English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ E ] / Endiselenmiyorum

Endiselenmiyorum traduction Français

570 traduction parallèle
Kimse için endişelenmiyorum ama sen ve ben bunu durdurabilirdik.
MAIS JE CRAINS QUE TON GESTE NE SOIT PAS COMPRIS
Ben endişelenmiyorum aşkım.
Je ne suis pas inquiet, chérie.
Artık endişelenmiyorum.
Je ne m'inquiète plus désormais.
- Endişelenmiyorum. O tehlikeli tabii ya, O Ygor'u seviyor ve ona itaat ediyor.
Il est dangereux, bien sûr... mais il aime Igor et il lui obéit.
Endişelenmiyorum zaten.
Je ne m'en fais pas.
Endişelenmiyorum.
Je ne m'inquiète pas.
Vicdanım için endişelenmiyorum.
Je me fiche de ma conscience.
Ama içindeki için hiç endişelenmiyorum. Bu yaratıklardan birini çalmayı kimse istemez.
Personne n'aurait l'idée de voler une de ces créatures!
Stanley için bile endişelenmiyorum.
Ni même Stanley.
Ben endişelenmiyorum.
Mais je n'ai pas peur.
Endişelenmiyorum, sadece çalışıyorum, hepsi bu.
Je ne me fais pas de souci, je travaille, c'est tout.
Onun için endişelenmiyorum. Stella için endişeleniyorum.
Je m'inquiète plus pour Stella.
- Ben artık endişelenmiyorum.
Plus de raison de s'inquiéter.
Ben onlar için endişelenmiyorum.
Je me fiche bien d'eux.
Onlar için endişelenmiyorum. Onlara bir şey olmayacak.
Je ne m'inquiète pas pour eux.
- Bu konuda hiç endişelenme. - Endişelenmiyorum.
- Ne t'inquiète pas.
- Senin için endişelenmiyorum.
- Je ne m'inquiète pas pour toi.
Endişelenmiyorum.
Je suis confiante.
Endişelenmiyorum.
Oh, je ne m'inquiète pas.
Endişelenmiyorum. Kaptan Hornblower var.
Je ne suis pas inquiet, avec le capitaine Hornblower.
Ben hiç endişelenmiyorum.
Je n'ai pas à m'en faire. À combien se monte ta fortune?
Endişelenmiyorum, ama dükkanda bana..... eğer radyo için ödeme yapmazsak, alacaklarını söylediler.
Ramon, la dame du magasin a dit que si on ne fait pas un versement ce mois-ci, ils viendront reprendre la radio.
Gelecek için endişelenmiyorum.
Peu m'importe l'avenir!
Geçen ayki gibi sınavlarım için endişelenmiyorum.
Je ne suis pas inquiet pour mon examen final.
Bunlara endişelenmiyorum.
Je ne m'inquiète pas de ça.
Hiç bir konuda endişelenmiyorum.
Je ne m'inquiète de rien.
Endişelenmiyorum.
Je m'inquiète pas.
Steve elimden gidecek diye endişelenmiyorum fakat lütfen kutsal şeyleri alet etme.
- Mais, Susie, je... - Ne t'en fais pas, je m'en remettrai. Mais je t'en prie, ne joue pas les martyrs!
Sigara içmediğim için endişelenmiyorum.
Mais je ne suis pas inquiet car je ne fume pas.
Adamlarının başaracağından hiç endişelenmiyorum.
J'ai confiance. Je sais que vos hommes peuvent tenir Ie coup.
Bu sürede Boxerların Prens Tuan'a karşı zafer kazanmasından endişelenmiyorum. İngilizler kalırsa, Almanlar da kalır.
Je ne veux pas laisser croire que j'ai peur des Boxers, ni donner une victoire au prince Tuan.
- Hayır, endişelenmiyorum.
- Oh... je ne m'en fais pas.
Kendim için endişelenmiyorum.
Je ne m'inquiétais pas pour moi.
Onun için endişelenmiyorum. Kızı için endişeliyim.
Je ne m'inquiète pas pour lui, mais pour sa fille.
Kaybetmekten endişelenmiyorum.
Perdre ne me fait pas peur.
Midemin geri çevirmesi konusunda endişelenmiyorum. Benim emirlerimi izleyecektir. Eğer bir saatliğine mide bulantısına dönse bile zenginlerin bolluğuna sahip olacağım.
Peu importe mes haut-le-cœur si contre une heure de nausée, je reçois de l'argent et des bonnes choses.
Endişelenmiyorum, George.
Je m'inquiète pas.
- Endişelenmiyorum.
- Je ne m'inquiète pas.
Bunun için endişelenmiyorum.
Ça ne me fait pas peur.
Hiç de bile endişelenmiyorum.
Je ne suis pas inquiet du tout.
Ben bunun için endişelenmiyorum ki, ben onlar için endişeleniyorum.
Ce n'est pas ça qui m'inquiète. C'est eux.
Endişelenmiyorum ama daha çok korkuyorum.
Mais ce qui me tracasse c'est ça.
Ben senin kadar endişelenmiyorum, albay.
J'ai eu un choix à faire, colonel.
Endişelenmiyorum Bayan Pilbow.
Je ne m'alarme pas, Miss Pilbow.
- Endişelenmiyorum.
Oh non!
Endişelenmiyorlar, ben de endişelenmiyorum.
Ils s'inquiètent pas, moi non plus.
Kermie, hiç mi hiç endişelenmiyorum.
Kermie, je ne suis pas du tout inquiète.
Bu konuda endişelenmiyorum.
Je ne me fais pas de souci pour ça.
- Onun için endişelenmiyorum. - Senin için endişeleniyorum!
Je ne m'inquiète pas pour lui mais pour toi.
Onun için endişelenmiyorum.
Je l'aurai.
Endişelenmiyorum, ama...
Regardez! Regardez par ici!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]