Diye düşünüyordum traduction Français
1,435 traduction parallèle
En azından bir hoşçakal der diye düşünüyordum.
Il aurait quand même dit au revoir.
Tanrım. Ben ise herhalde işleri yüzünden aklı meşgul diye düşünüyordum.
Et dire que je croyais qu'il avait été distrait par son travail.
Yukarıda Wisconsin'in geri kalanıyla yiyişiyorsundur diye düşünüyordum.
Je pensais que tu étais en train de sortir avec le reste du Wisconsin.
Şu an resmi bir şikayette bulunmuyorum. Sadece biraz konuşmalıyız diye düşünüyordum.
C'est pas une plainte, mais je veux en parler.
Kocanla Vegas yolunu yarılamışsındır diye düşünüyordum.
Je te croyais déjà en chemin pour Vegas avec ton mari.
Tetikçinin yörüngesinin Brownian olduğundan emindim bu saf raslantısallık bana bir şekilde Schane'in eylemi hakkında bir şey anlatacak diye düşünüyordum.
J'étais sûr que le trajet du tireur... était brownien... que le pur hasard pourrait... m'en dire plus sur les actions de Schane.
Eve gitmeden önce kahvaltılık bir şeyler yesek diye düşünüyordum.
J'avais envie d'aller prendre un petit-déjeuner avant de rentrer.
Sonum ne olacak diye düşünüyordum.
Où est-ce que je pourrais finir?
"Bağırsana aşağılık sürtük!" diye düşünüyordum.
"Gueule, salope!"
Bir şey olmaz diye düşünüyordum.
Je ne pensais pas que ça ferait une différence.
Fez, Jackie'ye sarkar diye düşünüyordum.
Eh bien, je pensais que Fez allait peloter Jackie.
Kamyonlardan ne çıkacak diye düşünüyordum.
" Qu'est-ce qu'ils contiennent?
Ben de samimi bir arkadaşın makinesini kullanabilirim diye düşünüyordum.
J'ai eu l'idée de venir laver mes dessous.
Hayır, ben başka birşeyler daha vardır diye düşünüyordum.
Non, en fait je pensais plutôt à autre chose.
Onu bulduğumda döverim hatta öldürürüm diye düşünüyordum.
J'avais envi de le frapper, et même de le tuer.
Kahvaltıyı hazırlamam için yarım saatim daha var diye düşünüyordum.
Je pensais avoir une autre demi-heure avant le petit-déjeuner.
Sonra bir anda şnorkelli bir sapık çıkageldi ve ben "Bunun için Pedro'nun evinden buraya 3 otobüsle geldik" diye düşünüyordum.
Et à un moment, une espèce de pervers avec masque et tuba débarque de nulle part. Là, je me suis dit : "On a pris trois bus depuis chez Pedro pour ça."
Tatil bitene kadar seni göremem diye düşünüyordum.
Je croyais plus te revoir jusqu'à la fin des fêtes.
Çılgınca geleceğini biliyorum ama belki sana taşınabilirim diye düşünüyordum.
Ecoute, je sais que ça va sembler dingue, mais... je pensais que je pourrais peut-être emménager chez toi.
Rehabilitasyondasın diye düşünüyordum.
Je croyais que tu étais en rééducation.
Ona prezervatif verebilirim ve doğum kontrol için iğne yapabilirim diye düşünüyordum.
J'ai pensé lui donner une information sur les préservatifs, et peut-être la mettre sous Depo-Provera.
Ben "oğlumu yeni buldum Ve şimdi onu öldürmeliyim." diye düşünüyordum
Et je me dis "Je viens de découvrir qu'il est mon fils, et je vais devoir le tuer."
Ama belki bugün işten izin alabilirim diye düşünüyordum. Gerçekten mi?
J'ai pensé que je pourrais prendre un jour de repos aujourd'hui.
- Karısıyla biraz daha fazla zaman geçirir diye düşünüyordum.
Je pensais qu'il passait un peu plus de temps avec sa femme.
