Bir süreliğine traduction Français
4,127 traduction parallèle
- Ben de partiye geliyorum sonra da bir süreliğine kabine geleceğim.
Uh, et bien, je vais aussi à la fête, et après je vais aller dans la cabane pour un temps.
Dünyadaki en iyi mi en kötü mü insan olduğundan emin olamadığım için bir süreliğine bekletiyorum onu.
Je n'arrive pas à savoir s'il est la meilleure ou la pire personne au monde, et je devrais probablement prendre mes distances avant de le savoir.
Bir süreliğine dışarı çıkmam lazım.
Ecoute, je dois sortir un moment.
O zaman belki de sen götürmelisin, bir süreliğine saklanmak için.
Eh bien, après tout peut être que tu pourrais me conduire, tu sais, se planquer un certain temps.
Andy ve ben bir süreliğine gidiyoruz.
Andy and I have to leave for a while.
Bir süreliğine idare edecek bir sandalye buldum.
J'ai trouvé une chaise, j'ai une piste pour une deuxième.
Sanırım bir süreliğine bilekliğini bundan uzak tutacaksın.
Ton traceur va devoir rester loin de cet immeuble.
Eğer bir süreliğine burada olacaksak kıyafetlerimizi değiştirsek iyi olurdu.
Si nous allons rester ici un moment, ce serait bien de changer de vêtements.
Bence gidip bir süreliğine manyak sevgilinle birlikte olmalısın.
Donc je pense que tu en as besoin Être avec une folle pour un temps et quand tout brûlera entre vous.
Neden bir süreliğine etrafı izlemiyoruz?
Pourquoi on se contenterait pas de simplement regarder?
Bir süreliğine.
Pour un moment.
Bir süreliğine gitmesi gerekti ama hafta sonundan önce döner diye umuyorum.
Elle a dû partir un moment, mais j'espère son retour avant le weekend.
Melissa gelene kadar bir süreliğine..
Jusqu'à l'arrivée de Melissa.
Ne diyebilirim ki? Sürekli işkenceyi bir süreliğine durdurmak istedim.
J'avais besoin d'une pause de la torture qu'il m'infligeait.
Bir süreliğine de olsa.
Un moment, du moins.
- Evet, "ikişi" de değil. Bize kısa bir süreliğine izin verir misiniz?
Je vous présente mon mari, Osmo Häkkinen.
Dinle "Butterscotch." Takımı sattıktan sonra bir süreliğine bir yerlere gideceğim.
Écoute, mon petit sucre, après m'être débarrassé de l'équipe, Je vais partir pour un petit bout de temps.
Bir süreliğine çağrıldı, ama geri dönecek.
Elle a dû s'absenter un moment mais elle reviendra aussitôt.
Pek önemli olmadığını biliyorum ama bir süreliğine de olsa bana kendimi bir baba gibi hissettirmişti.
Je sais que ce n'est pas beaucoup, mais pendant un instant... ça m'a fait me sentir que j'étais un père.
Ve birden kalkıp dışarı çıkar ya da bir süreliğine ortalıktan kaybolursam beni takip etme ya da beni arama.
Et si jamais j'ai envie de partir ou de disparaître pour un moment, ne me suis pas et ne me recherche pas.
Bileşenlerin üstüne dökülür, bir süreliğine onları dondurur böylelikle bomba güvenli bir şekilde çıkarılabilir.
Mis sur les éléments, ça les gèle temporairement donc la bombe peut être retirée sans danger.
Ama bir süreliğine.
Juste un peu plus longtemps.
Kısa bir süreliğine.
Juste un peu.
Sadece bir süreliğine...
Juste pour un petit moment.
Bir süreliğine uzaklara gideceğim.
Alors... je vais partir quelque temps.
Eşyalarını toplar ve bir süreliğine ortadan yok olurdu. Bu onun yaptığı bir şeydi.
Faire ses bagaes et se cacher pendant un moment, ça lui ressemblait.
Kısa bir süreliğine.
Brièvement.
Yine yazın, bir süreliğine gelsen, olur mu?
Que dirais-tu de revenir pendant une partie de l'été?
Babanız bir süreliğine başka bir yerde kalacak.
Papa va devoir aller ailleurs pour un petit moment.
Babanız bir süreliğine başka bir yerde kalacak.
Papa va rester quelque part ailleurs pendant un moment.
Ben siyah seviyorum. Kimileri mavi sever ama kırmızı belli bir süreliğine kullanışlı gelebilir.
Certaines personnes aiment le bleu, mais le rouge peut aussi être utile de temps en temps.
Kısa bir süreliğine ciddi olmamız gerekirse bu kadar uzun süre boyunca esir tutulan o genç çocukları özgürlüklerine kavuşturmada oynadığı rol için başkan yardımcısına büyük bir alkış verelim.
Merci. Pour être sérieux un moment, je pense que nous devons applaudir la vice-présidente pour le rôle qu'elle a joué dans la libération de ces jeunes hommes qui étaient retenus contre leur gré depuis si longtemps.
Bir süreliğine siktir olup gider misin?
Tu peux dégager un moment? - Merci.
Bir süreliğine.
Pas pendant quelques temps.
En azından bir süreliğine.
Pour un temps, en tout cas.
Uzunca bir süreliğine.
Un long moment.
Bir süreliğine bizden kaçtı, ama artık kaçamaz.
Il a été esquive nous pendant un certain temps maintenant, mais pas plus.
Bir süreliğine.
Pendant un moment.
Ben sadece bir süreliğine uzakta olacağım.
Ça va juste être de la longue distance pour un peu de temps.
Beni arayan olursa, kısa bir süreliğine dışarı çıktığımı söyle.
Si on me cherche, juste dis leur que j'ai du sortir un moment.
Bir süreliğine. Çiftlik yeniden düze çıkana kadar.
Pas pour longtemps, juste le temps de remettre les choses en ordre.
Bir süreliğine, evet.
Pendant un temps.
Bir süreliğine daha iyi hissetmek istiyorum.
Donc, pendant un moment, j'aimerais me sentir mieux.
Sadece kısa bir süreliğine.
C'est seulement pour un petit moment.
Bu yüzden bir süreliğine bu akşam daha iyi hissetmek istiyorum ve konuşmamak.
donc pour une fois.... ce soir.... J'aimerais me sentir mieux.. et ne pas parler.
- Bir süreliğine...
- Votre langue va rester engourdie...
- Bir süreliğine dilin biraz uyuşacak
- Votre langue va rester engourdie...
Bilirsin bir süreliğine bir şey yaparsın, sonra meşgul olursun, bilmiyorum, sonra da umursamazsın işte.
Tu sais... Tu fais quelque chose pour un temps, les gens deviennent occupés et... Je ne sais pas.
En azından bir süreliğine.
Au moins pour un petit moment.
Kısa süreliğine de olsa farklı bir şey hissetmek istiyorum.
Je veux sentir quelque chose d'autre pour un petit moment.
Ve belki tüm bunlar bittiğinde de....... bir süreliğine buradan gideriz. Tutacak.
Je sais que ça marchera.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir saniye 1866
bir saat sonra 47
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir saniye 1866
bir saat sonra 47
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17