Bu gece değil traduction Français
1,345 traduction parallèle
Bu gece değil. Otur. Carol başına baksın.
Asseyez-vous et dites à Carol de vous examiner la tête.
Bu gece değil, Kendime bir şeyler hazırlayacağım.
Non, pas ce soir. Je vais me préparer quelque chose.
Ama bu gece değil.
Mais pas ce soir.
Aaa, bu gece değil.
Pas ce soir.
Bunun bir savaşa dönüşmesini istemiyorum, bu gece değil.
Je ne veux pas d'une guerre. Pas ce soir.
Tatlım, bu çok tatlı ama bu gece değil.
C'est gentil, chéri, mais pas ce soir.
Son vereceğim, ama bu gece değil. Yemekte çalacak müzik için de senin bana hazırladığın kasedi dinleyebiliriz diye düşündüm.
Pour la musique d'accompagnement... on pourrait écouter ta cassette.
- Hayır! Senin ölmen için imza atmadım ve bu olmayacak. Bu gece değil, uzun bir süre boyunca olmayacak.
Non, je ne veux pas que tu meures, et cela ne va pas arriver, pas ce soir, ni un autre jour d'ailleurs.
- Belki bu gece değil.
- Peut-être pas ce soir.
- Bu gece değil. Biraz yorgunum.
Je suis un peu fatigué.
Bu gece değil, Elsie ama muhtemelen yarın gece yaparsın.
Pas ce soir, Elsie Demain, probablement
Çok sağlıklı bir bebeğiniz olacak... ama bu gece değil.
Vous allez avoir un joli petit bébé... mais pas ce soir.
Hayır, bu gece değil.
En effet, pas ce soir.
İş değil. bu gece kesinlikle ofise gitmeyeceğim.
Pas le travail. Je ne retourne pas au bureau ce soir.
Bak, Phoebe, açık ki halletmemiz gereken sorunlarımız var, fakat bunlar bu gece çözülebilecek şeyler değil.
On a quelques problèmes à régler ensemble, mais Rome ne s'est pas construite en un jour.
Bu gece Rex ile birlikteydin, değil mi?
Tu étais avec Rex hier soir?
Bu gece bir domuza katlanmak zorunda kalacak, tek karım değil.
Ma femme sera pas la seule à apprécier le jambon dans le torchon.
- Hey. Ee, Bu gece sinema gecesi, değil mi?
- On se regarde un film ce soir?
Hayır, yarın değil, bu gece.
Non, pas demain. Ce soir.
Hemen bu gece, yarın değil.
Dês ce soir. Pas demain.
Bu senin ilk gece vardiyan, değil mi?
C'est ta première nuit?
Büyük Kanyon'u gece mi görmek istiyorsun? Bu zırva büyük değil, büzük!
Tu veux voir le Grand Canyon la nuit?
- Bu gece yapmak şart değil.
- Peut-être pas ce soir.
Nasıl olsa yarın içimi temizleyecekler. Bu gece ne kadar yesem kardır değil mi?
C'est le grand nettoyage demain, alors j'en profite.
Bu gece değil.
Pas ce soir.
Bu gece çok güzel değil mi?
Elle est belle, non?
Bu gece benimle kalacaksın değil mi?
Tu restes avec moi ce soir?
Bu bir öpücük değil. Sadece kibar bir gece dokunuşu.
C'est pas un baiser, juste un bisou poli de bonne nuit.
Ve bu üç haftadır her gece senin odanda olduğunu fark etmediğin kadın, değil mi?
Elle, qui est restée trois semaines dans ta chambre, à ton insu?
Bu gece senin sinema gecen değil mi?
C'est pas ce soir que tu vas au cinéma?
"Gün içinde bir gece olana kadar" Brooke'un dediği bu değil miydi?
"Jusqu'à ce qu'une nuit ait lieu dans la journée", c'est ça, non?
Bu gece gayet iyi bir çifttik, öyle değil mi?
On formait un couple sympa ce soir, non?
Ama bu gece eşler ve kız arkadaşlar davetli değil.
Ce soir, c'est ni pour les femmes ni pour les petites amies.
Bu gece açılış var değil mi? - Evet.
- C'est la première, ce soir.
Sadece bu gece bir unsur değil.
C'est juste que ce soir, ça n'entre pas en ligne de compte.
- Tek gece bu değil mi? - Evet.
- C'est un soir, non?
- Rory bu gece çok güzel görünüyordu. - Öyleydi değil mi?
Tu sais, Rory était superbe ce soir.
Bu doğru değil bay Garrison, Kyle tüm gece boyu annesiyle parmak egzersizi yapmış!
Si, Kyle a bossé ses doigtés avec sa mère toute la nuit.
. Bu gece birlikte olmamız o kadar da iyi bir fikir değil.
Je ne crois pas que sortir ensemble serait une bonne idée.
Bu gece dışarı çıkma, güvenli değil.
- T'as pas à me donner d'ordre!
Bu gece kulübe ilk gelişindi, değil mi?
C'était ton premier soir au club?
Bu gece görüşeceğiz herhalde. Değil mi?
Alors, je te dis à toute, d'accord?
- Bu gece değil.
- Pas ce soir.
Bu gece ikimizde müthiş hissediyoruz, değil mi?
Mais ce soir on est bien, non?
Bu gece Beltane gecesi, ama benim umurumda değil.
C'est la nuit de Beltane mais ça m'est égal.
işte bu gece, konuşmak istediğim konu bu, bayanlar baylar. ani, hakedilmemiş ticari başarı değil konuşmak istediğim.
C'est ce dont je veux vous parler ce soir, et non d'un succès commercial soudain et immérité.
Annem bu gece iyiydi değil mi?
Maman était bien ce soir, hein?
Bu gece servis yapmıyorum, bay Jennings, değil mi?
Je ne sers pas à table, ce soir, M. Jennings?
- Henüz değil ama bu gece diye umuyorum.
Pas encore. J'espérais ce soir.
Dün gece fikrimi değiştirip bu birleşmeyi desteklemem tesadüf değil.
Ce n'est pas une coïncidence si hier soir, j'ai changé d'avis et décidé d'appuyer cette fusion.
Bu arada, bu gece Crash'te de sen ısmarlıyorsun, değil mi?
- Tu seras au Crash ce soir? - T'as tout bon.
bu gece 1008
bu gece mi 195
bu geceden sonra 17
bu gecelik bu kadar 23
bu gece gidiyorum 18
bu geceye kadar 18
bu gece görüşürüz 40
bu gece ne yapıyorsun 37
bu gece için 16
bu geceye ne dersin 24
bu gece mi 195
bu geceden sonra 17
bu gecelik bu kadar 23
bu gece gidiyorum 18
bu geceye kadar 18
bu gece görüşürüz 40
bu gece ne yapıyorsun 37
bu gece için 16
bu geceye ne dersin 24
bu gece olmaz 199
bu gece ruhumu arıyordum 23
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
bu gece ruhumu arıyordum 23
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66