?
No habrá olvidado traer la paloma, Mansell, ¿ verdad?
Polis olduğunu unutmadın, değil mi?
No estás en camino de olvidar que eres policía, ¿ verdad?
- Bir şey unutmadın mı?
- ¿ Te has olvidado de algo?
Bir şey unutmadın mı akıllı çocuk?
¿ No olvidas algo, chico listo?
Ben asla böyle bir şey yapmam. Demek bir süre önce yaptığınız tartışmayı unutmadınız?
Aún no ha olvidado aquella disputa.
Tatlım, bir şey unutmadın mı? Rose sana kazık attı!
Cariño, ¿ olvidas que Rose te dejó tirada?
Şey, afedersiniz, beyfendi fakat birşey unutmadınız mı?
Eh, discúlpenme señor, pero... ¿ no se olvida de algo?
Bir şey unutmadın mı?
- Disculpa. ¿ No olvidas algo?
Bir şey unutmadın mı?
¿ No has olvidado nada?
Dediğim gibi "Alvin" and "Dave" i eklemeyi unutmadın değil mi?
Debiste agregar a "Alvin" y "David".
Hey Lou bu kez eldivenlerimi getirmeyi unutmadın değil mi?
Oye, Lou ¿ recordaste traer mis nuevos guantes de bateo?
Bir şey unutmadın mı dünyanın en iyi babası?
¿ No se te olvida nada, mejor papá del mundo?
Demek bugün doğum günüm olduğunu unutmadın.
¡ Sabías que era mi cumpleaños y te has acordado!
Emniyet kemerini takmayı unutmadın.
¡ Bien! ¡ Usaste tu cinturón de seguridad!
Seninle evlenmek istediğimi unutmadın değil mi?
Recuerde que quise ¿ Se casa con usted?
Bir şey unutmadın mı?
¿ Estás sordo?
Son görüşmemizi unutmadın, değil mi?
No habrás olvidado la última vez que nos vimos, ¿ verdad?
Üstelik, bir şeyi unutmadın mı?
Además, ¿ no te he olvidado algo?
Arkadaşlarım, karga kanunlarını hiç unutmadım.
Amigos, no me he olvidado de los mandamientos de los cuervos.
- Kuzu etlerimizi unutmadınız değil mi?
- Nuestro cordero.
O adamın basit bir yönetici adayı olduğu zamanları unutmadım.
Recuerdo cuando era sólo un aspirante a director.
Evde doğalgazı açık unutup unutmadığınız konusunda endişelenmek için çok geç! İşte!
Ya es tarde para preocuparse por si han dejado el gas encendido.
Yok, unutmadım, çocuklara öğrettiğimiz ve doğru olmadığını bilseler de sıkı sıkı sarılacakları yalanlar bunlar.
No, no lo he olvidado... ¡ Son mentiras que se enseñan a los niños! ¡ Y que ellos asimilan, aunque sepan que no son verdad!
Sadece bana yükseklik korkunuz olduğunu gösterecek küçük bir... gösteri sergilemeyi unutmadığınız için biliyorum. Üstelik 2 gün önce terasta!
Solo lo sé, porque se ocupó de representar un incidente para mostrarme que sufría vértigo, antes de ayer en la terraza...
Almanya'nın bu birliğin yeni üyesi olduğunu kimse unutmadı, çünkü Konrad Adenauer öyle istiyor.
Nadie ha olvidado que Alemania se convierte en nuevo miembro de esta comunidad porque Konrad Adenauer así lo quiere.
Beni de unutmadığın için çok teşekkürler ben sana dönerim.
Muy bien. Te agradezco que te acuerdes de mí. Ya te llamaré.
- Haklısın, unutmadım.
- Claro que me acuerdo.
Ağlamıştın, bana teşekkür etmiştin ve seni unutmadığım için inanılmaz mutlu olduğunu söylemiştin!
Lloraste y me diste las gracias, dijiste que te sentías muy feliz. Estabas agradecida de que no te hubiese olvidado, etcétera.
Barbara Carrow'a ne yaptığını unutmadım, ahbap.
No he olvidado lo que le hizo a Bárbara Carrow, amigo.
Örneğin, nasıl konuşulacağını unutmadım.
Por ejemplo, no me he olvidado de cómo hablar.
Şimdi, hemen şu anda benimle gelmeni ve onu şimdiden unutmadığını en iyi arkadaşına göstermeni istiyorum.
Ahora, quiero que vengas conmigo ahora mismo y le digas a tu mejor amigo que nunca te olvidarás de él.
Anahtarını unutmadı.
No olvidó su llave.
Ne iyi işler çıkardığını unutmadım.
Todavía recuerdo lo buena que eras.
Geçmişi arkada bıraktık. Ama annemi büyükanneyi ve o tavan arasını hiç unutmadık.
Dejamos atrás nuestro pasado pero nunca pudimos olvidar a mamá a la abuela y aquel ático.
O insanların veya eskiden radyoda dinlediğimiz seslerin hiçbirini de asla unutmadım.
No he olvidado a ninguna de esas personas ni las voces que oíamos por la radio.
Bayan Boynton hiçbir simayı unutmadığını söylemişti.
La Sra Boynton dijo que ella nunca olvidaba una cara.
Söylediğimiz o berbat Noel şarkılarını unutmadım.
Yo me acuerdo de los villancicos.
unutmayın 637
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmuşum 444
unutmam 161
unutmuştum 37
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutmadan 76
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmuşum 444
unutmam 161
unutmuştum 37
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutmadan 76