Ben hasatı yarı yarıya böleriz diye düşünüyordum..
Et bien, je pensais qu'on pourrait partager la récolte, moitié-moitié.
Evet, bir randevu ve acaba sence çok mu erken diye düşünüyordum.
Oui, c'est un rendez-vous, et je me demandais si tu pensais que c'était trop tôt.
Yeni çayhaneme ne isim koysam diye düşünüyordum.
J'ai réfléchi à un nom pour mon nouveau salon de thé.
- Beni Russ yetiştirseydi hayatım nasıl olurdu diye düşünüyordum.
Je me demande ce qu'aurait été ma vie si Russ m'avait élevée.
Seni gerçekten de bir gün görürürüm diye düşünüyordum.
" j'espérais vraiment que je pourrais te revoir un jour.
Ve bu süreyi iyi birşeyler yaparak değerlendirebiliriz diye düşünüyordum.
Et je me disais qu'on devrait en profiter.
Ben de sen olmadan Coco'yla çıkarız diye düşünüyordum.
Je me disais qu'on aimerait bien avoir un rendez-vous sans toi.
Hint-İsveç karışımı olan şu yere gidebiliriz diye düşünüyordum.
Je pensais qu'on pourrait aller au restaurant Suédois-Indien.
İşler harika gidecek diye düşünüyordum.
Je croyais que tout allait bien.
Sadece, umarım bir gün ben de sizin gibi güzel takımlar giyerim diye düşünüyordum.
J'étais juste en train de penser, Un jour j'espère pouvoir porter comme vous de beaux costumes.
İşte bu yüzden napalım diye düşünüyordum...
Si, mais la retransmission radio a été interrompue.
Ve kendi kendime "Sevgili Tanrım lütfen çikolatalı çöreğe karşı da alerjim çıkmasın" diye düşünüyordum.
Et je me suis dit "Pourvu que ce ne soit pas une allergie aux pains au chocolat."
Elaine de görmek isterdi diye düşünüyordum.
Je pensais à Elaine et comme elle voulait prendre part à ça.
Çünkü ben biraz baba-oğul takılabiliriz diye düşünüyordum da.
Je pensais qu'on ferait des trucs père-fils.
Eşli randevu yapabiliriz diye düşünüyordum.
Je me disais qu'on pourrait se faire un truc à quatre.
Belki de televizyon izlemeye bir saat kadar ara verebilirsin diye düşünüyordum.
Exact. Je me disais que tu pourrais arrêter la télé pendant une heure...
Çünkü benim teyzesiyle yatmam senin de amcasıyla yatman arasında bir yerde biraz kafa kafaya geliriz diye düşünüyordum.
Parce que quelque part, entre... moi couchant avec sa tante et toi couchant avec son oncle, j'ai pensé que peut-être on arriverait un peu à une impasse mexicaine.
Ne var biliyor musun, ne yapabiliriz diye düşünüyordum?
Tu sais ce qu'on pourrait faire?
Bende bununla ne yapacağım diye düşünüyordum.
Je le cherchais, pour faire un truc avec.
- Ben bir hafta diye düşünüyordum.
- Trois jours. - Je pensais plutôt à une semaine.
Daha çok zaman var diye düşünüyordum.
Je pense toujours qu'il n'y a pas le feu.
Öğretmenlik işine girerim diye düşünüyordum.
Je pensais devenir prof.
Biraz dağıtıp, aksiyon yaratırız diye düşünüyordum.
J'espérais que tu voudrais participer.
Belki de seni uyandırabilirim diye düşünüyordum.
Je pensais que je pourrais te réveiller.
Hep benim de bir Kennebunkport'um olsun diye düşünüyordum.
En faire ma résidence d'été.
Sadece gülümsesem mi gülümsemesem mi diye düşünüyordum.
Je me demandais seulement : Sourire ou pas?
Ben de anlaşmamızı sürekli hale mi getirsek diye düşünüyordum.
On pourrait en faire une collaboration permanente.