Bir değil traduction Français
111,065 traduction parallèle
Bu bir oyun değil, baba.
Ce n'est pas un jeu, papa.
Aslında, Hala yapılacak bir sürü araştırmanın olduğunu düşünüyorum Bir süre bu baharat dükkanında burada kalabilirim çok konforlu değil,
En fait, je pensais qu'il y a encore une tonne de recherches à faire, donc... peut-être que je pourrais rester ici dans l'épicerie pendant un temps.
Bu şey bir rüya değil miydi, ama aynı zamanda gerçek değil mi?
Ce n'est pas un rêve, mais ce n'est pas réel, non plus?
Gerçekten bir şey olmayacak gibi değil.
C'est pas comme s'il allait vraiment se passer quelque chose.
Bu sihirli bir ayna değil.
Ce n'est pas un miroir magique.
Önemli değil, tamam mı? Bir şeyi vurmaya çalışıyordum.
J'essayais de tuer cette chose.
Ve bu kan değil. Başka bir şey buldular.
Ils ont trouvé autre chose.
Öğrenmenizi öneririm Çünkü çizdiği şeylerin çoğunu hayal gücünden değil de Ne de bildiğimiz herhangi bir yerden değil.
Je te suggère de te renseigner parce que ce qu'elle a dessiné ne sort pas de son imagination ni d'aucun endroit qu'on connait.
Bir beden, vücut parçaları veya giysiler değil.
Pas de corps, membres ou vêtements.
Ah, bu da buradan değil. Ama Kinoshimobe hakkında bir şey biliyor musun?
Celle-là n'est pas d'ici, non plus, mais tu connais quelque chose sur les Kinoshimobe?
- Bir ipucu değil.
- Aucune idée.
Bir webin bir ev olmadığını değil, sadece biz olduğumuzu söylüyorum. Ahlaki yeşil bir alanda, eğer istersen.
Non pas que la toile soit son domicile, je dis juste qu'on est dans un espace vert moral, si tu veux.
Yani ağaçları severim. Normal bir ağaç değil, Monroe.
Monroe, ce n'est pas un arbre normal.
Uzunca bir süredir açılmamışsın, değil mi?
Tu n'as pas été ouvert depuis longtemps, n'est-ce pas?
Yani, kolay bir iş değil.
Enfin, c'est pas un job facile.
Bana güven, polisiye bir mevzu değil bu.
Crois-moi, ça ne concerne pas la police.
Bu kafatası şeyleri Eve'ın peşinde değil Ve Nick'in de değil. Bir şey hakkında bir sürü kehanette bulunuldu
Le crâne n'en a pas après Eve et après non plus Nick.
Shaphat, İbranice bir kelime değil mi?
Shaphat est un mot hébreu, n'est ce pas?
Benim gibi onun gibi bir parçası olabilir, Ama şimdi kim olduğum değil Ve yine kim olacağım değil.
Peut-être une petite part de moi lui ressemble encore, mais ce n'est plus qui je suis et ce n'est pas celle que je veux être.
Kehanet, hayvanlar tarafından taşan bir dünyayı müjdeliyor, Ancak canavarın içinde cehennem ateşleri patladı, Arazide değil
La prophétie annonce un monde envahi par des monstres, mais les feux de l'enfer font rage dans la bête, pas dans le lieu.
Demek istediğim, o bir çiftçi değil.
Ce n'est pas un fermier.
Oldukça muhteşem şeyler yapabilir, Yerlerde görünmek gibi O değil Ve göremediğimiz bir bez üzerinde işaretleri okuyun.
Elle peut faire de jolies choses fantastiques, comme apparaitre dans des lieux où elle n'est pas et lire des signes sur un bout de tissu que nous ne pouvons pas voir.
Bence iyi bir şey değil.
Je pense que ça n'augure rien de bon.
O artık bir Hexenbiest değil.
Elle n'est plus une Hexenbiest.
