English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Y ] / Yerıne

Yerıne traduction Espagnol

2,312 traduction parallèle
Gideceğimiz yer ne kadar uzakta?
¿ Está muy lejos?
Bu yer de ne böyle?
¿ Qué es este lugar?
Ön taraftan yer işine ne oldu?
¿ Qué hay de mis asientos a nivel de cancha?
Paramız yok ve bulabileceğimiz başka yer de kalmadı. O yüzden bizi öldür ya da ne yapıyorsan yap da- -
No lo tenemos, y ya no hay de dónde sacarlo así que tendrás que matarnos, lo que sea que planees- -
Burası ne neşeli yer böyle!
En la concurrida cubre la garantía?
Ne? Ait olduğum yer. Orası.
Ahí es donde debería estar yo.
Ne korkunç bir yer.
Qué lugar horrible.
Her ne kadar şaşırtıcı olsa da, Büyülü aletlerinizden birinin işimize yarayacağı bir yer bulduk.
Por increíble que parezca hemos encontrado utilidad práctica a uno de sus artilugios mágicos.
Ne zaman ki işlenmemiş taze yiyecekleri yerseniz, midede oldukça yer kaplıyorlar.
Las plantas comestibles sin procesar toman espacio y llenan su estomago.
benim için bir yer var mı? - ne demek istiyorsun? hayatında.
Estoy embarazada y es un momento muy complicado de mi vida.
Duyguların coştuğu bir yer. Sana ne yararı var ki, sen mobilyalarını plastik örtüyle kaplıyorsun.
Pero tú empacas tus propios muebles.
Ne biçim yer burası böyle?
Que es este lugar?
Bu yer hakkında ne düşünüyorsunuz?
¿ Qué te parece este lugar?
Biliyordum ki artık bu noktadan sonra ne kaçış vardı ne de gidecek bir yer.
Sabía que de ahora en más no habría escapatoria... ni lugar adónde ir.
Bak ne diyeceğim,... git sopa gibi ya da buna benzer bir şey yap bir de sana oturacak yer bulalım, tamam mı?
Te diré que, ve a hacer algún robo o algo así y te encontraremos un asiento para ti, ¿ de acuerdo?
Her yer ne kadar da boz!
Sí, el suelo está pardo.
Ne bulsa yer.
Comerá lo que sea.
Caddenin karşısındaki yer için ne kadar fiyat verdiler biliyor musun? The Fishbeckler mi?
¿ Sabes por cuánto compraron la casa de enfrente?
Ne garip bir yer.
Es un lugar extraño.
Daha yakın bir konu, dünyanın manyetik alanının ne zaman yer değiştireceği.
Un asunto mas inmediato es cuando, el campo magnetico, se revertira?
Ne harika bir yer ama!
Oh, pero qué joya...
O zaman yaşadığımız dünya ne biçim bir yer olurdu?
¿ En qué clase de mundo vivimos, entonces?
Ne kadar mükemmel bir yer. Kaç yıllıkmış?
¡ Qué magnífico es encontrar este lugar. ¿ Qué edad tiene?
Kardan adamlar başka ne yer biliyor musunuz?
¿ Sabes qué comida mexicana les gusta a los muñecos de nieve?
Yapmak istedikleri her şeyi ne zaman isterlerse yapabilecekleri bir yer.
Un lugar donde pueden hacer lo que quieran... cuando quieran.
Her yer karışmış. Ne oldu burada?
" Ustedes están rascando en todas partes.
Cehennem gibi yer, ne dedin?
Infierno de lugar, ¿ eh?
Ne güzel bir yer.
Qué lugar.
Mark Pritchard'ın ne kadar şerefsiz olduğundan bahset ve Abby * Sluts'ı yer.
Menciona lo idiota que es Mark Pritchard e insulta a Abby Sluts.
Ne de olsa kuş uçmaz, kervan geçmez bir yer değil ya?
Es como que estoy en el maldito medio de la nada no..?
Çünkü Hindular, ruhun bedenden ayrılınca ne yapacağını bilmediğine inanırlar. Mum ışığı, ruha kalacak bir yer sağlar.
Eso es porque los hindúes creen que cuando el alma abandona el cuerpo está confusa, y la vela le proporciona un sitio donde vivir.
Basın toplantısının yapılacağı yer ne kadar güvenli?
¿ Está seguro el punto de reunión en la conferencia de prensa?
Ne boktan bir yer burası!
¡ Que pocilga!
"Örneğin, ne bir kanat çırpışın ne de bir yaprak hışırtısının duyulmadığı güvercini olmayan, ağaçsız ve bahçesiz bir kent tam anlamıyla yansız bir yer nasıl düşünülür?"
"¿ Puede imaginarse, por ejemplo, una ciudad sin palomas, sin árboles ni jardines, donde no se oiga un batir de alas, el crujido de las hojas, un lugar neutro, en otras palabras?"
Ne biçim bir yer burası?
Que es este lugar?
Ne berbat bir iş, her yer harabelik...
Así no se hace una obra, Mira allí abajo, eran restos de cal.
Ne durumdayız, Parker? Her yer temiz.
¿ Cómo lo llevas, Parker?
Ne pislik bir yer.
Qué basurero.
'Mekanizmanın ait olduğu yer'derken ne demek istedin?
¿ A qué te refieres con, que esto pertenece ahí?
Dostum, sen oranın ne kadar eğlenceli bir yer olduğunu bilmiyorsun.
Amigo, no tienes idea cuanta diversión tendremos.
"Yer Göstericiler'in Evi" ne hoşgeldiniz.
Bienvenido a la Casa Ushers.
Ne kadar güzel bir yer!
¡ Qué hermoso lugar!
Burası ne güzel bir yer böyle.
¡ Qué hermoso lugar que es esto.
Ne iğrenç bir yer burası, kim yaşıyor burada?
Aquí es el infierno, ¿ quién vive aquí?
Ofisin o Che Guevara'sı canıma tak etmişti. Sivil Toplum Kuruluşu'nun başı olarak hükümetin bir dairesinde yer alsa ne olurdu düşünebiliyor musunuz?
Aquel Che Guevara de escritorio ya me llenaba las bolas... como Jefe de una ONG, imagínense lo que iba a hacer... si accedía a un cargo público.
Satine, bunun için ne uygun bir zaman ne de uygun bir yer...
Satine, éste difícilmente sea el momento o el lugar para- -
Bak şu işe, John, ne güzel bir yer.
Bien, John, que lugar! .
Bu yolda, yanımda yer aldığınız için, hepinize ne kadar minnettar olduğumu söylemek istiyorum.
Sólo quiero decirles que estoy agradecido de que compartan esta aventura conmigo.
Spiller ile buluşacağımız yer ne kadar uzakta?
¿ Qué tan lejos está el punto de encuentro con Spiller?
* Seni arasam, telefonu açmanı istesem * * Ve sen bana ait olduğunu söylesen ve yüreğime su serpsen " * Dünyanın ne kadar güzel bir yer olduğunu hayal et *
* si yo debiera llamarte, invertir unos centavos * * y que digas que me perteneces y aclarar mi mente * * imagino cómo podría ser el mundo, tan bien * * tan felices juntos * * no puedo verme amando a nadie más que tú *
Ne yazık ki, toprağa bağımlı olduğum bu tahmin edilebilir gelecekte Pasadena'nın zalim sokaklarından daha konuksever bir yer bulmalıyım, mesela... Enid, Oklahoma.
Por desgracia, como tengo destino terrestre en el futuro próximo necesito encontrar una ubicación que sea más hospitalaria que las malvadas calles de Pasadena, como por ejemplo Enid, Oklahoma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]