Bir ses duydum traduction Français
505 traduction parallèle
Yukarı çıkarken bir ses duydum.
En montant l'escalier, j'ai entendu une voix.
- Bir ses duydum.
- J'ai entendu le bruit.
- Silah sesine benzeyen bir ses duydum.
- J'ai entendu un coup de feu.
Özür dilerim efendim, ama... Tuhaf bir ses duydum ve bir şey olduğunu sandım efendim.
Pardonnez-moi, j'avais entendu un bruit et une voix étrange... je me suis inquiété.
Kayalık gemiyi ikiye bölerken kadın çığlığına benzer bir ses duydum.
Quand le récif a déchiré le cœur de ce bateau, celui-ci a crié comme une femme.
Ani bir sessizliğin ardından, konuşan bir ses duydum.
J'entendis une voix briser le silence.
Bir ses duydum gibi geldi ama şu büyük burunlu Rusty Parker olduğunu bilmiyordum.
Je pensais avoir entendu un bruit... mais pas si gros que ça! Rusty Parker!
Birden koşmaya başladım, sonra başımın üstünde bir ses duydum dev bir çift kanattı beni kovaladılar ve neredeyse yakaladılar, tepenin yamacına varmıştım.
Puis j'étais en train de courir. J'ai entendu une chose battre au-dessus de moi. C'étaient de grandes ailes.
Birden bir ses duydum.
Tout à coup, j'ai entendu- -
Çantamı hazırlıyordum... sanırım bir ses duydum.
J'emballais des affaires, j'ai cru entendre un bruit.
- Hayır, içeri girmiştim. - "Güm!" diye bir ses duydum... - "Güm!" diye?
J'étais rentrée et j'ai entendu un bruit sourd.
- Sanki bir ses duydum. - Gel hadi.
- J'ai entendu des voix.
Sanki kayığın kenarı kafasına çarpmış gibi bir ses duydum.
J'ai entendu un bruit sourd, comme si la barque lui était tombée dessus.
Bir ses duydum, sanki...
Je croyais avoir entendu quelqu'un...
- Bir ses duydum...
- J'ai entendu...
Sence Yeşil Polis'e gidip "geçen gece bir yeri soyuyordum ve tepemde bir ses duydum" der mi?
Vous voyez un voleur disant à la Polizei : "Au cours d'un cambriolage j'ai entendu du bruit!"
Bugün oturma odasından bir ses duydum. Televizyonda gösterilen filmin konuşmaları.
J'écoutais les dialogues d'un film à la télévision.
Ama bir ses duydum...
Pourtant j'ai entendu du bruit.
- 10 dakika önce bir ses duydum.
- Je l'ai entendu il y a 10 minutes.
... ve bir ses duydum,..
Et une voix m'a crié.
Biraz önce laboratuardan bir ses duydum efendim, ve...
J'ai entendu des bruits au laboratoire... il y a quelques instants, et...
Yatmaya gidiyordum ve bir ses duydum.
J'allais me coucher quand j'ai entendu du bruit.
Bu sabah da tıpkı bunun gibi bir ses duydum.
J'en ai entendu un semblable ce matin.
Aşağıdan bir ses duydum.
J'ai entendu du bruit en bas.
Ama bariz bir ses duydum.
Mais j'ai entendu du bruit.
- Bir ses duydum.
- J'ai entendu du bruit.
- Resmen bir ses duydum.
- J'ai vraiment entendu du bruit.
- Orada bir şey var, bir ses duydum.
- Il y a quelque chose, du bruit.
Bir ses duydum...
Je viens d'entendre le bruit de...
Bir ses duydum.
J'entends quelque chose.
Bir ses duydum sandım.
J'ai cru entendre du bruit.
İzleyicilerden gelen kısık bir ses duydum.
J'ai entendu un petit bruit Provenant d'en bas
- Bir ses duydum.
- Quoi? - Ça frappe.
Bir ses duydum. Hayal görüyorsun.
Ce est juste votre imagination.
Hayır, bir ses duydum. Sizsiniz sandım.
J'ai entendu marcher, et je savais que c'était vous.
Sanιrιm bir ses duydum... Sanιrιm şimdi ο sesi duyuyοrum.
Et je crois avoir entendu une voix, je crois entendre cette voix maintenant,
Açıkçası, evet. Saat 04 : 00 sıralarında bir ses duydum.
Oui, j'ai entendu un bruit vers 16h.
Aradığında neredeyse hâlâ rüyadaydım. Şöyle bir ses duydum ;
J'ai cru que j'étais en plein rêve.
Bir ses duydum ve saklandım.
J'ai entendu du bruit alors je me suis cachée.
Hafif metalik bir ses duydum. Demek ki yapay kalça taktïlar.
J'ai aussi décelé un léger son métallique... qui me porte à croire que tu as une hanche artificielle.
Bir şey duydum sandım ama dinleyince hiç ses gelmiyor.
Je sais pas, on dirait que... Quand j'écoute, j'entends plus rien.
Atımla bir gezintiye çıkacağım. Eğlence olsun diye etrafı gezmeyi düşünüyorum. Çok sapa köyler olduğunu duydum.
Je vais visiter le marais à cheval... ses villages, ses curieux petits pubs et leurs forgerons.
Gülme sesine benzer bir şey duydum. Bu, rüzgarın bacada çıkardığı ses de olabilir.
C'était peut-être le vent dans la cheminée.
Her zaman onun deneylerine hevesle ilgi duydum. Sizin tıp alanında, güzel bir kadının.. .. tüm hayranlıklarına sahip olduğunuzu düşünüyorum.
J'étais à Vienne, lorsque j'ai appris que votre mari avait repris son poste ici, je me suis tout de suite proposé, ses expériences m'ont toujours beaucoup intéressées.
Bir ses duydum.
Il y a quelqu'un...
Bir ses duydum.
Un bruissement.
Bir ses duydum.
J'entends du bruit...
- Hey. tuhaf bir ses duydum. - Ne diyorsun sen ne oldu?
J'ai entendu un bruit bizarre.
Bir ses duydum.
Je vais vous sortir d'ici.
Duydum ki ; Bölge Kumanda şefi buraya... bir General yollayacakmış
Le commandant, dit-on, a envoyé ici un de ses généraux.
Bu taraftan gelen bir ses duydum.
J'ai entendu une voix.
bir ses 23
duydum 657
duydum ki 65
duydum seni 20
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
duydum 657
duydum ki 65
duydum seni 20
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105