Önemli bir konu traduction Espagnol
581 traduction parallèle
Önemli bir konu.
Es importante.
Seninle çok önemli bir konu hakkında konuşmak istiyorum.
Quiero hablar contigo de algo muy importante.
- Çok önemli bir konu.
- Es un asunto muy importante.
- Çok önemli bir konu için geldim, patron.
- He venido a verle por un asunto muy grave.
Link, önemli bir konu hakkında görüşmek istiyorum.
Link, quiero hablarte de algo importante.
Gazetede biri, önemli bir konu hakkında yararlı bir kavgaya girişmişse bunu teşvik ederim.
La incito, cuando alguien del medio defiende con ardor su punto de vista sobre un asunto importante.
Sayın hakim, bu önemli bir konu...
Señoria, Ud. debe conocer...
- Daha önemli bir konu var.
- Hay algo más importante. - ¿ Qué podría ser?
Önemli bir konu yok.
Es un asunto muy serio.
Önemli bir konu.
Es muy importante.
Yarın konuşacağımız önemli bir konu var.
Mañana debemos hablar de algo importante.
Acil durum dediğiniz için buradayım. Çok önemli bir konu için.
Vengo aquí por un asunto urgente, una emergencia, algo muy importante.
Ancak konuşmamız gereken önemli bir konu var.
- Tengo, no obstante, solo un asunto importante. - ¿ Que es?
Gece vakti konuşulamayacak kadar önemli bir konu bu.
Es un tema muy serio para hablarlo esta noche.
Bu önemli bir konu. Dikkatlice düşündünüz mü?
Pero debes pensarlo con cuidado
Önemli bir konu. Ne zaman dönecek?
Es importante. ¿ Cuándo volverá?
Önemli bir konu daha var.
Una cosa importante más.
- Çok önemli bir konu olduğuna eminim.
Debe ser algo muy importante.
Bazen böyle ortadan kaybolur, önemli bir konu muydu?
Es difícil de hallarlo en casa. ¿ Es asunto muy importante?
- Çok önemli bir konu.
- Es demasiado importante.
Önemli bir konu efendim.
Es personal y de vital importancia, señor.
Önemli bir konu.
Es algo importante.
Af edersiniz, çok önemli bir konu var.
- Lo sé, pero es un asunto urgente.
Biz Let's Make Love müzikalindeniz. Çok önemli bir konu.
Pertenecemos a la compañía de Hagamos el amor, Es muy importante.
Bu Majesteleri için önemli bir konu mu?
¿ Es ello un asunto de importancia para su Alteza?
Ama bu önemli bir konu.
Pero esto es importante.
Ama önemli bir konu olduğunu anladım.
Me ha dado la impresión de que era un asunto importante.
Önemli bir konu baba, sana söylemem lazım.
Hay algo importante que debo decirle, padre.
Çok önemli bir konu.
Es algo importante.
- Seninle konuşmak istediğim önemli bir konu var.
- Me gustaría hablar de algo importante.
Bay McLintock size söylemem gereken önemli bir konu var.
Sr. MCLINTOCK... debo decirle algo muy importante.
Evet, önemli bir konu.
Sí, es importante.
Ama ciddi ve önemli bir konu.
Se trata de una cosa grave y muy importante.
Konuşmak istiyorum. Bu önemli bir konu.
Es importante que hablemos de él.
Eğer ülkeniz için oldukça önemli bir konu ise.
Al menos espero que sea un importante asunto de estado.
Hayır, ama iletmem gereken çok önemli bir konu var!
- No, pero es muy importante.
Seninle konuşmam gereken önemli bir konu var.
Tengo algo importante que decirte.
Durumumuza bakılırsa, çok önemli bir konu.
Un tema importante, dada la situación.
Önemli bir konu var, efendim.
Tengo un asunto importante contigo, señor.
Sanırım benimle konuşması gereken önemli bir konu var.
Parece que ella tiene algo importante que decirme.
Bu gerçekten önemli bir konu.
Esto muy importante.
Lütfen bana bunu ispatlatmayın. Önemli bir konu.
El servicio telefónico tiene un reglamento.
Bu şaka yapılacak bir konu değil. Oldukça önemli gözüküyor.
No es cosa de juego.
Çok önemli bir konu.
¿ Quiere usted anunciarle que estoy aquí?
Köprüyü havaya uçurmak sorun değil, önemli olan saldırının zamanlanması,.. ... bu da başka bir konu, siz Amerikalılar'ın dediği gibi.
Volarlo no es nada, pero hacerlo justo en el momento del ataque, eso es un caballo de otro color, como decís los americanos. - ¿ Ataque?
Hiç önemli değil, konu Peter, onlara söylemezsem ona bir şeyler yapacaklarını söylüyorlar.
No importa. ¿ Y Peter? Me dijeron que le harían daño si yo no hablaba.
Mücevherler konusuna gelince de, çok önemli bir şahsiyetin emriyle... konu kapanmıştı.
En cuanto a las joyas, se dejó de investigar por orden... de una persona importante.
Ama bir konu önemli olduğunda, gerçeği söylerim.
Pero cuando es algo importante, digo la verdad.
Herhalde senin için en önemli konu bir elbisenin görünümü olsa gerek?
¿ Crees que el escote de un vestido fomenta conversaciones pasmosas?
Bir kilise yapıyoruz. Ve asıl önemli olan konu budur.
Bueno, lo importante es que se construya la capilla.
Beyler, size belki söylemeliyim... belki de söylememeliyim ama... Başbakanla bu konu hakkında biraz önce yaptığımız... oldukça önemli ve açıklayıcı bir toplantıdan geliyoruz.
Caballeros, quizás debería decirles - o quizás no debería decirles - que acabamos de venir de una muy breve y dolorosa sesión con el Primer Ministro en torno a esto.
önemli birşey değil 33
önemli bir şey değil 261
önemli bir şey 34
önemli bir şey yok 63
önemli bir şey mi 22
önemli biri 16
önemli bir şey değildi 36
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
önemli bir şey değil 261
önemli bir şey 34
önemli bir şey yok 63
önemli bir şey mi 22
önemli biri 16
önemli bir şey değildi 36
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuş 892
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmuyoruz 17
konuşmak istemiyor musun 16
konuşur 18
konuş benimle 497
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmuyoruz 17
konuşmak istemiyor musun 16
konuşur 18
konuş benimle 497
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236