English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Ö ] / Önemli bir şey

Önemli bir şey traduction Français

6,230 traduction parallèle
Önemli bir şey değil sadece.
- Non. Rien d'important.
Önemli bir şey değil.
C'était rien.
Önemli bir şey değil.
Oh. C'est pas important.
Size önemli bir şey söylemem gerek.
J'ai un truc important à vous dire.
Çünkü geceleyin bir şey kırılmış olabilir önemli bir şey, güven gibi.
Un truc s'est brisé la nuit dernière. Un truc, comme la confiance.
Hank'in yanına gittiğinde, oraya gidebiliyor olması onun için gerçekten önemli bir şey.
C'est vraiment important pour lui de pouvoir aller chez Hank quand il veut.
Bu kadar cüretli davranmışsa önemli bir şey yakalamış olmalısın.
Et s'il était prêt à aller si loin, au moins tu sais que tu étais sur quelque chose.
Önemli bir şey değil.
C'est pas si grave.
Çok önemli bir şey.
! C'est très grave!
- Önemli bir şey de.
Je ne voulais pas le faire au téléphone.
Vince yemeğe gitmeden önce, geç saatlerde benimle buluşmak istediğini ve bana önemli bir şey anlatacağını söyledi.
Avant qu'on aille dîner, Vince m'a dit qu'il voulait me voir plus tard, il avait un truc important à me dire.
Hayır efendim, şu an tartıştığımız konu için önemli bir şey bakmaya.
Non, monsieur, mais c'est de matériel dont nous parlons.
Pek önemli bir şey değil ama şu an yöneticisini dev bir hesapla yere indirmiş kişinin yüzüne bakıyorsun.
Petit detail, tu ressembles à un gars qui aurait dominé son superviseur et qui aurait atterri sur un gros compte.
Ama ilişkimiz hakkında önemli bir şey öğrendik, TV'ye çıkmasaydık asla öğrenemezdik.
La chose la plus importante est qu'on ait appris quelque chose sur notre relation qu'on n'aurait pas appris si on n'était pas passé à la TV.
Sana çok önemli bir şey sormalıyım.
Je dois te demander quelque chose d'important.
Bu çok önemli bir şey!
C'est aussi important!
Önemli bir şey olduğunu düşünmedik Ama belki de sen içgüdüsel olarak biliyordun. Ve bunu bana karşı kullandın.
Mais peut-être que tu le savais instinctivement et que tu m'en voulais.
Ben bunlardan daha önemli bir şey buldum.
Je viens de découvrir quelque chose bien plus chaud que ça.
Sana söylemem gereken çok önemli bir şey var.
J'ai quelque chose d'important à te dire.
Benim de sana söylemem gereken çok önemli bir şey var.
Moi aussi, quelque chose d'important.
Kendimi önemli bir şey yapıyormuş gibi hissettim.
J'ai eu l'impression de faire quelque chose d'important.
Önemli bir şey değil, iş şeyleri işte.
Rien, du boulot.
Bu önemli bir şey. Gizleyip görmezden gelebileceğim ya da düzeltebileceğim bir şey değil.
C'est important, pas juste un truc qu'on peut dissimuler, ignorer, ou arranger.
Önemli bir şey olmadığına eminim ama.. ... âmbulans çağırıyorum. Ne olur ne olmaz.
Je suis sûr que ce n'est rien, mais... j'appelle une ambulance au cas où.
Önemli bir şey değil.
Rien de grave.
Önemli bir şey değil.
C'est pas grand chose.
Bu önemli bir şey.
C'est important.
Çok önemli bir şey değil.
C'est pas grand chose.
Son çatışmadan sonra önemli bir şey olmadı.
Rien de significatif depuis le dernier engagement à 01 : 00.
Bu benim için önemli bir şey.
C'est le genre de choses qui me parle.
Bu da benim için önemli bir şey.
Ce qui me parle, également.
Önemli bir şey bu.
Va y. C'est important.
Foster orada önemli bir şey bırakmazdı.
Foster n'aurait rien laissé d'important dessus.
İşinden çok daha önemli bir şey var elinde o da benim sayemde.
Tu as bien plus important que ton boulot, grâce à moi.
Muhtemelen önemli bir şey değildir.
C'est sûrement rien.
Muhtemelen önemli bir şey değildir.
Probablement rien.
Bugün Winston'dan daha önemli bir şey olmadığını unuttuğum için kusura bakma.
Je suis désolée d'avoir oublier que Winston est la chose la plus importante qui se passe aujourd'hui.
Senin için geleceğinden daha önemli bir şey olmamalı Cece.
Rien ne devrait être plus important pour toi, Cece, que ton futur.
Çünkü benim için senin geleceğinden daha önemli bir şey yok.
Parce que rien n'est plus important pour moi que ton futur.
Ama sana söylemek istediğim bir şey var ve çok önemli.
Mais j'ai quelque chose à te dire et c'est très important
Benim için daha önemli olan başka bir şey yok.
Rien n'est plus important pour moi.
Anlaman gereken tek şey, artık daha önemli bir işin var.
Il vous suffit de savoir qu'une grande mission vous attend.
Önemli bir şey değil.
Ce n'est pas la peine.
Önemli olan, şimdi birbirimizi bulmuş olmamız ve bundan daha güzel bir şey yok.
La seule chose qui compte c'est que nous nous sommes trouvés l'un l'autre maintenant, et c'est le mieux.
Bence, kadehlerimizi sevgili dostumuz Nina'nın sağlığına kaldırmamızın yanında onun hakkında önemli bir-iki şey de söylemeliyiz.
Je propose que nous trinquions à la santé de la formidable Nina Galaganova sans oublier le principal.
Bir de şöyle düşün, bütün bunlarda düşüneceğimiz en önemli şey hiç içki almamam.
Laisse moi te rappeler que ce qui est important à travers tout ça.... c'est que je n'ai jamais pris un verre.
Burası hakkında anlamsız bilgiler ver önemli şeyleri değil elbette. S.H.I.E.L.D.'ın diğer tesisleri hakkında da bir şey söyleme.
Donnes-lui quelques infos sur cette base... rien de significatif, bien sûr, rien sur les autres installations du S.H.I.E.L.D?
Bizim için ne kadar önemli olduğunuzu göstermek için özel bir şey yapmak istedik.
On voulait faire quelque chose d'un peu spécial pour vous faire savoir ce que vous représentez vraiment pour nous.
Hatırladığım tek şey hayatımın en önemli anında nedenini bilmediğim bir şekilde öfkeli olduğumdu.
Tout ce dont je me souviens de ce moment crucial de ma vie c'était que j'étais en colère, et que je ne savais pas pourquoi.
Elimden bir şey gelmez ama şunu belirteyim aylardır üzerinde çalıştığımız en büyük ve en önemli operasyonlarımızdan biri Austin'de suya düştü.
Je n'ai pas pu m'empêcher de noter... comment une de nos plus grosses, de nos plus importantes opérations, une sur lesquelles nous travaillons depuis des mois maintenant, vient juste de partir en cacahuète à Austin.
Diğer bir önemli şey onun tüm hayatını kamu denetimine sunmak üzere olması.
Votre tendre moitié est sur le point d'exposer sa vie entière au public.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]