Diye bir şey yok traduction Français
1,874 traduction parallèle
Altı üstü seks diye bir şey yok, Michelle.
Il n'y a pas de telle chose que "juste le sexe", Michelle.
Tanı bölümü diye bir şey yok. Bizde olmasının sebebi House.
Si on a un service de diagnostics, c'est uniquement grâce à House.
Bu yüzden kişisel hayatımız diye bir şey yok.
Et c'est pourquoi notre vie privée n'existe plus.
Zıt katil diye bir şey yok.
- C'est sa signature.
- Bu defa iyi olacak diye bir şey yok.
- Inutile de finir sur une note positive.
Sana demiştim. Gerçek Amerika diye bir şey yok.
Y a pas de "vraie Amérique".
Aşk diye bir şey yok.
C'est n'importe quoi.
Dollhouse diye bir şey yok!
- Quoi? - Dollhouse n'existe pas.
Siz iki salakta hiç iş anlayışı diye bir şey yok.
Vous êtes deux idiots qui n'avez aucun sens des affaires.
Randy, Adrian da hiç yanıImayacak diye bir şey yok.
Adrian n'est pas infaillible.
Doğru ya da yanlış cevap diye bir şey yok. Ama lütfen, doğruyu söyle
Il n'y a aucune bonne ou mauvaise réponse, dites la vérité.
Hastalık diye bir şey yok!
Il n'y a pas de maladie!
Artık "biz" diye bir şey yok. Bunu açıkça belli ettin.
Y a pas de "on", tu l'as montré.
Evet, ama Loker, kadınlığın gerçek kuralı diye bir şey yok.
Oui. Loker, il n'y a pas de vraie règle de la féminité.
Tekvando Birliği diye bir şey yok.
N'existe pas!
Burada düşünce diye bir şey yok.
Je ne pense pas. Il n'y a rien là.
Kral diye bir şey yok.
Il n'y a pas le moindre roi.
Zaman yolcusu diye bir şey yok ki.
Les voyages dans le temps, ça existe pas, tu sauras.
Yeni vasiyet diye bir şey yok.
Il n'y a pas de nouveau testament.
- Yeni vasiyet diye bir şey yok!
- Il n'y a pas de nouveau testament!
Hadi ama burada doğru cevap diye bir şey yok.
Il n'y a pas de bonne réponse.
İkinizde de vicdan diye bir şey yok!
Vous avez aucun scrupule!
Elfçe konuşma dili diye bir şey yok.
Le parler elfique n'existe pas.
Biz diye bir şey yok. Tamam mı?
Il n'y a pas de "nous".
"Biz" diye bir şey yok, "sen" varsın.
Il n'y a pas de nous. Il n'y a que toi. Ça a toujours été comme ça.
Yani size göre orijinal diye bir şey yok mu?
Donc, pour vous, il n'existe pas d'original?
İdeal olan bu olurdu ama ideal diye bir şey yok.
Ce serait idéal. Mais l'idéal n'existe pas.
Beat Kuşağı diye bir şey yok.
Il n'y a pas de "beat generation".
Sürpriz, baldıran hapı diye bir şey yok.
Surprise, les pilules de ciguë n'existent pas.
Timmy, Aziz Niklas diye bir şey yok.
Timmie, Saint Nicolas n'a jamais existé!
- Cehennem diye bir şey yok.
- L'enfer n'existe pas.
- Cennet diye bir şey yok.
- Le paradis n'existe pas.
Geleceği tahmin etmek diye bir şey yok!
Personne ne peut prédire l'avenir!
Her zaman böyle olacak diye bir şey yok.
Ce n'est pas toujours comme ça.
- Her istediğini alacak diye bir şey yok.
- Ce n'est pas ce qu'il veut.
Biz diye bir şey yok.
- "On"? Il n'y a pas de "on".
Biz diye bir şey yok. Biz deme bir daha.
Y a pas de "on" qui tienne.
Sonra diye bir şey yok!
Il n'y a pas de plus tard.
Harvard kanunu diye bir şey yok.
Il n'y a pas de "loi de Harvard".
İnanın bana, kurbağa ağızlı kaplumbağa diye bir şey yok.
Croyez-moi, il n'y a aucune tortue à tête de grenouille ici.
Uzun süredir gelen ilk çift sizsiniz. Tecil başvurusu için mi? Tecil diye bir şey yok Tommy.
Vous êtes les premiers depuis longtemps.
Tecil diye bir şey yok.
Il n'y a pas de sursis.
- Biz diye bir şey yok! - Hayır, bak...
- Je...
Yanlış anlaşılmak istemem, asıldığımı düşünüyorsan diye söylüyorum öyle bir şey yok.
Je suis avec quelqu'un, au fait. Au cas où vous croyez que je vous drague, ce n'est pas le cas.
Olursan diye bir şey yok.
OK Si je... il n'y a pas de si.
"Biz" diye bir şey yok.
Il n'y a pas de "nous".
Çünkü zenci diye bir şey yok. "
Parce qu'il y en a pas. "
Benden tavsiye istiyorsun. Erkelerle, evlilikle Allen hakkında ya da neden hiçbir şey yolunda gitmiyor diye... Tam bir ezik gibi hissediyorsun ve kendinden iğreniyorsun, tiksiniyorsun hayatın hiç anlamı yok, her şey bitti aslında ölüsün, vs... vs...
Tu veux un conseil sur les hommes, sur le mariage, sur Allen, et pourquoi rien ne marche, d'où te vient ce sentiment d'échec, ce dégoût, ce mépris de soi, et la vie ne rime à rien, tout est fini,
Zorluklara yeterince hazirlikli olmak diye bir sey yok arkadaslar.
On n'est jamais trop préparé contre l'adversité, les amis.
Biri sana bir şey yap dedi diye yapmana gerek yok, biliyorsun.
Tu n'as pas à faire tout ce qu'on te dit.
Umut diye bir şey yok.
Quel espoir?