Öyle bir şey değil traduction Espagnol
1,607 traduction parallèle
Bu öyle bir şey değil.
No es así.
Öyle bir şey değil.
Nada de eso
Hayır, öyle bir şey değil.
No, no es eso.
Öyle bir şey değil.
No es eso.
Hayır dostum, öyle bir şey değil.
No, viejo, no es así.
Öyle bir şey değil.
- No es eso. No es eso.
- Hayır, öyle bir şey değil.
- No, no es nada de eso.
Hayır, öyle bir şey değil.
No es nada de eso.
Öyle bir şey değil.
Nada de eso.
Hadi, öyle bir şey değil.
Vamos. No es así.
Hayır, öyle bir şey değil.
No, no es nada de eso.
Öyle bir şey değil.
No fue así.
Bu öyle bir şey değil.
No se trata de eso.
Hadi ama, yapma. Öyle bir şey değil.
Vamos, no hagas eso ;
Hiç de öyle bir şey değil.
¿ no cierto?
Bu öyle bir şey değil. İlk kez böyle bir şey görüyorum. Matematiksel deha sosyal becerileri azlığıyla birleşir.
Sabes, no sería la primera vez que viera esta clase de cosas, ni genios matemáticos unidos con habilidades sociales disminuidas.
Rahminizin biraz yan olduğunu fark ettim gerçi bu o kadar önemli bir şey değil, kendinden öyle.
Noté que su útero estaba ligeramente inclinado pero eso no significa nada, eso es simplemente su constitución.
Öyle bir şey mümkün değil artık.
No tuve la opción.
- Allen hiç şiddet kullandı mı? Allen sağlam biri değil ama öyle bir şey yapmaz.
Alan es un tipo escurridizo, pero no le veo haciendo nada así.
O zaman, öyle bir şey değil mi? Hiç de değil! Bu başka bir şey hakkında!
Porque... quiero que este juego tenga el mínimo de víctimas posible.
- Hiç gerçekçi değil. - Öyle bir şey hayatta olmaz.
Nunca pasaría.
Mahkumların nasıl kaçarız diye düşünmekten başka yaptığı bir şey yok değil mi? - Öyle.
Los prisioneros no tienen nada que hacer excepto pensar cómo romperla, ¿ verdad?
- Hayır, öyle bir şey değil.
- No, nada de eso.
Anladınız değil mi? 20'lerindeyken öyle bir şey yoktur. 20'lerde pat diye kaldırırsın.
Con 20 años no te pasa, en un "bang".
Gel haydi, öyle önemli bir şey değil.
Vamos, no es gran cosa.
Sonuçta yasadışı bir şey yok yani, öyle değil mi?
Pero no hay nada ilegal allí, ¿ no?
Hiç bir zaman öyle bir şey yapmayacak değil mi?
El nunca hará eso ¿ verdad?
Öyle bir şey vardı değil mi?
Oh, ¿ Eso es ahora?
Hayır, vermiyor. Ama öyle bir şey olursa arkasında ben varım. Bunlar sadece süs değil.
No, no lo permite, pero si algo se entromete, yo le cubro la espalda.
Öyle değil, başka bir şey.
No, algo más.
Şey, bu bu biraz düşüncesiz bir davranış gibi geldi bana sizce de öyle değil mi?
Bueno, eso parece algo... imprudente, ¿ no cree?
Pek bir şey değil, öyle mi?
No vale la pena mencionarlo, ¿ eh?
Egzotik dansçılar hakkında bir şey söylemedi, öyle değil mi?
No dijo nada sobre bailarinas exóticas, ¿ no?
Hayır, öyle bir şey değil, efendim.
Creo que esta mujer es inocente. ¡ Inocente!
- Peki bu da iyi bir şey değil mi? - Öyle.
Eso está bien, ¿ verdad?
Öyle resmi bir şey değil.
Pero nada formal.
Birileri bir şey görmüş olmalı. Öyle değil mi?
Alguien tiene que haber visto algo, ¿ no lo crees?
Öyle önüne gelene sorulabilecek bir şey değil ki bu.
Ya... no es algo que se le pueda preguntar a cualquiera.
Adamım, Balloon Foot, sonun da iyi bir şey yaptı, öyle değil mi?
Mi amigo, Pie de Globo, al final cumplió, ¿ no?
Öyle büyük bir şey değil, ufak bir şey.
No es nada grande. Es una cosita.
- Bu iş aslında öyle göründüğü gibi bir şey değil.
Este trabajo ya no es lo que debería ser.
Öyle bir şey olmadığından değil. Olmaması gerektiğinden.
No que hubiera pasado, es que no debería haber pasado.
Böyle bir şey söylemedin, öyle değil mi?
¿ En realidad no dijiste eso, verdad?
- Büyütecek bir şey değil. - Öyle mi?
No gran cosa
Bu öyle ufak bir şey değil.
No es sólo un chichón.
Kişisel bir şey değil. Elbette öyle.
Seguro que lo es.
Aslında anlaşma diye bir şey yoktu. Öyle değil mi, senatör?
Hmm, nunca hubo un trato, ¿ o si, senador?
Orada başına bir şey gelmez, öyle değil mi?
Estará bien ahí dentro, ¿ verdad?
Bu son seferki gibi değil. Öyle bir şey olmayacak.
Eso no va a suceder.
Mükemmel değil, ama diğer seçenek de bir grup masum insanı ihbar etmek ve biliyorum siz öyle bir şey yapmazsınız, değil mi?
Sé que no es lo ideal, Pero la otra opción posible es entregar a un montón de gente inocente, Y sé que ustedes no van a hacer eso, ¿ verdad?
Bu tarifi verdi ve başka bir şey hatırlayamadı öyle mi? Travmaya uygun değil mi?
¿ No es eso consistente con el golpe?
öyle bir şey yok 92
öyle bir şey demedim 65
öyle bir şey işte 17
öyle bir niyetim yok 19
öyle bir şey söylemedim 27
öyle bir şey yapmadım 19
öyle bir şey olmayacak 30
öyle bir şey 74
öyle birşey yok 16
öyle biri yok 28
öyle bir şey demedim 65
öyle bir şey işte 17
öyle bir niyetim yok 19
öyle bir şey söylemedim 27
öyle bir şey yapmadım 19
öyle bir şey olmayacak 30
öyle bir şey 74
öyle birşey yok 16
öyle biri yok 28
bir şey değil 1063
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle mi düşünüyorsun 363
öyle değil 521
öyle misiniz 16
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle mi düşünüyorsun 363
öyle değil 521
öyle misiniz 16
öyle olsa iyi olur 27
öyle mi oldu 22
öyle mi söyledi 29
öyle kal 87
öyle miydim 20
öyle miyim 118
öyle değilmi 21
öyle mi oldu 22
öyle mi söyledi 29
öyle kal 87
öyle miydim 20
öyle miyim 118
öyle değilmi 21