English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ C ] / Ciddiydim

Ciddiydim traduction Français

553 traduction parallèle
Hepsi bu. Söylediğim her kelimede ciddiydim.
Je pensais chacune de mes paroles.
- Tabii ki ciddiydim!
- Ça, non!
Ciddiydim, hayatım. Nefis bir Noel hediyesi.
Quel beau cadeau!
Ciddiydim. Bir konuyu özel olarak derhal konuşmamız gerekiyordu.
Je voulais vous parler d'un problème délicat.
- Blöf değildi, ciddiydim.
Je bluffais pas. J'étais sérieux.
Bu bir espri değildi. Ciddiydim.
C'est pourtant vrai.
Son deneme olacağını söylemiştim ve ciddiydim.
J'ai dit que ce serait ma dernière tentative et c'est vrai.
Söylediklerimi unutma. - Çok ciddiydim.
Souviens-toi de tout.
"Zarları o kadar çabuk alma." Derken ciddiydim!
Quand je dis : "Pas si vite avec les dés", je ne plaisante pas!
- elbette ciddiydim.
Bien sûr que je l'étais.
Wade Matlock'u buradan defet derken ciddiydim.
Quand j'avais dit de renvoyer Wade Matlock, j'étais sérieux.
Ciddiydim.
Je suis toujours sérieux.
Söylediklerimde ciddiydim, gerçekten...
- Je pense ce que je dis
Yani en azından ben ciddiydim.
Enfin, pour moi.
Yaptığımı söyleyeyim : Seninle ne kadar ciddiysem, onunla da o kadar ciddiydim.
J'étais aussi sincère avec elle qu'avec toi.
Tabii ki, ciddiydim.
Bien sûr que je le pensais.
Elbette ciddiydim. Madem öyle söyledim.
Bien sûr, si je l'ai dit.
Sana "bu odayı terk etme" dediğimde ciddiydim!
Je vous avais dit de ne pas quitter la chambre! J'étais sérieux.
Ben sana karşı hep ciddiydim.
Je l'ai toujours pensé.
Dediğim her şeyde ciddiydim!
Et je pensais ce que j'ai dit de vous!
Ciddiydim yavrum.
Mais si, on va y aller.
- Söylediklerimde ciddiydim.
- J'étais sérieuse.
"İyi günde ve kötü günde." Bunu söylerken ciddiydim.
"Pour le meilleur et pour le pire". J'ai tenu cette promesse.
Evet, ciddiydim.
Oui.
Söylediklerimin her kelimesinde ciddiydim.
Je pensais chaque mot que j'ai dit.
Şarkı söyleme konusunda bayağı ciddiydim, bayılırdım buna.
Je prenais le chant très au sérieux.
Seni şehre götürme konusunda ciddiydim.
Ça ne me dérange pas, de t'emmener en ville.
Yalnızca dörtte üç oranında ciddiydim.
J'étais sérieuse à 75 %.
Armory yazın hakkında söylediklerimde gayet ciddiydim.
Je t'ai dit mon avis pour l'Armory Show.
Ciddiydim... söylediklerimde.
Abby, j'étais sérieux... quand j'ai appelé.
David senin için çalışmak istiyorum derken ciddiydim.
David, j'ai dit que je voulais travailler pour vous.
Ailem konusunda ciddiydim Mac.
C'est sérieux, ce que j'ai dit.
Onunla evlenirim derken ciddiydim.
J'étais sérieux en disant que je l'épouserais.
- Ciddiydim.
Oui, je le pensais.
- Gayet ciddiydim.
- C'était sérieux.
İlk defa söylediklerimde ciddiydim Frank.
Je pensais ce que j'ai dit. Lors de notre première fois.
Bu herif neden bahsediyor? Ben ciddiydim.
Qu'est-ce qu'il raconte?
Ve ben... çok ciddiydim... uzun zaman çok uzun.
Et moi... j'ai été très sérieuse, pendant longtemps, trop longtemps.
Ne de olsa ben, herkese yetecek kadar ciddiydim.
Mais à l'époque, j'étais sérieuse pour deux.
Ciddi bir şekilde... Ben her zaman ciddiydim.
J'ai pris ca au sérieux... et bien, j'ai toujours pris ça au sérieux pour être clair.
Ben ciddiydim.
Moi si.
Sana söylediğimde ciddiydim Zed.
Zed, je pense vraiment ce que je dis.
Ama ciddiydim.
Si!
- Ciddîydim, elbette.
Ça tient toujours.
Ciddiydim.
Je dis ce que je pense.
İlk sefer için ciddiydim. - Stephen, harikasın!
- Vous êtes merveilleux.
Tabi, tabi, ciddiydim.
Parce que ça les arrange.
Ben ciddiydim.
Tu sais, c'est sérieux.
Seni çok özledim derken ciddiydim.
Je te jure que tu m'as manquée.
Ciddiydim.
C'était sincère.
Söz verdim ve bunda ciddiydim.
Je marcherais droit. C'était promis, sincèrement.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]