English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Ç ] / Çok yavaş

Çok yavaş traduction Espagnol

1,509 traduction parallèle
Ne çok yavaş, ne de çok hızlı.
Ni demasiado rápido, ni demasiado lento.
El ve ayak tendonlarını kesti, bu yüzden Mariella kıpırdayamadı. Ve onu çok yavaş bir şekilde, kan kaybından ölecek şekilde bıçakladı.
Le cortó los tendones de las muñecas y los pies para que no pudiera moverse, y la apuñaló de tal manera que sangrara muy despacio hasta morir.
Ve giriş kapısı çok yavaş açılıyor.
Y las puertas se abren demasiado despacio.
Çok yavaşım, içim rahat çünkü biliyorum ki korkmam çok normal
Busca bien esa paz en tu interior Es normal tener temor
Önemli olan cesedi patlatmamaktır. Çok yavaş olmalıyız.
Hay que tener cuidado.
Hala çok yavaş olduğunu görüyorum.
Lo que manejarás así es el banco.
Bu çok yavaş.
Es demasiado.
Seni uyarmalıyım, çok yavaş yemek yerim.
Debo advertirte que como lentamente.
Tren çok yavaş.
El tren es muy lento, gracias.
Çok yavaş adımlarla.
Muy lentamente.
Tam aksine, çok yavaşım.
Oh, no, voy despacio.
Kir çok yavaş hareket eder. Nüfuz eder sinsice. Her şey suya dönüşür sızar her yere.
Va muy despacio... te da escalofríos... es todo el agua subterránea, que se filtra.
Mağazada işler çok yavaş. Otelde nasıl gidiyor?
Hay muy poca actividad en la tienda. ¿ Qué tal el hotel?
- Sanki ben çok çok yavaş...
Como si fuera en realidad muy despacio?
O gün birlikte çok yavaş bir biçimde daha uzaklara yürüdük.
Ese día caminamos mucho... nos fuimos lejos, y muy despacio.
Çok yavaş! Çok geç! Tereddüt ederseniz, Vurulabilirsiniz.
Si dudas, te pueden disparar.
Neden çok yavaş yürüyorsun? Haydi! Kahretsin!
¿ Por qué caminas tan despacio?
Üzgünüm, Milton'daki nezaket kurallarını çok yavaş öğreniyorum.
Voy a ver si la Srta. Hale se encuentra bien. La envié a casa en un carruaje con el Dr. Donaldson.
Bu Jack beni yakalamak için çok yavaş.
EseJack es demasiado lento para mí.
Çok yavaş.
Lentamente.
Köyde her şeyin çok yavaş hareket ettiğini farketti.
Bod se percató de que todo se mueve lentamente en el campo.
Bak, Eve. Bu işi ya çabuk bitirelim, yada çok çok yavaş.
Mira, Eve, esto ocurre rápido o muy, muy lento.
- Ya da biz çok yavaş hareket ediyorduk.
O nos movimos muy lento.
Yargıç Claggett'e saygımız sonsuz, General... kendisi de bizim kadar birliğe katılmamızı istiyor. Ama çarklar çok yavaş dönüyor. Bu arada, bu kamp ve çevresinde... her gün on binlerce dolarlık altın temizlenip... tedavüle sokuluyor.
Con todo respeto al magistrado Clagett, General, aunque estamos ansiosos por ser anexados al territorio, eso va lento mientras que a diario, en este campamento, decenas de miles de dólares en oro se limpian y ponen en circulación.
Bu ve yataktan çok yavaş kalkman.
Eso, y que salgas de la cama muy despacio
Çok yavaş!
¡ Muy lento!
Çok yavaş olduğunu söylemiştim.
Te he dicho que eras muy lento.
Yiyecek sağlayıcılar çok yavaş.
Los camareros son lentísimos.
Çok yavaş sürmeliyim.
Conduce lento, pero no demasiado.
Geceleri George çok yavaş araba kullanıyor ve odaklanabilmek için konuşmamı da istemiyor.
George conduce muy despacio por la noche, y no le gusta que hable, para poder concentrarse.
Hikâye çok yavaş.
La historia es muy lenta.
Sanki çok yavaş oluyor gibiydi...
Era como si estuviera pasando a cámara lenta.
Ölene kadar çok yavaş oranda yaşlanmaya devam edecek, görünüşüne bakarsak yakın zamanda ölecek gibi, bu da beni asıl konuya geri getiriyor.
Ella continuará envejeciendo muy lentamente hasta que muera lo cual a juzgar por su aspecto, parece que ocurrirá más bien antes que después. Lo cual me devuelve a mi posición original.
Evet, ama çok yavaş.
Si, pero muy lentamente.
Çok yavaş.
Mucha cautela, ¿ sabes?
O gün yerleri çok yavaş süpürdüm.
Realmente, me sentí flotar ese día.
- Her şey çok yavaş görünüyor.
- Oí que es de lo más suave- -
Jim, çok yavaş bir adam o.
Es un tipo muy lento.
Ayak hareketleri de çok yavaş. "
Sus pies están lentos.
YaşIı o, çok yavaş.
Es un viejo. Es lento.
Sorun çok yavaş hareket etmeniz.
Que van muy lentamente.
Çok yavaş yazıyor.
Ella es muy lenta tipeando.
Ve hiç bir şeye inanmayan bir toplum her hangi bir şeye inanan insanlar tarafından çok korkutulur. Bundan dolayı da bizler, o insanları tutucular veya fanatikler olarak sınıflandırırız ve topluma yavaş-yavaş aşıladıkları korku ile de olması gerekenden daha fazla avantaj sağlarlar.
Y una sociedad que no cree en nada se asusta particularmente de las personas que creen en algo, y, por lo tanto, etiquetamos a esas personas como fundamentalistas o fanáticos, y tienen mucho más peso, en relación con el miedo que inculcan en la sociedad,
Muhtemelen yavaş yavaş arayacağız ama arayacak çok yer var.
Sólo podemos ir viendo, todos los lugares para verificar.
Şimdi geriye yaslan, çok yavaş.
Ahora, recuéstate... muy... lentamente.
"Yavaş çalışmak, hiç çaba harcamadan, çok hızlı gidin ve bir kenara savrulun..."
Trabajar con lentitud sin hacer esfuerzo... quién es rápido se va a hacer daño y acaba en el hospital
Çok akıllıyım, sadece uygulamada yavaşım.
Soy tan listo, que prácticamente soy un retardado.
İlk etkileri çok yoğundu... ama yavaş yavaş azalmaya başlayınca... bazı duygularıma erişebildiğimi... keşfettim.
Los efectos iniciales fueron abrumadores pero empezaron a desaparecer descubrí que era capaz de acceder a ciertas emociones.
Biraz yavaş olup, beklentilerini çok yüksek tutmamalısın.
Debería tomarlo con calma, sin tener muchas expectativas.
Ama yolumun çok uzun ve yavaş olduğunu düşünüyorsan... seçimi kendin yapmalısın.
Pero si te parece que mi camino es muy largo y lento debes de tomar una decisión por ti mismo.
Çok ama çok korkuyorum. Bize yardım etmelisin! Yavaş.
- Tengo miedo. ¡ Ayúdenos!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]