Içeriye traduction Français
3,700 traduction parallèle
- Yeter! Kendi adamı bile içeriye girip kardeşimi kurtarmak istedi ama olay yerindeki amir, Wallace Boden, hayır dedi.
Ses propres hommes voulaient y retourner et sauver la vie de mon frère, mais le chef sur place, Wallace Bode, a dit non.
Evet, içeriye girip onu kurtarmak istedi.
Oui, c'est ce qu'il a dit, et il voulait retourner le chercher.
Ben içeriye döneceğim.
Je retourne à l'intérieur.
Beş dakika sonra içeriye girebileceksiniz.
Encore cinq minutes et vous entrez.
Camından içeriye bir çöp tenekesi fırlattım. Camından içeriye bir çöp tenekesi fırlattım.
J'ai jeté une poubelle dans la vitre.
Üç kilometre sonra içeriye yönelecek.
Virage à trois clicks.
Adam içeriye girmiş ama çıkışı kapatılmış. Ateş edip güvenlikçileri vurmuş.
Un type est entré, il a tiré et blessé un garde pour sortir.
Annenin hatrına konuşurum ama içeriye alamam.
Par respect pour votre mère, je vais vous parler, mais je ne peux pas vous laisser entrer.
Güven bana, o cip döner dönmez içeriye dalıverecekler.
Crois-moi, ça va devenir un vrai champs de bataille quand les SUV reviendront.
İşe yarayacak bir şey bırakmış mı diye içeriye baksana.
Jette un oeil à l'intérieur, vois si elle n'a rien laissé d'intéressant.
- Philip seni içeriye getirmedi mi?
- Philippe ne vous a pas laissé entrer?
Durup içeriye baktı. Evi lanetlermiş gibiydi.
Il restait là à regarder, comme si il jetait un sort sur cette maison.
Artık içeriye girelim.
Je sais juste que nous entrons.
Bizi içeriye aldığın için teşekkürler. Çok güzeldi!
Merci beaucoup pour nous avoir fait rentrer!
Bayan Reston, müteahhit içeriye salondan girip sizi tezgâha yasladı. Doğru mu?
Mlle Reston, l'entrepreneur est entré dans le salon et vous a coincée sur le comptoir.
Ne zaman içeriye girebileceğiz?
Quand pourra-t-on retourner à l'intérieur?
İtfaiyede Mouch olarak bilinen Randy McHolland aramızda. Bakın içeriye kim girdi.
Regardez qui vient d'arriver.
Maw Maw, eğer içeriye girmezsen seni götürecekler ve beynine elektrik şoku verecekler.
Si tu n'y vas pas, ils t'enverront dans un asile et t'électrocuteront le cerveau.
- Dean, ben içeriye giriyorum.
- Dean, j'y vais.
Ve bu topluluğun bir üyesi olmak çok seçkindi, içeriye girebilmeyi satın bile alamazdın.
Et les membres de cette communauté, faisaient tellement partie de l'élite, qu'on ne pouvait s'en acheter l'entrée.
Her zaman içeriye gitmek isteyen, dışlanmış biri olacak.
Il y aura toujours quelqu'un de l'extérieur qui voudras y rentrer.
Roadie koşarak içeriye geldi.
Roadie arrive en courant.
Beni içeriye atmayacak mısın?
Vous ne m'arrêtez pas?
İşte, beni içeriye davet etti ve Vivian hakkında konuştuk.
ma petite-fille, ma mère, Corinne,
Gel içeriye geçelim.
Allons dedans.
Hey, hey, hey, içeriye giremezsiniz öylece!
Hé, hé, hé, vous ne pouvez pas y aller!
Kaydımın ortasında içeriye paldır küldür girebileceğinizi düşünüyorsunuz.
- vous pensez être autorisée à débarquer dans le studio.
Sonra içeriye girip hediyeleri açalım mı?
Cool. Ensuite on rentre à l'intérieur et on ouvre nos cadeaux?
Sadece onunla işleri ağırdan almanı söylüyorum Aiden daha içeriye girmeden önce bu işe iyice bağlı olduğundan emin ol.
Je suggère seulement que tu prennes les choses doucement avec lui, assure-toi d'enquêter proprement sur lui avant qu'il n'entre un peu plus.
Onu içeriye kadar izliyorsan asla bir fareyi öldürme
Ne jamais tuer un rat si vous pouvez le suivre à la place.
Bir anne içeriye girer ;
Une mère entre ici ;
İçeriye girmek isterken çizgiyi aştıysam özür dilerim.
Quand j'ai demandé à retourner à l'intérieur, je m'excuse si j'ai dépassé les bornes.
- İçeriye nasıl gireceğiz?
- Comment faire pour rentrer?
İçeriye geç ve rahatına bak.
Allez et installez-vous.
İçeriye girip bombacıyı etkisiz hale getireyim derken parçalanmayı düşünmek cesaret ister.
Il ont eut des tripes pour entrer en sachant qu'un poseur de bombe allait se faire exploser avec eux.
İçeriye girip, yakılıp, denize gömülürler.
Abordé, brûlé et envoyé par le fond.
İçeriye bu şekilde giremezsin Moira.
Tu ne peux pas juste débarquer ici, Moira.
İçeriye giren her erkek genç ve yakışıklı olmalı.
Chaque homme qui entre ici est jeune et beau.
İçeriye gel.
Reviens à l'intérieur.
İçeriye giriyoruz.
On y retourne.
- İçeriye alın.
- Aide-moi.
İçeriye kedi girmiş demek.
Regarde ce que le chat a trouvé.
İçeriye girdikten sonra, güvenlik kameralarını etkisiz hale getireceğiz. Böylece Virginia ve Jimmy'ye zaman kazandırmış olacağız.
Une fois à l'intérieur, on débranche les caméras de sécurité... ce qui donnera le temps à Virginia et Jimmy de faire leur action.
İçeriye girin ve çöreğimi incitmeden önce bir şeyler yapın.
Monte là-dedans et arrête-la avant qu'elle ne fasse du mal à mon muffin.
Sonrasındaysa içeriye birisini aldı ama.
Elle nous dit que l'aventure des fans s'arrête, et après, elle y entre avec quelqu'un.
İçeriye geri dön ve Konuşması bitmemişse bile Cellata işareti ver.
Faites signe au bourreau, qu'il ait fini de parler ou non. C'est contre le règlement, monsieur.
Bilmem ki, Ben içeriye girmedim.
- Je sais pas, je suis pas entré.
İçeriye alet edevat almaya git...
II est allé chercher des outils.
Belki de dışarıdan bir tehlikeye çok fazla odaklandık. İçeriye daha dikkatli bakmayı gözden kaçırdık.
Peut-être qu'on s'est tellement focalisés sur une menace externe... qu'on a oublié de regarder de plus près l'intérieur.
- İçeriye gelsene.
- Viens à l'intérieur.
İçeriye girmişler.
Composé d'été violents.
içeri 231
içeride 300
içerim 28
içeri girebilir miyim 137
içeri gir 856
içerideler 28
içeri gel 1264
içeride kim var 18
içeri girip 56
içeri girebilir miyiz 61
içeride 300
içerim 28
içeri girebilir miyim 137
içeri gir 856
içerideler 28
içeri gel 1264
içeride kim var 18
içeri girip 56
içeri girebilir miyiz 61