English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bir şey yap

Bir şey yap traduction Français

5,944 traduction parallèle
Başka bir şey yapıp, kafanı dağıtman lazım.
Pense à autre chose.
Neden böyle bir şey yapıyoruz ki? Birbirimizi seviyoruz diye.
Parce qu'on s'aime?
Sonra da Fiona ile, onu parti yapmasına ikna ederek doğru bir şey yapıyorsun.
Tu fais ce qu'il faut avec Fiona en la convaincant de changer la date de la fête.
Kendimi önemli bir şey yapıyormuş gibi hissettim.
J'ai eu l'impression de faire quelque chose d'important.
- Bak, eğer bu şeyleri bilmemi istemiyorsan, şifreni QD, ters bölü, 7, 2, dolar işareti, büyük C, küçük K'den daha zor bir şey yap.
Ecoutes, si tu ne veux pas que je sache ce genre de choses, Mets un mot de passe plus difficile que "Grand Q, grand D, backslash, 7,2, signe $, grand C, petit k."
Birinin benim için bir şey yaptığına güveniyorum ama iş yapılıyor mu emin değilim.
J'avais l'espoir que quelqu'un fasse quelque chose pour moi, mais, je suis pas sûr qu'il le fera.
Annemin bana dediği gibi bir şey yapılsın istiyorsan, kendin yapacaksın.
Et bien, comme ma mère me disait, si tu veux que quelque chose soit fait, tu le fais toi même.
Hayvanlar için iyi bir şey yapıyorum burada.
Je fais quelque chose de bien pour les animaux.
Buraya taşındığımdan beri ilk defa amacı olan bir şey yapıyormuşum gibi hissediyorum
Pour la première fois depuis mon arrivée ici... j'ai l'impression de faire quelque chose qui ait un but.
Bir kez olsun doğru bir şey yap.
Fais en quelque chose pour une fois.
Bir şey yap, dostum!
Fais quelque chose, mec!
Bir şey yap, Humpty.
Fais quelque chose, Humpty...
Bir şey yap.
Fais quelque chose.
On yıldır ilk kez böyle bir şey yapıyor.
Première fois qu'il fait ça en 10 ans.
Gizli gözetim gibi bir şey yapıyorlar benim gibi mankafaların bilmemesi gerekiyormuş.
Ils auront une quelconque mission de surveillance en cours que les cons comme moi n'ont pas à connaître.
Peki, bir şey yapıyor musunuz?
Mais, est-ce que vous faites quoi que ce soit?
Bir şey yapıyor musunuz?
Hey, vous vous bougez ou bien?
Ne yaparsan yap rahatsızlığını tetikleyecek bir şey yapmam.
Il n'y a rien que tu puisses faire pour que je te refasse tomber dans tes travers.
Ne yaparsan yap rahatsızlığını tetikleyecek bir şey yapmam.
Il n'y a rien que tu puisses faire pour que je te fasse retomber dans tes travers.
Eminim yapmaması gereken bir şey yapıyordu.
Je parie qu'il faisait un truc qu'il ne devait pas faire.
Neden bu kadar abartılı bir şey yapıyorsunuz ki?
Pourquoi en faites-vous une si grande affaire?
Hiçbir şey yapmak zorunda kalmadan yapılabilecek en iyi şeyi yapıyordum çünkü karnımda bir hayat büyütüyordum.
Ça a été la seule fois où je n'avais rien à faire de particulier, mais je le faisais bien, parce que c'était la vie que je faisais croitre en moi.
O kadar aptalca bir şey yapıyor ki.
Il fait la chose la plus stupide.
Ama bunu sadece Birleşik Devletler'e bir adım öne geçme ve "inanılmaz" bir şey yapma fırsatı vermek için yapıyor.
Mais elle l'a fait uniquement pour donner une chance aux États-Unis d'aller plus loin et de faire quelque chose "d'incroyable".
Anne, anne, lütfen, bir şey yap!
Maman, s'il te plaît, fais quelque chose!
- Başka bir şey yap demem fikri mi?
Faire autre chose?
Tamam mı? Bir sürü güzel şey yapıyorlar. Seni güzelce hazırlayıp, o güzel yüzüne harika bir gülümseme konduracaklar?
Ils vont faire plein de trucs super, te requinquer et mettre un joli sourire sur ce beau visage, d'accord?
Tommy'yle ne yapıyorsunuz diye sorardım ama bir şey söyleyemeyeceğin için...
J'aimerais te demander ce qui se passe avec Tommy, mais tu ne me diras rien alors...