Tamam, bu iyi bir şey değil mi?
Ok, ce n'est pas une bonne chose?
Sanki tamamen kırılmıştı. Bir sürü farklı parçayla bir araya getirin, Ve bu metinlerin hiçbirinden değil
Il était complètement fissuré comme si il avait été remonté avec plein de pièces différentes et aucun de ces textes ne mentionne quelque chose comme ça.
Baba bir süredir yok, değil mi?
Papa est parti depuis longtemps, n'est-ce pas?
- Yani alıştıklarımız gibi değil ama bir şey olmalı.
Moins que d'habitude, - mais un peu. - Pourquoi?
- Peki. Biz şu işi hâlletmeye çalışırken kokain çekip Baz'a geç gelmen hiç iyi bir görüntü değil.
Arriver en retard chez Baz, défoncé, quand on essaie de monter ce coup, ça la fout mal.
Sana yardım etmekte tek bir tereddüdüm var vaiz tek tereddüt ettiğim şey bu. Diyeceğim o ki gerçekten sikimde değil.
La seule chose qui fait que j'hésite à vous aider, révérend, c'est que... j'en ai vraiment
Ama iyi bir çılgınlık, değil mi?
Mais une bonne folie.
Pek sık karşılaşılan bir manzara değil.
On ne voit pas ça tous les jours.
Sıradan bir iş teklifi değil.
Pas n'importe laquelle.
Tam bir klasik değil mi?
Un classique. Dans le monde entier.
Diğer bir yandan, benim içinde harika değil bu.
Quoi qu'il en soit, ça n'a pas l'air génial pour moi.
Bir yolunu bulmaliyiz. Degil mi?
Il faut trouver une solution, non?
Duygulu bir sarkici ve sarki yazarina guzel bir gecis sayilmaz, oyle degil mi?
Y a mieux pour lancer une chanteuse, non?
- Bu bir iş değil.
- Pas une affaire, non.
Ucuzcularda şansına iyi bir şey bulmakla olacak şey değil.
Il faut plus qu'un peu de chance pour réussir dans cette branche.
Fena bir film değil ama gidip paintball oynuyorlar ve ciddi ciddi iki buçuk saat kadar sürüyor.
Le film est potable, mais ils vont faire du paintball, et, sans déconner, ça dure genre deux heures et demie.
Ama bu benim haklı olmam ya da onun yalancı bir bok olmasıyla ilgili değil.
Mais il ne s'agit pas d'avoir raison, ou qu'elle soit une putain de menteuse.
Bir şovdaki karakter değil sadece, tamam mı?
Ce n'est pas juste un personnage de série.
Pozitif bir enerji patlaması gibi olduğumdan, değil mi?
Sûrement parce que je suis un soleil d'ondes positives, non?
Dinle, Nasty Gal'de değil de bu beynini yıkayan yerde geçirdiğim her saniye, yaşamımın boşa gitmiş bir başka saniyesidir.
Chaque seconde passée dans cette usine à lobotomie, à ne pas travailler sur Nasty Gal, est une seconde de vie gâchée.
Sıradan bir uçurtma da değil.
Pas n'importe lequel.
Normal bir çocuk gibi, değil mi?
On dirait bien un gamin.
Burası tutkularımızdan bahsedebileceğimiz güvenli bir yer olmalı, değil mi?
On devrait pouvoir parler de nos passions en toute quiétude, non?
Çünkü şu anda gerçek bir iş gibi değil.
Parce que c'est pas encore un vrai boulot.
Benim yüzümden değil ama bir kere eBay'in güvenini kaybettin mi kin tutuyor.
Ce n'est pas moi, mais quand on perd la confiance d'eBay, ils t'en veulent.
Bir şey değil.
De rien.
Ama yine de, bir kadın tavsiyesi... Hiç hoş değil.
Mais quand même, entre femmes... c'est vraiment pas cool.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56