Işler nasıl traduction Français
2,186 traduction parallèle
Radek, senin tarafında işler nasıl?
Radek, comment ça se passe de ton côté?
İçeride işler nasıl gidiyor?
- Comment ça se passe là-dedans?
Öbür özel arkadaşınla işler nasıl gidiyor?
Alors, comment ça va avec ton autre amie, si spéciale?
Hannah'yla işler nasıl? Bilirsin...
Alors, comment ça s'est passé avec Hannah?
- Annende işler nasıl gitti? - Harikaydı.
C'était super.
Erica'yla işler nasıl gidiyor?
Hey, comment ça va avec Erica?
Bu okulda kızlarla işler nasıl yürüyordu?
- Ça marchait comment, avec les filles, à cette école-là? Pourquoi elle faisait ça?
Ambalajlama bölümünde işler nasıl gidiyor, öğrenmek istiyor.
Explorer les profondeurs du département d'emballage l'excite au plus haut point. Montre-lui ce qu'il y a à faire, par où commencer, tout ça.
Şikago'da işler nasıl yürür bilmiyorum. Hiç gitmedim.
Je sais pas comment on vit à Chicago, je connais pas.
İnsanlığın durumu demişken... Dedektif Beckett ile işler nasıl?
En parlant de condition humaine comment ça se passe avec la Dt Beckett.
Evde işler nasıl gidiyor diye bir bakmak istedim.
Je vérifiais que tu es rentrée sans encombres.
Orada işler nasıl?
C'est comment, à l'intérieur?
Ama bu işler nasıl yürür, bilirsin?
Mais vous savez comme ça marche.
Lightman'la işler nasıl gidiyor?
- Ça va avec Lightman?
Topçuyla işler nasıl gidiyor?
- Comment ça va avec le joueur de balle?
New York'da işler nasıl?
C'est comment New York?
İçeride işler nasıl gidiyor?
Comment ça va là-dedans?
- Anakin orada işler nasıl?
- Où en êtes-vous?
Claire'le işler nasıl gidiyor?
Alors, comment ça se passe avec Claire?
Şu garsonla işler nasıl gidiyor?
Comment ça se passe avec la serveuse?
Pekala, mesela, biyolojik annesiyle işler nasıl gidiyor?
Dis-moi. Comment ça se passe avec sa mère biologique?
- Jeffrey, işler nasıl?
- Jeffrey, ça va?
Pekala, orada işler nasıl gidiyor? Gerçekten.
Alors comment ça se passe là-bas?
Orada işler nasıl gidiyor?
Ici Young, comment ça se passe?
Evde işler nasıl gidiyor?
Comment ça se passe chez vous?
Tekrarlıyorum dedektif, evde işler nasıl gidiyor?
Je répète, comment ça se passe chez vous?
Irene ile işler nasıl gitti?
Alors, comment ça s'est passé avec Irene?
Belki küçük bir yemek yeriz, ve sana ve ekibine burada işler nasıl anlatırım.
Nous pourrions faire un petit souper. - Je vous mettrai au courant.
Hey, süper herifle işler nasıl gidiyor? Oldukça iyi.
- Comment ça va avec super-mec?
Depoda işler nasıl?
- Comment ça se passe à l'entrepôt?
Ben daha deneyimliyim, işler nasıl yürür daha iyi biliyorum.
J'ai plus d'expérience, plus de savoir-faire.
Puck ile işler nasıl gidiyor?
Alors... Ca va avec Puck?
İşler nasıl gitti?
Où en sont les choses?
Peki Mimi'yle senin arandaki işler eve gelince nasıl?
Comment ça se passe avec Mimi à la maison?
Evet, bakalım işler senin için nasıl gidecek.
Ça finira comment?
Siz Washingtonlular için durum nasıl bilmiyorum ama ekonomik durgunluktan dolayı Frostburg'da işler çok kötüye gitti.
J'ignore comment ça se passe à D.C., mais c'était difficile à Frostburg avec la crise.
İŞler nasıl değişti görüyor musun?
Regarde comme les choses ont changé!
- İşler nasıl?
- Bien.
- Nasıl gidiyor işler?
- Comment vont les affaires?
İşler nasıl gidiyor?
Comment vont les affaires?
Keith Amca! İşler nasıl, Cookie?
Oncle Keith.
Ama evlilik, işler değiştiğinde üstesinden nasıl gelineceğini çözmektir.
Mais le mariage est de trouver... comment continuer quand les choses changent.
İşler nasıl buraya kadar geldi bilmiyorum ama bu son şansımız. Lütfen. O tek başına biri.
Je sais pas... comment les choses en sont arrivées là, mais c'est notre dernière chance.
İşler nasıl?
- Comment ça se passe?
- Nasıl gidiyor oralarda işler? - Güzel.
Ça va, là-bas?
Ee... İşler nasıl gidiyor Donnie?
Alors... quoi de neuf Donnie?
Senin işler nasıl?
Comment ça se passe de votre côté?
Evet, Marcy. İşler nasıl, hocam?
Comment se passe le boulot, prof?
İşler nasıl bu kadar karıştı bilmiyorum.
Comment c'est devenu si compliqué?
* İşler nasıl gelişecek diye tedirgin olmadım *
I was worrying about the way that things might have been
* İşler nasıl gelişecek diye tedirgin olmadım *
Worried about the way things might have been
işler nasıl gidiyor 51
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701
nasıldı 328
nasılsın bakalım 115
nasıl geçti 135
nasılsınız efendim 71
nasılsınız çocuklar 37
nasıl hissediyorsun 480
nasılsın oğlum 23
nasıl bir şey 94
nasıl buldun 140
nasıldı 328
nasılsın bakalım 115
nasıl geçti 135
nasılsınız efendim 71
nasılsınız çocuklar 37
nasıl hissediyorsun 480
nasılsın oğlum 23
nasıl bir şey 94
nasıl buldun 140