Evet ama nasıl traduction Français
506 traduction parallèle
Evet ama nasıl?
Oui mais comment?
Evet ama nasıl çıkmış?
Oui, mais comment est-elle sortie?
Evet ama nasıl?
oui, mais comment?
- Evet ama nasıl?
- Oui, mais comment?
Evet ama nasıl göründüğünü neredeyse unutmuşum.
- J'avais un peu oublié son visage.
- Evet ama nasıl yaptınız?
- Si, mais comment le saviez-vous?
- Evet ama nasıl?
- De quelle manière?
- Evet ama nasıl?
- Et Cowslip?
Evet ama nasıl?
Oui, mais comment?
- Evet ama nasıl yapacağım bu işi?
- Oui, mais comment faire?
Evet, ama durumlar nasıl bilirsin.
Ouais, tu sais ce que c'est.
Evet, ama nasıl doktor?
Mais comment, docteur?
Evet. Eee? Ama nasıl yapar?
- Mais comment a-t-elle pu?
Evet, ama size nasıl bir öneride bulacağımı nereden bileyim, Matmazel Brandon?
Comment saurais-je vous conseiller?
Evet, hanımefendi. Ama nasıl?
Comment?
- Evet, ama nasıl bildiniz?
- Oui. Mais comment... - Comment je le sais?
- Evet. Ama nasıl olur da...
Comment pourriez-vous...
Evet ama polisin nasıl davranacağını kim öğretti?
Oui, mais qui lui a appris les procédures policières?
Evet ama nasıl altını Avrupa'ya nasıl geçireceksin?
Mais comment exporter cet or?
- Bir gün yapman gerek. - Evet ama, nasıl?
J'en ai comme un vague souvenir.
Evet, düşündüm... ama nasıl biraraya getireceğimi pek bilemiyorum.
Oui, j'y ai pensé, mais je ne sais pas vraiment par où commencer.
- Evet ama nasıl?
- Comment?
Evet ama karım öyle aptal ki. Parayı nasıl alacağını bilmez.
Ma femme est si bête qu'elle ne saurait pas la toucher.
Evet, ama kendimi suçlu hissediyorum. Sadece şunu belirtmek istiyorum ki... sizi tanıştırırken onun nasıl biri, bilirsin -
C'est que je me sens concerné et je voulais te dire que j'ignorais qu'il était comme ça.
Evet ama, onu evden nasıl uzaklaştıracağız?
- Comment l'éloigner de la maison?
Evet, Davy, ben... Nasıl anlatacağımı bilmiyorum, söz bulamıyorum, ama... İyi bir ailem var.
Eh bien, Davy, je n'ai pas... ta facilité pour la parole... mais j'ai une bonne famille.
Evet ama bunu onlara nasıl açıklayacağız?
Oui mais... Comment expliquer ça à la police?
- Evet, kurtaralım! - Ama oradakilerle nasıl dövüşürüz?
Mais comment faire?
Evet, ama seni tanıyor ve nasıl konuşturacağımı biliyorum.
Je te connais mieux qu'eux. Je saurai te convaincre.
Evet, ama nasıl?
Oui, mais comment?
Ama nasıl olduğunu hayal bile- - Oh, evet edebilirim.
- Mais vous ne pouvez pas imaginer.. - Oh, si, je peux.
Evet ama dışarısının gerçekte nasıl bir yer olduğunu kim bilebilir?
Oui, mais qui sait ce qui nous attend dehors?
Evet, ama bunu Richard'a nasıl anlatırım?
Oui, mais comment puis-je le dire à Richard?
Evet, tamam, Ama söylesene nasıl kazanacaksınız.
Oui, d'accord, l'important est d'^ tre devant au score.
- Evet, ama bunu nasıl...
- Oui, mais comment pourrais-je...
- Evet ama sen nasıl bir şey arıyorsun?
Mais qu'est-ce que vous voulez alors?
- Yüreğimle öğrenebilirim, evet. Ama Birliğe üye olmasan nasıl yolumuza devam edebiliriz? Kimse bize yol göstermeden?
Je vais le mémoriser, mais à quoi ça sert si on n'a pas de parti, personne pour nous guider?
Evet efendim, Bay Reynolds, ama nasıl istiyorsunuz?
Oui, M. Reynolds, mais... comment le voulez-vous?
- Evet, ama o bizim geleceğimizi nasıl biliyordu? Güzel soru.
- Comment a-t-il su qu'on venait?
Evet, adamım, dediğim gibi. Buradaki apartmanlar çok güzel. Ama, kahrolası bir apartman dairesinde tüm bu çocuklarla ve seni rahatsız eden pislik insanlarla nasıl yaşayabilirsin ki?
Comme je disais, la piaule est vraiment extra, mais impossible d'y vivre avec tous ces chiards et ces connards de voisins avec qui tu dois partager la cour.
- Evet, ama nasıl?
- Oui, mais comment?
Evet, ama nasıl bir mutluluk istiyorlardı?
Leur bonheur? Quel sorte de bonheur?
Çok güzel bir yazıydı ama evet, fazla ciddiye almadım. - Ciddi şeyler hakkında yazmazken nasıl ciddiye alınacağını düşünüyorsun ki? - Teşekkürler.
Je le trouve bon, mais je ne le prends pas au sérieux.
Evet, ama kauçuğu Iquitos'a nasıl ulaştıracağız?
Comment rapporter le caoutchouc à Iquitos?
Evet ama hemşire... nasıl yapayım...
Oui, mais Madame l'Infirmière, comment je peux...
Evet ama benim olduğumu nasıl bileceksiniz?
Mais comment saurez-vous que c'est moi?
Evet.Ama şimdi nasıl hissettirdiğini öğrenmem lazım.
- Oui, mais j'ai besoin de savoir encore.
Evet, ama sanıldığı kadar çok yardımcı olmadı... yanlız adamlarla ilgili nasıl bu kadar çok şey biliyorsun?
Oui. Mais ça n'a pas l'air de faire... comment vous en savez autant sur les hommes seuls?
Evet, ama nasıl.
Oui, mais lequel?
Sana benimkini ödünç verirdim, ama nasıl biri olduğumu bilirsin... — Evet biliyorum...
Je t'aurais prêté le mien mais je suis très maniaque. - Oui, je sais.
Evet ama, hala nasıl olduğunu anlamıyorum.
Ouais, mais je comprends toujours pas comment.
evet ama 345
ama nasıl 295
ama nasıl olur 20
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
ama nasıl 295
ama nasıl olur 20
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16