Ben hep bekardım, efendim. Bu yüzden git gel, git gel yapıp sevdiklerinizle sonsuz bir yeniden tanışma döngüsüne girmenin nasıl bir şey olduğunu sadece hayal edebiliyorum.
J'ai toujours été célibataire, et je ne peux qu'imaginer ce que ça doit être de toujours partir et revenir, partir et revenir, et refaire sans fin connaissance avec ceux que l'on aime.
Galiba kıçına maymun kılı yapıştırdıkları bir filmde oynamaktan kötü olan tek şey kıçına maymun kılı yapıştırdıkları bir filmden kovulmak.
Tu sais, la pire chose à part faire un film où ils collent des poils de singe sur tes fesses c'est être virée d'un film où ils collent des poils de singe sur tes fesses.
Hayır. Bak, Vincent ile olan ilişkini düşününce bunun kolayca yapılacak bir şey olmadığını anlıyorum.
Non. écoute, je sais, compte tenu de ta relation avec Vincent, que ce n'est pas une chose facile à faire.
Callie bu sana karşı yapılmış bir şey değil.
Ce n'est pas quelque chose que je te fais.
Ölen arkadaşı için yapılacak doğru bir şey olduğunu söyledi.
Il s'agissait de rétablir la justice pour un ami qui était mort.
Bara almak istediğim bir sürü şey var ama ödemeleri zar zor yapıyoruz.
Il y a beaucoup de choses que j'aimerais avoir pour ce bar, mais mon budget suffit à peine.
- Yapıldı bile. Ama yapamayacağım bir şey varsa o da kullanılmış bir kameranın kaydetmediği sesi yükseltmek çünkü bu firma o kadar bayağı ki benim tavsiyem olan 63 bin dolarlık ZR-X90'ı kullanmıyor.
Mais ce que je ne peux pas faire c'est améliorer les sons qui ont été enregistrés par un caméscope usagé parce que cette entreprise est trop radine pour suivre mes recommandations pour le ZR-X90 à 63,000 $.
Demek isediğim, endişlencek bir şeyimiz olduğundan değil ama olabilir de. Hepimiz için test yaptırmak yapılacak en doğru şey.
On n'a pas à s'inquiéter de quoi que ce soit, mais ça serait la chose responsable à faire pour nous tous de se faire dépister.
Yeni bir şey çıktı, en kısa zamanda yapılması mühim.
Quelque chose est arrivé. C'est urgent.
Vuracak bir şey bul ve gürültü yap.
Trouve quelque chose pour cogner, fais du bruit.
Fakat yapabileceğiniz bir şey var. 30 yıl önce yapılması gereken bir şey.
Mais vous pouvez faire quelque chose qui n'aurait pas pu être fait il y a encore trente ans.
Biraz tuhaf kaçacak ve muhtemelen hayır diyeceksiniz ama şu sıralar kızların çoğu yapıyor ve beni çok mutlu edecek bir şey.
C'est un peu maladroit et vous allez probablement va dire non, mais beaucoup de filles font cela maintenant et ça me ferait vraiment plaisir.
Psikiyatrlık işini yap ve bir şey görürsen söyle.
Fais ton truc de psy et vois si tu vois quelque chose, ok?
Benim hatam olmayan bir şey yüzünden adilik yapıyorsun.
T'es entrain d'enquêter sur quelque chose qui n'est pas de ma faute.
- Evet, bir sürü yapılacak şey var.
Oh oui, plein de choses à faire.
Bir şey mi yapıyorsunuz sanki?
Vous n'auriez rien fait.
Bunun içerden yapıldığı ihtimalini göz önüne almalıyız. Siz bir şey bulamadınız, değil mi?
On doit au moins considérer l'hypothèse que ce soit interne.
Bir şey yap anne!
Bouge-toi!
- Bir şey yap!
Fais quelque chose!
Geçen ay içinde yapılmış 10 bin dolar ödemeyle ilgili bir şey bulamıyorum.
Je ne trouve rien du tout au sujet d'un paiement de 10,000 $ durant le mois dernier.
Bu kadar çok şey kaybettiğim bir gecede bana katil damgası yapıştırarak mı?
Tu me traites de meurtrière... un soir où j'ai déjà... tant perdu?
Çünkü önüne bir şey çıkıyor ve fren yapıyor.
Parce qu'il a percuté quelque chose, alors il a freiné.
Bu doku yapılanmasında öyle bir şey yok. Sadece iyi bir mühendislik ürünü.
Pas cet assemblage de chair bien que remarquablement conçu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]