Bu önemli traduction Français
16,257 traduction parallèle
Bu önemli teknoloji tıbbi tarayıcılarda da kullanılıyor.
Ceux-ci utilisent la même technologie comme le détecteur de section médical.
Bu önemli Joe.
C'est important, Joe.
Patrick, bu önemli, tamam mı?
Patrick, c'est important.
Bu önemli.
Ça signifie quelque chose.
Bu önemli, Anna.
C'est important, Anna.
- Ama bu önemli bir şey değil ki.
C'est pas un scoop.
Sadie. Sadie. Bu önemli bir bok.
OK, Sadie, c'est très important.
Bu önemli bir şey değil, tamam mı?
C'est pas un problème.
Bu çok önemli.
C'est très important.
Her neyse, önemli olan bu noktayı aklınızda tutmanız...
D'accord. L'important, c'est de se rappeler que ceci est l'endroit où...
Bu süreç esnasında en önemli muhbirin Fatima Hamza'yı ifşa ettin.
Mais à cause de ça, ton informatrice, Fatima Hanza, a été démasquée.
Bu riske atılamıyacak kadar önemli.
Ceci est trop important pour le mettre en danger.
Bu hayatta ne yaptığımız ve nasıl davrandığımız önemli!
C'est ce que nous accomplissons, et la manière dont nous le faisons dans cette vie qui compte.
Bu fotoğraf önemli.
Cette photo est importante.
Önemli olan tek şey bu ve yaparım benden istediğin her şeyi.
Ouais. Ouais.
Bu gün neden önemli?
Pourquoi est-ce important?
Patrick, bu gerçekten önemli.
Patrick, c'est vraiment important.
Bu hafta sonu önemli olan tek şey, mutlu olman ve hayallerinin suya düşmemesi.
Ce week-end, tout est que vous soyez heureux et non démolis.
Bu açıdan galaksi için önemli!
D'importance galactique, je vois!
- Benimle gelmeyecek, bu iş çok önemli.
Il ne vient pas avec moi. C'est trop important.
Sana bir şey diyeyim James, bu odağını kaybetmemekten çok daha önemli.
D'accord. Écoute bien, James. C'est bien plus important que d'être concentré.
Tamam. İkinci kural. Ve bu daha önemli beyler.
Numéro deux, et c'en est un gros.
Efendim, bu çok önemli faturalara bir bakabilsek çok iyi olur.
Monsieur, on devrait réviser ces très importants...
Bu çok önemli!
C'est si important!
Bu, yaptığım tek önemli şey olabilir.
C'est peut-être la seule chose que je ferai qui comptera.
Bir numara : Girmeden önce nasıl çıkacağını öğrenmelisin. En önemli şey bu.
Primo, il faut savoir comment sortir avant d'entrer.
Wi-fi çekmiyor ki yapacağımız sunum için bu çok önemli.
Il nous faut un bon Wi-Fi pour la présentation.
Bu süre zarfında hakkımızdaki önemli şeyleri anlatabiliriz.
Le temps qu'on arrive, on saura l'essentiel l'un de l'autre.
Bu kadar önemli olan nedir?
Quoi donc?
Dediğin gibi, bu tatilde birimizin anne babamızla birlikte olması önemli.
En cette saison, l'un de nous doit rester avec nos parents.
Bu dünyada ve özellikle de öteki tarafta çok önemli.
C'est important dans ce monde et plus encore dans l'au-delà.
Bence bu en önemli şey.
Je sens que c'est important.
Ama bu şey önemli değil mi?
Mais c'est important, non?
Önemli olmasa bu saatte buraya gelmezdi.
Je pense qu'il ne viendrait pas à cette heure si ce n'était pas très important.
Her gün ondan aldığım bu ufak tefek mesajlar benim için her şeyden önemli.
ils signifient beaucoup, vous verrez.
Bu sadece bir kafa ama bu üretebildiğimiz en önemli doku formu oldu.
C'est juste une tête. Mais c'est la forme de tissu la plus significative qu'on ait jamais réussi à générer.
Bu da, Binbaşı Turner sana her şeyi rahatlıkla anlattı demek oluyor. Afganistan'daki araştırmasıyla ilgili öğrendiklerin çok önemli.
Cela signifie que la major Turner vous a confié une bonne partie de ce qu'elle a appris de son enquête en Afghanistan.
Her kararı senin vermen cidden bu kadar önemli mi?
Est-ce si important que vous preniez toutes les décisions?
Bu yüzden burada yaptığımız iş çok önemli Tris.
C'est pourquoi notre travail est si important.
İnancın çok önemli. Bu yüzden kime ve neye inanacağına çok dikkat et.
La foi est précieuse, et il ne faut pas l'accorder à n'importe quoi et à n'importe qui.
Bu haftanın en önemli gelişmesini biliyor musun?
Quoi de neuf ce week-end?
Bu neden senin için bu kadar önemli ki?
Pourquoi était-ce si important pour vous?
Bu çok önemli bir şey değil ki.
ca ne veut rien dire.
Tamam, bugün herkesin biraz gergin olmasını anlıyorum, bu yüzden direk önemli yere geçicem.
Je comprends que tout le monde est un peu tendu aujourd'hui, donc je vais aller à l'essentiel.
Bu kadar önemli olan şey ne?
Mais qu'y a-t-il de si important?
Evet. Haydi, önemli bu.
C'est important.
Ama bu önemli bir şey değil.
Ce n'est pas une affaire d'état.
Bu ilacı aksatmaman çok önemli.
C'est vital que vous preniez ce traitement.
Bu sikik işi hayatından daha önemli yapan şey ne?
Qu'est-ce qui rend ton job plus important que ta vie?
Hikâyelere odaklanmaya devam edin. Önemli olan tek şey bu.
Concentrez-vous sur les histoires, c'est tout ce qui compte.
Snowden, sivil hak ve özgürlüklerinin baltalandığı bu noktada Amerikan halkını eğitmekte çok önemli bir rol oynamıştır.
Il a joué un rôle très important en éduquant les Américains, L'Europe vote pour Edward Snowden en leur montrant que nos libertés civiles et droits constitutionnels sont bafoués.
bu önemli değil 131
bu önemli mi 29
bu önemli bir şey 18
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemli birşey değil 33
önemli bir şey değil 261
önemli değil mi 21
önemli olan bu 110
bu önemli mi 29
bu önemli bir şey 18
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemli birşey değil 33
önemli bir şey değil 261
önemli değil mi 21
önemli olan bu 110